3. Dolunay

164 16 22
                                    

Odaya girdiğimizde bakışlarım ona döndü. Sinirli gözüküyordu.

Niye ki?

Kolumdan tuttuğunda irkilerek ona baktım. Kaşları çatılmış, sinirli bir sesle, “Sana bu odadan çıkmamanı söyledim!” dedi.

Hassiktir, lan ben bunu unutmuştum.

Yutkundum ve kolumu kurtararak bir adım geriledim. Kolumu sıkmadığı için ben çektiğimde tepki vermemişti. “Söylemiştiniz.” Dedim.

“Emrime uymadın ama?!” diye sordu. Bu duruma cidden kızmış olmalıydı.

Biraz düşündüm. Madem emirlerine karşı geliyordum en azından bunu korkak görünerek yapmayayım. Gelen özgüvenle başımı kaldırdım. Ne yapa bilirdi ki bana?

Keleni kese bilir.

Özgüvenimin en büyük düşmanısın iç ses.

“Uymadım evet?” dedim. Sonra onu süzdüm. “Ne yapacaksın bana? Ceza mı vericeksin?” dedim sırıtarak.

Tepkime şaşırdı, tabi paşazade korkmamı bekliyordu. “Niye sırıtıyorsun sen?” diye sordu. Sinirlenmişti, emirlerine karşı gelinmesini hiç sevmiyordu belli ki. Sinirlerine başlarım onun kimsenin emirini falan uyamam ben.

“Ceza vermenizi bekliyorum.” Dedim. Yanlış sularda yüzüyorsun aslan parçası.

Gözlerini kıstı neyden bahsettiğimi anladığında ise çapkınca güldü. “Nasıl bir ceza ister canın?” diye sordu ve üstüme yürüdü.

Bunu gerçekten beklemiyordum. Lan senin şaşırman gerekti.
Aptal! Bu herif prens kim bilir kaç kızla gönül eğlendirmiştir, çapkın züppenin teki ve sen onunla baş başasın! Ceza diye kırbaçlarsa şaşırma.

Yutkunarak geri bir adım attım.
“Gelme üzerime!” dedim elimi kaldırarak.

Kaşları çatıldı ama hala piç gülüşü yerli yerindeydi. “Neden ki? Yoksa cezanı merak etmiyor musun?” diye sordu alaylı bir sesle.

Geri geri giderken en son ayağım yatağın köşesine değdi. O bir adım daha atdığında ben kendimi ondan kaçmak için yatağa attım. Üzerime eğildi, “Az önce cezanı bekliyordun, madem bu kadar istiyorsun.” Dedi. Şaşırdım.

Kaşınan sendin Luna.

İlla kaşıması mı lazım iç ses?

Ayrıca görüyorum da dünden razısın?!

Bu sefer iç sesim sessiz kaldı. ‘Evet’ demeye utanıyordu galiba.

Yoo utanmıyom.

“Biraz daha yaklaşırsan Lucas’ı çağıracağım!” dedim. Korktuğumu görüyordu ama geri adım atmıyordu.

“Neden ki?” diye sordu, anlamamış gibi yapıyordu.

Geri adım atmıyordu, benim ise adım atıcak yerim yoktu.

Büyüleyici Evren Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin