KABUK BAĞLAMAMIŞ KALPLER

4.6K 611 785
                                    

Başlangıç tarihiniz? (16.07.2024, 20.00)

Kabuk Bağlamamış Kalpler'in giriş bölümüne hoş geldiniz. Bölümler ağustos ayında gelmeye başlayacak. Aradaki iki-üç haftalık zaman diliminde giriş bölümümüzle burada durmak istedim.

UYARI: Burada yazılan her şey kurgu ve gerçek kişilerle veya kurumlarla hiçbir alakası yok.

maNga&Göksel - Dursun Zaman

Keyifli okumalar. ♥

"... partinin milletvekili Fikret Arsan, uğradığı bir silahlı saldırı sonucu vefat etmişti. Onu öldüren şahsın müstakbel dünürü olduğu ortaya çıktı. Bugün cenazesi yapılan Fikret Arsan'dan geriye katiliyle beraber gülümseyerek poz verdikleri bu fotoğraflar kaldı."

Acıyan gözlerimi ekrana verilen fotoğraflara diktim. Cihangir'le yan yanaydık. İkimiz de sağ elimizi kaldırmış, yüzüklerimizin kesilen kurdelesini kameraya gösteriyorduk. Babalarımız yanımızdaydı. Fotoğraftaki herkes gülümsüyordu. Ben de gülümsüyordum ancak yüzüm blurlandığı için görünmüyordu. Babamın yüzü ise kırmızı bir çemberin içine alınmıştı. 

En mutlu günlerimden birinde çekilen bu fotoğraf, şimdi bir kanalda sunulan cinayet haberinde gösteriliyordu. Babamı kırmızı bir çemberin içine alarak suçluyorlardı. Katil, diyorlardı. Değildi.

Bunların hepsi koca bir yalandı.

Daha fazlasını duymamak için televizyonu kapatıp kumandayı bir kenara attım. Kulaklarımı dolduran kuru gürültü yerini ölüm sessizliğine bıraktı. Kumandayı öyle attığını görse baban sana kızardı, dedi kafamdaki ses.

Yutkunamadım. 

Kızamazdı. Kumandayı attığım için, kendimi olmayacak şeylere üzdüğüm için, kardeşlerimle kavga ettiğim için... Artık hiçbir şey için kızamazdı.

Babam ölmüştü.

Sadece iki kelimelik bir gerçekti bu. İki kelimeyle yüreğimi darmaduman eden, beni dağıtan bir gerçekti. Babam, ölmüştü. Babalar da ölebiliyordu demek. İnsan birini çok sevdiğinde ölüm ona dokunamayacak sanıyordu. Gerçekçi bir insandım ama babam hiç ölmeyecekmiş gibi gelmişti. Açıkçası hiç de düşünmemiştim bunu. Onun olmadığı bir dünyayı düşünmeye cesaret edememiştim.

Birkaç gün önce kuruyan gözyaşlarım tekrardan canlandığında gözlerimin nemlendiğini hissettim. İnsan en başta inanamıyordu ama şu an o kadar gerçekti ki yokluğu... Babam olsa ağlamazdım. Babam burada olsa canımı ne sıkarsa sıksın, geçeceğini bilirdim. Arkamdaki dağımdı o benim. Sadece varlığıyla bile güven verenimdi. Çok sırtımı yaslamıştım ben babama. Her birimiz için hiç gocunmadan varını yoğunu ortaya koymuştu.

Varlık içinde büyümemiştim ama yokluk nedir, bilmezdim. Babam, yoklukla aramızdaki paravandı çünkü. Çektiği sıkıntıları hiçbirimize yansıtmazdı. Parasının olmadığı günler illa ki olmuştu ama bir kere bile bunu yansıtmamıştı. Sırtını zorluklara, yüzünü bize dönmüştü. Hep sırtı ağrırdı babamın. Belki de bu yüzdendi.

Şimdi yoklukla aramdaki o paravan, canımın içi babam ölmüştü. Ve artık her şey olduğundan çok daha fazla korkunç görünüyordu.

Evdeydim. Annem, abim ve kardeşlerim içeride uyurken ben oturma odasındaki bir koltuğun ucuna tünemiş, babamın gözlüğüne bakarak bu acıyla nasıl baş edeceğimi düşünüyordum.

KABUK BAĞLAMAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin