RUHUM SENİN YANINDA
Ruhum bedenime bir dirhem büyük gelirdi; Sen olmasan.
"Anladım. Anladım."
"Yapma baba, korkuyorum."
"Ç-çok korkuyorum anne, babam eve gelmesin."
Kan ter içinde, yataktan fırladım. Hemen bütün ışıkları açıp yatağın üzerine oturdum.
"Ada, iyi misin?" Ayaz korkuyla odaya girdi. Sırılsıklam olmuştum, yüzüm kızarmıştı. Olduğum yerde titriyordum. Ayaz dizlerinin üzerine çöktü ve sıkıca ellerimi tuttu.
"Sakin ol, ben senin yanındayım." Derin nefeslerle gözlerimi Ayaz'dan kaçırmaya başlamıştım. Aynı rüyayı ikinci kez görüyordum. Kahretsin! Bir de bu çıktı. Mide bulantımla hemen banyoya doğru koştum Ayaz'da hemen peşimden gelince ona geri git diyemedim daha doğrusu demeye fırsatım olmadı. Defalarca öğürmeme rağmen mide bulantım gitmemişti. Ayaz saçlarımdan tutup geriye aldı, beni sıkıca tuttu. Allah'ım lütfen çıksın artık. Derin nefesler alırken Ayaz üzerimi çıkarttı.
"Ne yapıyorsun?" Sesim o kadar titriyordu ki, ben bile ne dediğimi anlamıyordum.
"Zorlama kendini, ateşin var. Duş alırsan rahatlarsın." Saçlarımdan süzülen suyun vücuduma işlemesiyle bir süre irkildim. O kadar çok korkuyordum ki Ayaz'ın yanımdan gitmesini istemiyordum. Ayaz beni dışarıda beklerken iç kıyafetlerimi çıkarıp yıkandım. Havluya sarılıp çıktım, iç kıyafetlerimi giyinip şortumu da zorla giydim.
"Yardım edeyim." Ayaz giyinmeme yardımcı olmuştu. Kendime gelmiş gibiydim.
"Gel saçlarını kurulayalım." Yatağın üzerine oturunca Ayaz'da kurutuma makinasını alıp tekrardan yanıma geldi. Gecenin 3'ü olmasına rağmen tüm uykum kaçmıştı. Ayaz keyfimin yerine geldiğini az çok hissetmişti. Saçlarımı naif elleriyle kurutmaya başlamıştı. Saçlarım kurumuştu ve üzerimden ağır bir yük kalkmıştı.
"Gitme." Ayaz anlamadım der gibi başını çevirdi.
"Gitme, korkuyorum." Gülümsedi, uzun bir gülüş... Tebessüm üzerine tebessüm kattı kendine. Korkuyordum yalnız kalkmaktan, Ayaz'sız olmaktan. Ayaz beni yatağa yatırınca gece lambasını açıp yanıma doğru geldi. Zor yutkunuşlarımın arasında dilimin ucundaki o kelimeyi söylemeye çalışıyordum.
"Gel." dedim, tekdüze bir ses ile. Gel Ayaz, kalbime, gönlüme. Ruhuma gel. Yalvarırım, ruhuma gel.
Ruhumu, ruhuna sakla. Gözlerini gözlerime. Binlerce kez özür dilerim; Daha önce ruhunu, ruhuma rastlatamadığım için.
Her gece uyumadan evvel ruhum ruhunu mutlaka yoklardı. Söylerdi bedenime mutlaka iyi olduğunu. Kimi zaman uyurdun, kimi zaman sen de benim gibi düşünürdün. Sen bilmezdin oysaki. Ama ruhum evvela sana gelirdi.
Bilmelisin ki; Ben her gece ruhumu bedenimden ayırıp sana geldim ve her zaman umut ettim bir gün bedenimin de sana gelmesi dileğiyle.
Gözlerim yavaş yavaş aralanırken, duraksadım, sağıma döndüğümde Ayaz'ın kokusu çoktan yatağıma sinmişti. Yanım boştu, oysaki korku dolu gecem güzel bitmişti. Birbirimize sırtımızı dönsek bile, yanımda olduğunu iliklerime kadar hissediliyordu.
'Küçüğüm, geç aynanın karşısına, bak gözlerine. İşte bu gözlerde koca bir dünya yatıyor. Dünyamı karatma.'
Dalan gözlerimle, Ayaz'ın sesinin tınısı kalbimde yer edinirken sözleri ilikleniyordu. Mide bulantımla yine yataktan fırladım. Karnım o kadar çok sancılanıyordu ki olduğum yerde öğürmeye başlayıp yere çöktüm. Mide bulantım, karnımın sancısı ile savaşırken olan bedenime oluyordu, daha fazla kaldıramıyordu tüm bu olanları. Öksürüklerimin arasında öğürmelerim eşlik ederken baş dönmelerim de başladı. Bir bu eksikti! Derin nefesler alıp verirken bir şekilde mermerden tutunup suyu açtım, elimi ve yüzümü yıkadıktan hemen sonra az da olsa sakinleşmeye başladım. Kalbim batıyor gibiydi, tek bir rahatsızlığımla her şey üst üste geliyordu. Biraz olduğum yerde dinlendikten sonra Ayaz'ın odasına doğru gittim, kapı az da olsa aralıktı ve Ayaz... Ayaz yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Sanırım ben uyuduktan sonra yanımdan gitmişti. Aşağıya inip kahvaltı hazırlamaya başladım bir yandan da masayı kurarken Ayaz'ın işe gitme saati yaklaşıyordu. Hava düne göre bu gün daha da soğuktu, kış mevsimini severdim en çokta yağan karı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK RUHLAR
Fantasy"Her şeyin iki çift mavi gözle başladığı bu hikayede biz yokuz artık." dedi Ada uçsuz bucaksız denize bakarak... Uçurumdan kendini bırakmadan hemen önce...