0.7

252 55 205
                                    

Oy ve yorum 🎡
•••

Yağmur yağıyor. Acaba kanlar akıyor mudur oluklardan? Yoksa çoktan temizlemişler midir? Peki ya arabayı süren kişi? Dünyaya zarar veren bir takım insanları hayattan kopardığını biliyor mudur? Bilmiyorsa ne yazık. Eminim üzülüyordur.

"Çok sessizsin. İyi misin çocuğum?"

Çocuğum. Bir insanı bilmeden yaralayandı bu. Bir kelimeyi gerçek anlamında, olması gereken kişilerde duyamamak felan. Hafifçe gülümsedim ve arabanın penceresinden bakmayı kesip Bayan Seo'ya döndüm. Arka aynadan bana bakıyordu merakla. "İyiyim." Dedim ve gülümsememi büyüttüm. "Sorduğunuz için teşekkür ederim. Hep böyleyimdir."

"Ah anladım. Bilmem yani Dahseo senden konuşmayı çok seviyor özellikle de heyecanlanınca insanın onu dinleyesi geliyor diye bahsetmişti."

Duyduğum şeyle gülümsemem sekteye uğradı. Yutkundum ve annesinin yanında, ön koltukta oturan Dahseo'ya baktım. Bana bakmıyor duymamış gibi pencereden dışarıyı izliyordu. Gözlerimi kıprıştırıp bakışlarımı yere indirdim. Dinleyesi gelmek... Bu tabir onluk değildi. Gerçi birlikte geçirdiğimiz zamanlar için geçerli olabilirdi. Belkide o zaman beni anlatmış sonra ise benden hiç bahsetmeyerek zorbalıklarını annesine göstermemişti. Mantıklıydı bu. Annesi kötü birine benzemiyordu çünkü.

"Şey hanımefendi rahatsız olmasanız... Neden bu anda böyle bir durumda olduğumuzu sorabilir miyim? Proje dediniz ama sizce de bugün bunun için uygun bir zaman dilimi mi?"

"Aslında bakarsan dışarıdan bakan biri için asla öyle gözükmez. Sonuçta ağır bir görüntüye ve olaya maruz kaldınız ama bir yandanda bu sende bir şeyleri çağrıştırmadı mı Jisung?" Tekrar arka aynadan gözlerimiz kesişince kaşlarım hafifçe çatıldı. Ne dediğini anlayamamıştım. "O kazayı yaşayan kişi sende olabilirdin. Ben Dahseo'yu kurtaramayabilirdim mesela. Ve biliyor musun bence feryadım tamamen oğlumla yapamadığım şeyler olurdu. Onun yapabileceği şeyleri yapamaması felan. Senin de hiç yok mu? Yapmak veya olmak belki de sadece istediğin bir şey?"

Yutkundum. Bayan Seo bir noktada haklıydı. Gerçekten. Yapmak istediğim şeyler... Hiç uzağa gitmeye gerek yoktu mesela. Bu akşam Jeongin'le yemek yemek istiyordum. Onihra'nın iyi olup olmadığına bakmak onunla tekrar konuşmak istiyordum. Arabayı süren kadın mantıklı ve gerçekçi konuşuyordu.

"Anladım. Teşekkürler."

"Çok kibarsın. Aah. Gerçekten sevdim seni. Tavırların felan çok tatlı. Ayrıca teşekkürü yemekte yapmanı daha doğru buluyorum. Elim lezzetlidir bayılacaksın." Tek gözünü kırpıp güldüğünde şaşkınlıkla ağzımı açtım. Yemek? Şey evet okulda bir saat daha durduktan ve Jeongin'i eve yolladıktan sonra proje eşi olduğumuzu öğrenen bayan Seo ikimizi arabaya bindirmişti ama... Ben sadece projenin temel hatlarını inceler bir iki konuşur hallederiz diye düşünmüştüm. Daha doğrusu Dahseo'nun bütün sorumluluğu bana vereceğinden emindim. Annesi burada diye mi sesini çıkarmıyordu?

Gözlerimi kıprıştırdım konuşmadan önce. "Bayan Seo. Yemek derken? Rahatsızlık vermeyi gerçekten istemem. Lütfen benim için bir şey yapmayın. Projeyi hemen bugün yapmayacağız sonuçta."

"Bugün büyük oğlum yurtdışından geliyor. Ona özel yemek hazırlamak istiyordum ama karar veremeyince sevdiği her şeyi yapmayı seçtim." Kırmızı ışıkla durduğumuzda arkasını dönmüş ve bana bakmıştı asla yaşlı olmayan kadın. "Sende geldiğine göre artık israf diye kötü hissetmeyeceğim. Güzelce ye anlaştık mı?"

Başımda hissettiğim elle dondum. Saçımı okşamış ve yeşil ışığın yanmasıyla önüne dönüp arabayı ilerletmişti.

Ellerime düşen ıslaklıklara baktım. Ağlıyor muydum? Kalbimde huzuru hissederken ben... Yutkundum. Böyle anlar bana yabancıydı. O sırada aklıma gelen şeyle hemen gözyaşlarımı silip konuşmak için ağzımı açtım ama devamını getiremedim. Jeongin'i söylemem gerekiyordu. 'Akşam yemeği için bir arkadaşımla sözleştik yinede teşekkür ederim ayrıca oğlunuzun gelmesine sevindim. Eminim bütün tabaklar bitecektir." Demeliydim ama ben olmadı yani. İçimdeki bir şeyler durdurdu beni. Sanırım o ortama girmek istiyordum. Bir aile ortamına girmek, normalde insanlar nasıl birlikte yaşıyor diye bakmak felan. Yutkundum ve telefonumu çıkardım cebimden.

Handora •Minsung•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin