Oy ve yorum 🎡
•••Mor rengi ender bulunurmuş tarihte. Bu yüzden kraliyetlerin rengi olmuş her zaman. En yüksek tabakayı temsil etmiş ve cinsiyetten uzak bir tutumla herkese kendini hayran bırakmış. Bunu ortaokulda hocamız anlattığı için biliyordum. O zamandan beri hep asil bir renk olarak düşünmüştüm bu rengi. Ki öyleydi.
Yatağıma yatmış tavanı isteyen mor tonlarıyla donatılmış adam, asilliğin vücut bulmuş haliydi.
Gözlerimi kıprıştırdım huzursuzlukla. Ona cevap vermemiştim. Soru da sormamıştım. Sadece sakinleşmek adına öylece durmuştum ve bu onu da sakinleştirmişti. Neşeli hali bir anda yok olmuştu. Nedense... bunu sevmemiştim.
"Orası." Dedim ve durdum. Nasıl diyebilirdim ki? Kelimelerle aram iyi değildi. Hatta direk benim canlılarla aram iyi değildi. Yutkundum. Net bir şekilde desem olurdu sanki. Bilmiyorum. Sadece merak ediyorum ama nasıl soracağımı bilmiyorum.
"Neyi sormak istiyorsan sorabilirsin. Direk sor. Sesini duymayınca kötü hissediyorum."
Gözlerimi kıprıştırdım sonraysa ağzımı açtım yavaşça. "Sen yani demek istediğim sen o ya yani ben kutuyu açınca kendimi mor bir yerde buldum. Her yer mordu tamam mı?" Kendime sinirlenip hızlı konuşmaya başlamıştım gene. "Kutuyu açınca oldu ve sen oradaydın şimdiyse evim diyorsun orası nasıl senin evin olabilir ki hayır dur." Ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada elimi dudaklarının üstüne koyup susturdum onu. "Bunun nedeni senin ne olduğundan geçiyor. Lütfen bana artık kim olduğunu söyler misin?"
Sona doğru sesim kısıktı. Defalarca sormama rağmen hep konu değiş hiç cevap alamamıştım çünkü. Yutkundum. Artık bir cevap istiyordum ve bu benim hakkımdı.
Bana yaşattığı onca güzelliğin karşısında korkmuş kendimi korumak için bencilliği seçmiştim yine.
Ellimin altındaki dudak hareket ettiğinde ne yapıyor olduğumu fark edip hemen çektim. Konuş demiştim ama elimi çekmemiştim resmen. Boğazımı temizledim öksürerek. Kendine gel Han Jisung.
"İsmim Onihra. Hm. Aslında bana da ilk zamanlar garip geliyordu hayır aslında tamamen çaresiz hissettiriyordu." Kollarından destek alıp yarı oturur pozisyona geçti. Bana bakmıyordu. Bakışlarını bu seferde tam karşısına sabitlemişti. "Ama insan zorunda olunca kabulleniyor. Aynı senin gibi. Sende zorbalıkları kabullenip içinden ağlamaya başlamadın mı?"
Mor gözler beni bulduğunda yutkundum. Bunu nereden biliyordu ki? Ayrıca kendinden insan olarak bahsetmişti. Böyle bir şey mümkün olamazdı. Kendimden bahsetmediğim halde beni bilen ve bunları yaşatan bir doğaüstü güce sahipti. O gözler bu aura bir insana ait olamazdı.
"Han."
Soyadımı duymamla karşımda dikilmesi bir oldu. Yatakta dizlerinin üstünde, tam karşımda çok yakınımdaydı. İki eliyle omuzlarımı tuttuduğunda karşı koyamadım ve sırtımı yavaşça yatağa buluşturmasına izin verdim. Daha doğrusu öyle olacağını düşünüyordum ama olmadı. Sırtım sert zemine yavaşça temas etti. Burası... az önce korkarak çıktığım yerdeydik şimdi. Morların hakim olduğu bir yerde, onun evim diye bahsettiği yerdeydik.
"Nelerin mümkün olup olamayacağını sorgulayamazsın. Benimleyken bunu yapamazsın."
Elimi kaldırdım. Tuhaf bir çekimdi. Gerçek gibi gelmeyen şeyler onunla gerçekti. Hissedebiliyordum. Tenini. Buranın soğuk havasını ve kokan menekşe kokusunu. Aynı suyu hissettiğim gibi. Aynı o elmasa dokunmam gibi.
Elim yanağında dururken onun gözleri keskindi. Her hareketini dikkatle izlemiş sonraysa avcumun içine adeta bir kedi gibi uyum sağlamıştı. Onihra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Handora •Minsung•
FanficVe sınıfın sessiz çocuğu, herşeyi elde edebilen o kutunun yeni sahibidir. "Pişman olmamanı sağlayacağım." Başlangıç tarihi: 19.07.2023 Bitiş tarihi:...