23.Bölüm: Sevgilinin Vedası

43 5 6
                                    

"SEVGİLİNİN VEDASI"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Yedinci Ev - Anlat Ona

*
Bu bölüm işler kızışıyor. Diğer bölümle ilgili tahminlerinizi bekliyorum. Oylarınız ve yorumlarınız devam etmem için çok önemli. Teşekkürler.

*

Bir hafta...

Doğum günümün üzerinden dolu dolu bir hafta geçmişti. Bir haftadır evden hiç çıkmamıştım. Aydan, seans almam için annemle görüşmüştü fakat annem hiçbir seansa gelmek istemediğimi ona aktarmıştı. Ekin ile olan seans da böylelikle araya kaynamıştı. Hoş, seans günümüz geldiğinde Ekin beni bir kez olsun aramamış, Kemalettin amca beni almaya gelmemişti. Son olan konuşmamızdan sonra benimle seanslara devam etmek istemeyebilirdi. Belki de Neşe ona yeni yalanlar uydurmuştu ve o da ona inanmayı seçmişti. Bunlar olabilecek şeylerdi.

Odamdaki test kitabından rastgele sorular çözerken ne zamandır kapıda beni izlediğini bilmediğim annemi buldu bakışlarım. Hiçbir şey söylemeden önüme tekrar döndüğümde "Kütüphaneye gitmeyecek misin?" diye soran annem karşısında başımı masaya koydum.

Kütüphaneye gitmek istemiyordum. Selma bir haftadır her gün bana mesaj atıyordu, neler olduğunu merak ediyordu fakat ben kimseye bir şey anlatmak istemiyordum. Hem Onur ile ilgili neler olduğunu da bilmiyordum, dışarısı güvenli gelmiyordu gözüme.

"Hayır, gitmeyeceğim," dediğimde annemin odaya girdiğine dair ayak seslerini duyabiliyordum. Odamdaki perde açılınca ve güneş ışınları yüzümde gezinmeye başlayınca başımı masadan kaldırıp gözlerimi kıstım.

"Perdeyi kapatır mısın?"

Annem beni hiç duymuyor gibi davranarak pencereleri de açmıştı. "Artık kendine gel. İlk aşk acısı çeken sen değilsin."

"Aşk acısı çektiğimi de nereden çıkardın?" dediğimde annem gözlerini devirdi.

"Kızımı tanıyorum. Kalk hadi, hazırlan. Seni kütüphaneye bırakacağım."

"Olmaz," diye karşı koyarken başımı tekrar masaya koymuştum. "Beni rahat bıraksan olmaz mı?"

"Kalkacaksın itiraz istemiyorum. Yarın, misafirim gelecek. Alışverişe çıkacağım, hazırlık yapacağım." Başımı masadan kaldırıp annemin yüzüne baktım.

"Beni evden kovuyorsun yani!" dediğimde sesli de gülmüştüm. Annem ise göz devirerek odamdan ayrılmak üzere kapıya doğru gitmeye başlamıştı. Odadan çıkmadan hemen önce "Hazırlan, sana aldığım kolyeyi de tak," direktifinde bulunmuştu.

Bana aldığı kolyeyi hiç takmamıştım. Kelebekler artık benim için bir anlam ifade etmiyordu. Her ne kadar istemesem de masadan kalkıp üzerimi değiştirmeye koyuldum. Annem bir şeyi kafasına taktığında onu mutlaka yapardı, itiraz edemezdim.

Uzun kollu beyaz bir kazağın altına sıradan bir kot pantolon giydikten sonra saçlarımı iki yandan örmüştüm. İstemeye istemeye kelebek kolyesini taktığımda aynadaki görüntüme baktım. Kelebekler bana Ekin'i hatırlatıyordu. Bakışlarımı kolyeden çektiğimde kendimi inceledim. Berbat görünüyordum, göz altlarım kararmış ve göz torbalarım şişmişti. Yüzüm daha önce hiç olmadığı kadar çökmüş görünüyordu.

Kolay şeyler yaşamıyordum. Onur'un beni taciz etmesi, babamın benimle görüşmek istemesi, Ekin'in Neşe'nin tek bir sözüne inanıp alenen beni tehdit etmesi hep üst üste gelmişti.

Kelebeğin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin