self-conscious

4 1 0
                                    

İnsan hayatı binlerce yapboz parçasından oluşur. Bazı parçalar kayıptır, o parçalar ile birleşmesi gereken parçalar açıkta kalır, bazı parçalar uyumsuzdur o yapboza ait görülmez. Oysaki yeni gelicek yapboz parçaları onları tamamlar, ait görülmeyen ait olur. Bu yapboz ancak ve ancak ölünce biter, yapboz tamamlanır mı peki? Ansızın gelen bi ölüm o yapbozu eksik bırakır mı, tamamlanmamış bir yapboz yani insan olabilir mi?
Cevabım hayır,,
İnsanlar yarım kalan hikayelerden bahsedip durur, 'bu böyle bitmemeliydi' 'henüz bitemez' 'hikayemiz yarım kaldı' vsvs
Yanılıyorsunuz, en azından benim doğrularıma nitekim.
Yarım kalan hikaye yoktur, o hikaye o kadardır.
O kişi o olay o an ile hikayenin o kadardır. Mutlu sona eremediğiniz zaman bu o hikayenin yarım kaldığını göstermez.
Sadece hikayen kadar, kabul edip etmemek size bağlı ve hayatınızı sokmak istediğiniz çıkmazlara.
Bazen bazı şeyleri kabul etmemiz gerekir, haksız olduğumuzu mesela.

Çünkü kendimize karşı olan egomuz sadece bizi ve karşımızdakini yorar. Her zaman empati yapamayız veya doğru olamayız.
Kabul etmeniz gereken bir şey de şu; kendi açınızdan haklı veya gerekçeleriniz olması sizi  haklı yapmaz.
Kendinize karşı haklı olmanın sizi haklı yapmaz, neden mi çünkü olay iki taraflı, yalnız değilsiniz. Eğer karşı tarafın açısal olarak sizi haksız yapacak bir gerekçesi varsa olay bazında haksızsınızdır.
Uzun yıllar boyunca her zaman haklı olduğumu düşünerek yaşadım. Bir süre sonra hem kendimi hem karşı tarafı yordum çünkü gözüm kapalıydı. Düşünmeye ve empati yapmaya eğlimim yoktu.
Unutmayın bir konuda haksız olmanız sizi hor yapmaz. Tam tersi bunun farkına varmak bir erdemliktir.
Bakın bir yapboz parçası, şu an eğer senin fikrini değiştirdiysem veya seni düşünmeye itiysem bu benim onurum.

Beni haklı¿ görmek zorunda değilsin. Ben bu gün sana bilgi vermedim, seni düşünmeye iterek kendi doğrunu bulmanı sağladım.

Düşün , öğren, yapbozunu geliştir.

Bakış açıları kazan korkusuzca yaşa ve hata yapmaktan korkma.

Ruhumuzun parçalarını şekillendiririz, bizler , insanlar.
Ben bu dünyada hepimizin eşit yaratıldığını savunurum. Görünüşümüzü ,hayatımızı, hayatımıza giren insanları biz ve bizden öncekiler seçerler. Tanrı hepimizi eşit yaratır. Bizi biz yapan biz ve bizden öncekiler.

Örneğin ; görünüşümüz, yaşadığımız yeri vs bizden önceki, bizim olmamızı sağlayan insanlar ve onların hayatına etki eden insanlar belirler.
Hayatımıza giren insanları, yaşadığımız iyi veya kötü olayları biz ve kararlarımız belirler.
Yani bizi biz yaratırız. Bizler.

Fark etmeden hepimiz hepimizin hayatını küçük karalar ile büyük ölçüde etkileriz.
O yüzden Tanrıya suç atmak manasız.
Bu benim doğrum ve bakış açım , bundan yararlanarak kendi bakış açını yaratabilirsin.

Demem o ki ruhunu  oluşturan parçalarına iyi bak. Benim gibi dört bir yana saçıp kaybolma diye yazıyorum bu yazıyı.
Benliğini koru, geliştirmekten ve değişmekten çekinme. Değerlerine sahip çık ve düşünmeyi bırakma. Bizi biz yapan en büyük varlığımızdır aklımız. Gökyüzüne baktığında göründüğün her parıltıya anlam yüklemekten çekinme. Soru sor ve öğren. Nefes aldığın her an geliş bir saniye önceki ile aynı olursan ne anlamı kalır o saliselerin akmasının ? Vücudun her saniye binlerce hücre üretiyor, kalbin her an aralıksız senin için çarpıyor. Neden biliyor musun? Yeni umutlar ve yeni başarılar için. Onlar her an seni yaşatmak için çabalarken sen onları yarı yolda bırakma olur mu, her anını sana ve varlığına adayan bedenine sahip çık, onu koru ve ona en büyük zararı sen verme yeter ki.
Saygı; varlığa saygı.

Yaşadığın her an aldığın nefese değil de içindeki ölü parçalara küfret yaşayan her hücrene saygı duymadığı için.

Kendinden değil seni bu hale getirenlere küfret , benliğine saygı duymadıkları için.

Sadece bakış açını değiştir veya geliştir bunun için 3D gözlüğe ihtiyacın yok .
Pişman olmayacağım dediğin her an göremediğin geleceğine ettiğin bencillik ve bilmişlik için suçla kendini sadece.
Yarınını bilemezsin. Olmayacak dediğin o kadar şey olur ki hayat bazen tahminlerinin ötesindedir. Nerden nereye geldim dersin bir anda.
Hayat bencildir evet, ama cesursan sana ettiği haksızlıkların karşılığını sana vermekten çekinmez.
Acı verdiği gibi huzur da verir. Onun düşmanı değilsin bunu unutma.
Sana acı vermeyecek tek bir şey yoktur, verdiği acıya değsin yeter ki.
Mutlu olmaktan ve ilerlemekten korkarsan eğer işte o an kendin ile baş başasın. Korkularını yaşayarak ve deneyim ile aşabilirsin elbet.
İnanmak en büyük kanıttır biliyor musun, eğer bir şeye inanırsan kendine onu kanıtlamış olursun, başkalarına inandırırsan bunu doğru, herkese inandırırsan nesnel yaparsın.

Önce kendinden başla, gerisi senin için orada.

Yaşarken eğleneceğin, gülerken kaybolacağın, gözyaşlarını kendi adımların için akıttığın, yoluna ışık olup sönen insanları unutmayacağın ve en büyük saygıyı kendine vereceğin bir hayat diliyorum sana

moon and doomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin