0.1

404 69 370
                                    

Oy ve yorum bu kremayı mutlu eder💜
...

Güvenli alan... Garip bir tabir aslında. Sanki bir aksiyon filminde bütün kurşunlardan koruyan o bodrum katındaki özel yer gibi. Genelde öyle olur yani. Benimse bu tür şeylerden farklı bir güvenli alanım vardı. Bir bodrum değildi. Kurşunlardan da koruyamazdı sanırım. Ki istemezdim de. Ona zarar gelmesini asla istemezdim.

Gözlerimi yavaşça açtım ve yanımda yatan çekik gözlü arkadaşıma baktım. Bacaklarını kendine çekmiş ellerini de yanağının altına koyarak öylece uyumuştu yanımda. Gülümsedim ve tamamen ona döndüm. Titreyerek kapısını çaldığımda acayip streslenip beni mutlu etmek için herşeyi yapmıştı. Dünün aklıma gelmesiyle gülümsedim. Sabahı hiç hoş olmasa da akşama doğru yanına gelmemle çok güzel vakit geçirmiştim. Beni battaniyeye sarıp sushi yapması, elleriyle yedirip en sevdiğim filmi açtıktan sonra dizine yatırması... Ah. Sanırım dün Jeongin için bir bebek provası olmuştu.

Üstümdeki örtüye baktım. Gerçekten iyi olduğumda dahi bana dikkat etmişti anlaşılan çünkü üstümü örttüğümü hatırlamıyordum. Üstelik ondan sonra uyumama rağmen... Tatlı.

Bir süre onu izledikten sonra yavaşça yataktan kalktım ve sessizce odadan çıktım. Komidinin üstünde duran saate göre okula gitmemize daha iki saat vardı yani erken uyanmıştım. Bunu kullanarak biricik arkadaşıma, güvenli alan olarak nitelendirdiğim kişiye güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim. Gülümseyerek merdiveleri indim ve mutfağa girdim. Dolaptan kahvaltıları çıkarmaya başladığımda kafamda neler hazırlayabileceğimi düşünüyordum. Güzel olmasını istiyordum çünkü uzun zamandır birlikte yemek yemediğimizi düşününce bu beni heyecanlandırıyor, aramıza giren derslerden kaçmak için resmen fırsat olarak geliyordu gözüme.

Birlikten vakit geçirmek... Herkesten uzakta olup sadece onunla olmak... Hayalleri az olan biriydim ben. En büyük hayalim ise sanırım buydu. Beni seven tek kişiyle uzakta mutlu bir hayat sürmek. Ah. Hayalim bile vizyonsuzdu değil mi?

Bunları düşünürken ekmeği ısıtıcıya koyup diğer şeyleri hazırlamaya başladım. Yumurtaları kaynattım, domatesleri doğrayıp peynirle süsledim. Jeongin'in kahvaltı yapmaya bayıldığını düşünürsek biraz tatlılaştırmakta sorun olmazdı değil mi? Sonuçta kendisi de tatlıydı.

Bütün tabakları hazırlayınca bu seferde masayı hazırlamaya başladım. Çiçek mi koysam acaba? Pencerenin önünde yeni açan menekşeler vardı onları-

"Jiiiisunng~"

İsmimi duymamla elimdeki tabağı masaya bıraktım ve merdivenden inen tilkiye baktım. Gözleri yarı kapalıydı. Bu haliyle oldukça masum görünüyordu. Gerçi zaten öyledi. Minicikti gözümde.

"Ben geç kaldım sanırım ya. Bugün Hyunjin'le kahvaltıya gid- ecektim..." Gözünü açınca beni görmüş konuşmayı keserek öylece bakmıştı masaya.

Yutkundum. Hyunjin. Yine Hyunjin'le vakit geçirecekti. Yine onun yanına gidecek yine geceye kadar gelmeyecekti hatta belki gece de gelmezdi. Dişlerimi sıktım ama belli etmeden gülümsedim. Bu sırada da tırnaklarım avuç içlerime yara açmakla meşguldü.

"Öyle mi? Ah bilmiyordum bende böyle güzel kahvaltı hazırlayayım demiştim. Sorun değil innie. Hadi hoş sevgilinin yanına~"

Sesimin neşeli çıkmasını sağlasamda içten içe çığlık atıyordum. Yavaş yavaş arkadaşım elimden kayıyordu ve bunlar hepsi o sarışının yüzündendi. Her zaman bir yerlerden çıkıyor ve mutlu anlarımızı yok ediyordu. Yutkundum ve masaya göz attım. İştahım kaçmıştı. Jeongin yoksa bir anlamı da yoktu zaten. Bütün herşeyi onun için hazırlamıştım. O olmazsa yemek yemek bile gereksiz geliyordu bana.

Handora •Minsung•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin