Oy ve yorum 🎡
•••"Jisung? Şey yanlış anlama ama iyi misin?"
Jeongin gözlerini kısarak bana baktığında güldüm yattığım yataktan kalkıp sıkıca sarıldım ona. Mağarada bulunmamın üstünden bir gün geçmişti ama ben hala bulutların üstündeydim sanki. Kendimi çok güzel ve muhteşem hissediyordum. Gülümsek geliyordu içimden hep. Buna alışkın olmayan Jeongin ise tabi ki tuhaf buluyordu bunu.
"İyiyim. Gerçekten çok iyiyim. Peki sen iyi misin?" Önüne gelen saçı kulağının arkasına koyup tekrar sarıldım. Beni bu bir gün içinde asla yalnız bırakmamış ve benimle kalmıştı. Ona minnettardım. İlk başta yataktan bile çıkartmamış yemeğimi hazırlayıp beni mutlu etmek için uğraşmıştı. Oysa mutluydum zaten ben. O mor... nasıl desem. Tarif edemediğim o şey sayesinde zaten ruhumun mutluluğa olan inancı artmıştı sanki. Tabi ki bunu Jeongin'e söyleyemiyordum. Ben bile tam inanamazken 'Neptün'e gittim, Su da nefes alıp yüksekten düştüm ha bir de dünyayı gördüm' diyemezdim. Sanırım ölene kadar benimle gidecek olan bir sır olacaktı bu. Umarım. Belki de ilk defa umarım ki son olmazdı bu.
"Bende iyiyim. Sadece nasıl desem bugün evine git dedin ama aklım sende kalacak. Hem neden kovuluyor gibi hissedebiliyorum."
Bu dediğine gülüp ondan ayrıldım ve yatağa oturdum zıplayarak. Bir noktada evet, onun evde olmasını istemiyordum çünkü hala ve hala o kutuyu açmamıştım. İçimden bir ses tek açmam gerektiğini söylüyordu. Ayrıca Jeongin narin biriydi. Şok etkisiyle bayılabilirdi ve ben bunu asla istemezdim. Gerçi... kutunun morla alakası olup olmadığını da bilmiyordum. Sadece o da bir histi. Huzurlu bir his...
"Bence sen aşık oldun ve bana söylemiyorsun."
"Ne?"
Duyduğum şeyle gözlerim büyüdü. Cidden öyle garip mi davranıyor- "Göz bebeklerin ben hariç bir şeye bakarken hep küçük olurdu böyle umrunda olmazdı hiçbir şey. Şimdiyse göz bebeklerin bana baktığın gibi kocamaan ve tatlı bakıyor. Nefesin arada kesiliyor ama doktor bir sorun yok dedi. Hayallere dalıyor arada da kendi kendine gülüyorsun. Hey Jisung. Yoksa o..." Yanıma oturdu ve aniden üstüme eğilerek dibine girdi arkadaşım. "Deniz erkeği felan mı? O yüzden mi mağarada, denize yakın yerdeydin?"
Gözlerine baktığımda dalga kırıntısı yoktu. Gülmemek için ilk önce dudaklarımı birbirine bastırdım ancak başarılı olamayıp patlamıştım bir noktada. Ben kahkahalarla gülerken Jeongin şaşırıp geri çekildi. Ah. Cidden tatlı. Belki ciddi değildi ama dalga da geçmiyordu. Bu haliyle ağzımdan laf almaya mı çalışıyordu o?
"Eğer bir deniz erkeğini bulursam söz ilk sana geleceğim ancak maalesef ki şu an öyle bir durum söz konusu değil."
Saçını karıştırıp kafasından bir öpücük aldım. Bozulmuş gibiydi ama yapacak bir şey yoktu. Ona söyleyemezdim.
Öyle hissediyordum.
"Aaah tamam daha fazla gülme, gideceğim. Yeni halini sevsem de seni değiştiren her neyse yeteri dozda almaya dikkat et. Yemeğini de unutma. Hazırladım ve yarın okuldan sonra buraya gelip kontrol edeceğim. Söz ver."
İşaret parmağını uzatınca bende kendi sağ işaret parmağımı uzatıp dokundurdum. Yıllardır yaptığımız gibi parmaklarınızı iki kere döndürüp birbirine kenetlemiştik. Bu bizim işaretimizdi. "Seni seviyorum Ji."
"İnan bana ben daha çok innie."
Gülümsedi sonraysa dediği gibi yaparak odamdan çıkıp beni evde yalnız başıma bıraktı. Demir kapının örtündüğünü duymuştum. Gitmişti. O zaman vakitte gelmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/329637020-288-k268185.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Handora •Minsung•
FanficVe sınıfın sessiz çocuğu, herşeyi elde edebilen o kutunun yeni sahibidir. "Pişman olmamanı sağlayacağım." Başlangıç tarihi: 19.07.2023 Bitiş tarihi:...