"Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı?"
- LUKİANOS
Kafamın içinde herkes konuşurken bir ben susuyordum. Bu bir adalet miydi? Ne annemi ne de Ayaz'ı susturabiliyordum kafamdaki en büyük çığlıkları onlar atıyordu.
Kahvaltı için aşağı indiğim sırada Ayaz yerinde yoktu, Murat Bey gülümseyerek kahvaltı yapmamı ve oturmamı rica etti, gözlerim annemin gözlerini bulunca annem gülümseyerek oturmamı istedi. Başım eğikti, dalıp gidiyordum uzaklara bir türlü ruhumu bedenime hapsedememiştim.
"İyi misin Ada." Nermin tebessümle gülümseye devam ederken Murat Bey'in yüzündeki gerginlik beni fazlasıyla ürkütüyordu.
"İyiyim." İyi değildim, kötü, berbat, duygusuz, düşüncesiz, paramparça bir Ada vardı karşınızda.
Derin bir nefes alıp etrafıma bakındım, Ayaz yoktu. Varlığı kadar yokluğu da beni endişelendiriyordu. O gece hâlâ gözümün önünden gitmiyordu, yerin dibine girmiştim adeta. Ayaz o an bana istediği her şeyi söylemekte çok haklıydı, dediğim her kelimeyi duymuştu, sözlerim onu çok incitmişti, onu çok kırmıştım. Ona olan kızgınlığım henüz geçmiş değildi ama onun yokluğu beni tedirgin ediyordu, çaresiz kalıyordum.
Bedeniniz her ne kadar burada olsa da ruhunuz tam olarak olmak istediğiniz yerdedir.
Zira ruhunuzu bedeninize hapsedemezsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK RUHLAR
Fantasy"Her şeyin iki çift mavi gözle başladığı bu hikayede biz yokuz artık." dedi Ada uçsuz bucaksız denize bakarak... Uçurumdan kendini bırakmadan hemen önce...