VE SEN!
"Ve sen, zehrimin en derin ilacı..."
"Adacım." Nefes parmaklarımla uğraşır gibi beni uyandırmaya çalışırken usulca gözlerimi açtım.
"Hadi bakalım, sizi aşağıya kahvaltıya bekliyoruz." Etrafın dağınıklığına bir göz gezdirdim.
"Tamam sen çık ben geleceğim hemen." Nefes odadan çıkarken perdenin ardından gelen karartıya doğru gittim, balkonun kapısını açıp dışarı çıktığımda Ayaz'ın hareket etmeden oturduğunu gördüm. Geldiğimi fark etmesine rağmen bir tepki vermemişti. Yerdeki bira şişesi ve yanındaki bardakta birkaç yudumluk kalan biraya baktım.
"Defolun bu evden derhal!" Kulaklarımda babamın sesi çınlarken ellerimle yüzümü ovuşturdum. Bize böyle davranıp elindeki içki bardağını duvara fırlattığında koşup anneme sarıldığım için kolumdan tutup banyoya kilitlemişti...
"İçtin mi sen?" Ayaz'ın yanındaki koltuğa oturup bana cevap vermesini beklerken en mayhoş haliyle kendine gelmeye çalıştı.
"Yo, içmeye fırsatım olmadı." Ayaz'ın alaycı tavırlarıyla dağıttığım odaya baktım. Biz sadece bir bitiktik.
"Hadi kahvaltıya gidelim." Ayaz'a yakın davranmak istermiş gibi ortaya samimiyet bıraktım.
"Duş alır gelirim, sen git hadi." Ayaz'a başımı sallayıp odadan çıktım. Kahvaltı masasına oturduğumda annemin eğik başını pas geçemedim.
"Anne, iyi misin?" Annem başını kaldırıp gülümsedi.
"İyiyim canım, hadi kahvaltını yap ve ilaçlarını al." Annemin yanına oturup sandalyenin yanında elini tutup gülümsedim, açlıktan çok bitkinleşmiştim fakat utancımdan çatala bile dokunamamıştım. Hayatımda ilk kez bir topluluğun içerisinde kahvaltı yapacaktım. Murat Bey'in aceleyle masadan kalkması ardına Nermin Hanım'da Murat Bey'i uğurlamak için ona eşlik etti.
"Deniz gözlüm... Nasılsın kızım, neredeydin, neden yanıma gelmedin?" Annem soruları birbirine karışmışken Nermin Hanım gelmeden kısaca anneme anlattım.
"Ada burada güvendeyiz, Ayaz'ı sevmeye çalış kızım kendi hayatın için yalvarırım." Annemin çaresiz yalvarışları üzerine Ayaz sessizce masaya oturdu, o kadar çekiniyordum ki Ayaz'a nasıl davranacağımı bilmiyordum. Ne ben ona iyi gelebilirdim ne de o bana iyi gelebilirdi. Biz bu gemide yıldızların altında batmaya mecburduk.
Biz birbirimizin zehrine ilaç olamazdık...
Biz bu gemide yıldızların altında batmaya mecburduk.
"Ada Hanım, ilaçlarınız. Odanızı rahat rahat kullanabilirsiniz." Hizmetliye başımı sallayarak tabaktaki haplarımı kullandım. Odaya çıktığımda Ayaz masanın üzerinde çizim yapıyordu, ona rahatsızlık vermemek için odadan çıkarken Ayaz beni durdurmak istemiş gibi seslendi.
"Yanıma gelebilirsin, tabii sen de istersen." Çekinerek Ayaz'a başımı sallayıp karşısındaki sandalyeye oturdum.
"Baban şirkete gelmemiş." dedi, çizim kağıdını değiştirirken. Ayaz'a verebileceğim hiçbir cevap yokken öylece sustum.
"Böyle... Böyle ne yapacağız Ayaz?" Ayaz elindeki çizim kağıdını bırakıp gözlerime baktı.
"Evleneceğiz ya Ada! Yarın düğünümüz var." Ayaz'ın konuşması o kadar rahattı ki elim kolum bağlanmıştı.
"Ayaz, istemiyorum seni ya istemiyorum."
Evet! Canımın yanmasını istemeyen adamın canını yakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK RUHLAR
Fantasy"Her şeyin iki çift mavi gözle başladığı bu hikayede biz yokuz artık." dedi Ada uçsuz bucaksız denize bakarak... Uçurumdan kendini bırakmadan hemen önce...