0.9

228 49 164
                                    

Oy ve yorum 🎡
•••

Yumuşak dudaklar ve belimde gezinen el. Alnıma değen yumuşak mor saçları okşayan ve hareket eden kolunu tutan ben.

Kitaplarda bir cümle geçerdi. 'nefeslerimiz kesilince dudaklarımızı ayırdık.' Her zaman bunu merak ettiğimi söylesem belki tuhaf dururdum ama gerçek buydu. Nasıl olduğunu merak ederdim mesela hani birini öpmek nasıl hissettiriyordu? Nefes almaktan daha mı önemliydi insanın sevdiği kişiyi öpmesi? Vesaire vesaire. Sonuçta cevabımı bulmuştum.

Önemliydi. Onun dudaklarından ayrılmamak, hep bu hissi yaşamak çoğu şeyden daha önemliydi.

Nefes almak için kafamı çektiğimde göğsüm inip kalktı. Onun göğsüne değmiş bu da farklı hissetmemi sağlamıştı açıkçası. Yutkunarak hayran olmuş bir şekilde beni izleyen mor gözlere baktım. O da benim gibi derin nefesler alıyordu ve böyle bir etki bırakabildiğim için tanrı biliyor ya çok mutluydum.

Nefesimiz kesilinceye, artık nefes alamayacağımız ana kadar öpüşmüştük. Onun yatağında, morun tonlarıyla bezenmiş bu odada kalbimin yeni bir kapısı açılmıştı sanki. Gülümsedim heyecanla.

Mutluluktan deli gibi gülesim geliyordu. Böyle sarılıp bırakmamak felan.

"Beni öptün."

"Hm. Öyle mi olmuş?" Dudaklarımı ıslatıp gözlerimi kaçırdım. Kızarmaya başladığım için kaçmaya çalışıyordum şu an. "Şuradaki biblo mu? Dönüyor öyle. Güzelmiş."

"Buradaki en güzel şey sensin hanji... Tanrım." Başını omzuma koyduğunda öylece kaldım. Gülüp yapmıştı bunu. Yutkundum ve kollarımı kaldırıp başını sardım. Yumuşak saçları çok güzeldi. Çok hoşuma gidiyordu elime değmesi. Yumuşacık.

"Bu his... Unutmaya başlamıştım."

"Neyi?"Başımı ona döndürüp omzuma yaslanmış ona baktım. Gülümseyerek duruyordu öylece. Gözlerini kıprıştıyor sadece bana bakıyordu. "Bir soru sordum Onihra." Saçında olan sol elimi yanağına doğru indirdim ve en son dudaklarında durdum. Dudaklarıyla oynarken sesim önceyesine kıyasla oldukça mırıltılı çıkmıştı. "Hangi hissi?"

"Birini sevmek. Hayır. Sevilmek. Sevmekle alakalı her şey." Başını omzumdan kaldırdı ve kollarını başımın iki yanına koyarak üstümden bana baktı. Yutkundum. Birini sevmek... Beni sevdiğini böylece üstü kapalı da olsa söylemişti. Dudağımı ısırdım. Çok tatlı gelmişti bu."Seni sevme hissini özlemişim Han Jisung."

"Böyle dersen eskiden başka bir paralellikteki halimi de sevdiğini düşünürüm."

"O zaman bu düşünce doğru olur."

Kaşlarım havalanırken gözlerimi kıprıştırdım. Ciddi miydi? Tanrım. Gözlerinde şakaya dair bir iz yoktu. Gerçekten eskiden başka bir versiyonumu mu seviyordu?

"Başka paralellik olsa dahi farklı kişilikler var gördüğüm kadarıyla. Mesela nogitsune Jisung gibi özgüvenli değilim gibi gibi. Demek istediğimi anladın mı?"

"Ona benzediğim için beni seviyor olabilir misin diyorsun bana."

"Bazen aklımı okumanı seviyorum."

"Bense sadece seni seviyorum Hanji." Sağ kolunu başımın yanından çekti ve yanağımı okşadı yavaşça. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı ama nedense kendimi bu konuda rahatsız hissetmiyordum. "Sadece seni..."

Dudaklarımız yine buluştuğunda belki de sorgulamalıydım ama tuhaf bir şekilde buna da uyum sağladım öpmesine karşılık verdim. Kendimi ona kapılmış hissediyordum ve bu his güvende hissediyordu. Bu yüzden sevmiştim. Kutuda olan o, benim güvenli alanım olmuşsa benim için hiçbir sıkıntı yoktu.

Handora •Minsung•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin