1,2,3,4.Karşımda ki adam 4 dakikadır hiç bir şey demeden bana bakıyordu.Kaşlarımı sanki daha mümkünmüş gibi çatıp ''Odanın anahtarını alsam artık.'' Adam 4 dakikadır duymadığım sesini sonunda çıkartıp ''Ha,tabii ki efendim.Buyurun.'' Metal olan anahtarı bana doğru uzattığında,hızla elinden almış ve resepsiyondan ayrılmıştım.Merdivenlerden odama,daha doğrusu odamıza çıktıktan sonra küçücük bavulumu koltuğa fırlatmıştım.Yatağın üzerine oturup Alkın'ı beklerken beyefendi sonunda gelebilmişti.Yanıma oturduğunda kafamı kaşıyarak kafamı kurcalayan soruyu sormuştum.
''İlk nereden başlayacağız?.'' Kafasını kaşıyarak ''İlk annemden.'' Sinirli bir sesle ''Annenden intikamını aldıktan sonra,ya bana yardım etmezsen Alkın Ateş'' Bilgisayarını açıp fotoğraflara girmişti.Annesinin her adımında ki fotoğrafları görünce gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.''Bunları nasıl çektin.'' ''İzini hep takip etmiştim.Neyse şu herif var ya.'' Parmağı ile gösterdiği orta yaşlarda,kirli sakallı,uzun boylu adama baktım ve kafamı salladım.''O annemin etrafında dolaşan bir herif.İşe ilk ondan başlayacağız çünkü annem o adama aşık.'' ''Şey Alkın,ben bilmiyorum.Sonuçta dediğin gibi annen ona aşık.'' Alkın hızla yanımdan kalkıp odanın içinde tur atmıştı.''Cesur kızımız korktu mu?'' ''Hadi ama? Ne korkması.'' ''Kanıtla.'' Ayağa kalkıp yanına giderek ''Tamam,ondan başlayalım.'' Telefonumun çaldığını duymamla,arayan kişinin Orkun olduğunu görmüştüm.Hızla telefonu açıp kulağıma götürdüğümde,karşı taraftan endişeli bir ses geliyordu.
''Ilgın nerelerdesin.Okula gelmedin,ben senin için endişelendim.
Bütün duygularımı sarsan ve kulaklarıma kadar gülümsememi sağlayan sözlerinin ardından sakince ''Benim için endişelendin mi?'' ''Tabii ki.''
Kendimi toparlayıp ''Orkun ben,ara sıra gelemeyebilirim.Benim için endişelenme,hayatını yaşa.Seni arada ararım,görüşürüz.'' Orkun'un ''Bir dakika,bir dakika.Sensiz hayatımı yaşayamam,yine de kararlarını sorgulamayacağım.Beni her gün aramak zorunda olduğunu bil.Seni seviyorum,buz kızım.'' Seni seviyorum dediğinde kalbimin birden daha fazla attığını hissedip kafamı sağa-sola çevirmiştim.Orkun bana asla aşık olmayacaktı.Bu sadece yılların hatırıydı.Telefonu kapatıp ellerimi saçıma daldırdığımda Alkın'da bana bakarak ''Flörtleşmenizi sonra yaparsınız.Hadi çıkalım,işimiz var.'' Kafamı salladığımda hızla otelden çıkmıştık.Alkın kaskını motorun üzerinden alarak "Beni takip et." Her zaman ki klasik hareketimi yapıp -kafa sallamak- arabama binmiştim.Alkın'ın motorunundan çalıştığını belli eden bir ses çıkınca bende arabayı çalıştırmış ve park ettiğim yerden çıkmıştım.Alkın gaza bastığında ayağımı gaza koyup bende gaza basmıştım.Alkın beni kolayca geçebilecek derecede motor kullanıyordu,istese beni anında arkasında bırakıp gözden kaybolabilirdi.Sonunda ona yetiştiğimde daha da hızlanmış ve ön kaldırmıştı.
"Egoist." diye mırıldandıktan sonra gaza daha da yüklenmiştim.Sonunda Alkın'a tekrar yetiştiğimde bu kez gerçekten yavaş gidiyordu.Bana eliye sağa dön işareti yaptığında direksiyonu kırıp,onu takip etmeye devam etmiştim.Sonunda işlek bir cadde de olan ''KAOS'' adlı bir barın önünde durduğumuzda adından dolayı yüzümü buruşturmuştum.Alkın mırıldanarak;
''Kızımız,bar isimlerini çikolatalı mısır gevrekleriyle karıştırdı sanırım.Ne olmalıydı Ilgın, GÖKKUŞAĞI bar filan mı?'' Sinirle Alkın'a bakarken tedirgin bir şekilde bara doğru ilerledim.Tam içeriye girecekken,kolumu tutan iri yarı adam ile önce koluma sonra adama bakmıştım.Kolay kolay bir şeyden korkan bir tip değildim.Boğazımı temizleyerek;
''Kolumu bırakın da içeriye gireyim.'' Adam iğrenç sesi ile ''Burada senin gibilere yer yok,küçük.Burada sonun pek hayırlı olmaz.Seni de sokak aralarından toplamayalım.'' Tam ağzımı açacakken,Alkın'ın sesini duymamla bakışlarımı ona çevirmiştim.
''O elini kızın üstünden çekmezsen,artık bir şeyi tutacak elin olmaz.'' Tehditkar sesi ve gerçekten sinirden grinin tonlarını barındıran gözleri ile korkutucu görünüyordu.Adam kolumu bırakarak barın önünden çekildiğinde Alkın'da elini belime sarıp,içeriye doğru iteledi. ''Sen deli filan mısın? Ne bokuma beni beklemiyorsun?.'' Cevap vermekten kaçınarak barın içindeki tiplere bakmıştım.
''Alkın,neden buraya geldik?'' Alkın sanki bir şeyden şüpheliymiş gibi etrafı gözleriyle taradıktan sonra gri gözlerini üzerime dikmişti. ''O herif burada.'' Söylediği şey ortalığa daha da odaklanmamı sağlarken Alkın'ın sesi ile irkildim. ''Burada bekle olur mu? Sakın birinden bir şey alma veya konuşma.Sadece iki dakika başını belaya sokma.'' Kafamı salladığımda elini belimden çekip,sarhoş tipleri ittirerek yürümeye başladı.Alkın uzaklaştığında boynumda bir nefes hissetmemle hiç bir şey düşünmeden arkama doğru tekme atmıştım.''Ah'' gibi bir ses duyduğumda arkamı dönmem ile fotoğrafta ki adamı görmem bir olmuştu.Adam malum bir yerini tutarak kalkmaya çalıştığında,hızla cebimden telefonumu çıkartıp Alkın'a mesaj attım.
''Şu herife tekme atmış olabilirim.Sen gelene kadar ne yapayım?.'' -Ilgın.
Adama nefret ile bakarken telefonuma gelen mesaj ile hızla telefonuma baktım.
''Onunla ilgilen.Sakın bir yerine dokunmasın'' -Alkın.
Mesajına göz devirip,sanki telaşlanmış gibi bir yüz ifadesi takınarak adamı yanına çöktüm.
''Çok özür dilerim.Ben bar işte,bilirsiniz biraz tedirginim.'' Adam kafasını kaşıyarak uzattığım elimi tuttu ve ayağa kalktı. ''Önemli değil.'' Yapay bir gülümseme ile adama gülerken tekrar telefonuma gelen mesajla, bir dakika işareti yapıp mesajı okumuştum.
''Kur yap,odaya çıkart.O it bilir hangi oda olduğunu.Bir yerine dokunmasın.''
Bu işlerden anlamadığım halde,şansımı deneyerek elimi yanağına koydum.Bunu yaparken kusacaktım ama Alkın beyefendinin başımın etini yemesini istemiyordum. ''Aslında beni etkiledin,ilgini çekmek için yapmıştım ve sanırım çektim.'' Adama kur yapar gibi bir bakış attığımda o da elini bacağıma koymuş ve üstlere doğru ilerliyordu.Elimi adamın elinin üzerine koyup;
''Bence buna odada devam edebiliriz.'' Adam kafasını salladığında merdivenden çıkmaya başladık.Bir odanın önüne geldiğimizde içeriye girmiştik.Adam beni duvarla arasına aldığında dudaklarını boynuma doğru yaklaştırmaya başlamıştı.İçimden hadi Alkın,hadi Alkın diye mırıldanırken adamın dudaklarını boynumda hissetmemle,hissetmemem bir olmuştu.Alkın adama yumruk atıp yere serdiğinde ''Zaten seni öldürecektim,şimdi daha fazla öldüreceğim.''
Alkın adamın karnına tekme atarken polis sirenleri duymamızla,Alkın bir küfür mırıldanmıştı.Elini belime sarıp beni arkasına çekerken belinden silahı çıkartıp adama doğrultmuştu. ''Alkın'' fısıldadığımda,gözleri artık avından başka bir şey görmeyen aslan gibi baktığında gözlerimi kapatmış ve Alkın'ın gömleğini sıkmıştım.İki çift silah sesiyle kanlar içinde yerde yatan adamı görmem ile tam çığlık atacakken Alkın ağzımı kapatmıştı.Bir kaç kişinin merdivenlerden çıktığını anlayınca Alkın eliyle bir işaret yapıp pencereden inmişti.Ben de atladığımda beni tutarak koşmaya başladığında ara sokaklardan birine girip bir bidonun yanına çöktük.Birden sesli bir şekilde ağlamaya başladığımda Alkın,elini yanağıma koyarak;
''Şş,ağlama.'' Ağlamam biraz azaldığında mırıldanarak ''Sakin ol Ilgın.'' bu kez tamamen sustuğumda elini yanağımdan çekerek;
''Oyunu kurallarına göre oynamalıyız küçüğüm.Onlara güçlü bir kız olduğunu göster.''
Alkın'ın söylediklerine tamamen hak verirken tam gözlerine bakmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Depresif.
Pertualangan''Oyun Başlasın.'' İşte tüm her şeyi başlatan cümle.Katili yok etmek için,bir katil olmanın yolunda giderken acı kayıplar verdiren,yanlışı doğru gösteren,intikam duygusunu iliklerine kadar hissetmeni sağlayan o söz.Biri hiçbir günahı olmayan annesin...