bu bölüm sonunda hikayemizin adının neden anti-hero olduğunu anlayacağız. bölümü okurken şarkılı bir yer gelecek eğer isterseniz orada TAYLOR SWIFT - ANTI-HERO adlı şarkıyı açabilirsiniz, ben bölümü kontrol ederken birkaç kere o şekilde okudum gayet keyifliydi pausjaysbaks
vee bu bölüme çokça oy ve yorum istiyorum çünküü bölümde sadece çiftimiz varr draco ve harrynin baş başa olduğu bir bölüm diyebilirim
iyi okumalar diliyorumm💗💗
~
Harry ve Draco, ertesi gün uyandıklarında basitçe hazırlandılar ve Ron ile diğerlerine katılarak kahvaltıya gittiler. Harry kahvaltıda iştahlı sayılırdı, Draco onun yediğinin normal bir insanınkine ulaştığını görerek sevindi. Ron ve Hermione ile muhabbet ettiler, Draco'yu bir kere şaşırttı Harry. Sohbete iyi bir şekilde katılıyor hatta çoğu zaman uzatmak için çaba gösteriyordu.
Kahvaltı bittikten sonra Harry lavobaya gideceğini söyledi. Draco, her ne kadar Harry "Çocuk değilim, kendim de gidebilirim." diye itiraz edip dursa da Draco ona eşlik etti. Harry'nin gömleğindeki lekeyi çıkarmak için lavobaya gittiğini anlayınca gülmeden edemedi.
Daha sonrasında pek bir şey olmadı, daha doğrusu Draco'nun anlatmaktan hoşlanacağı tarzda bir şey olmadı; Ron ile bir kez daha maç yaptılar ve yine yenildi. Hem de bu kez dikkat dağıtıcı bir şey de yoktu ortada, hızlı maç yapmamayı kendisi istemişti ve süresinin çoğunu kullanmış, Ron'u yavaşlığıyla çıldırtmıştı. Fakat Draco'nun dakikalarca düşündüğü her hamleye Ron anında yanıt veriyor, daha sonra masadan kalkıp Hermione'ye bakmaya gidiyordu.
Draco bir anlığına Harry'den yardım istemeyi bile düşünmüştü. Ancak tam bunu teklif edeceği sırada Harry "Benden daha iyi oynuyorsun, bu hamle asla aklıma gelmezdi." deyince bu planı da suya düştü.
Ron'a yenilmeyi kendi içinde kabul etmeye çalışırken akşam yemeği vakti geldi. Akşam yemeğine katıldıklarında bu kez Harry Ron ve Hermione ile değil, biraz daha ötedeki Seamus ve Dean ile oturmuştu. Draco, her ne kadar onlarla pek yakın olmasa da tedirginliğini belli etmemeye çalışmış ve sohbete olabildiğince katılmıştı.
Sonuç yine sarışın genci şaşırttı. Seamus ve Dean da Ron gibi gayet eğlenceli insanlardı, aynı zamanda Draco, onların kendi arasında özel bir kimyaları olduğunu düşünüyordu. Aralarında bir şey var gibi hissediyordu, birbirlerinden hoşlanan ama bunu arkadaşlıkla örtmeye çalışan çiftlere benziyorlardı.
Durum böyle olunca Draco bunu Harry ile konuşmaya karar verdi. Akşam yemeğinden sonra İhtiyaç Odasına gittiklerinde uygun bir zaman bulabileceğini düşündü. Sonuçta muhtemelen geceyi orada geçireceklerdi ve mutlaka sohbet bir yerde tıkanırdı, Draco o sırada araya bu konuyla girebilirdi.
Sarışın genç, Seamus ve Dean olayını düşünürken esmer olanın sözleri onun dikkatini dağıttı ve yeniden İhtiyaç Odasında hissetmesine sebep oldu.
"Buraya gelmeye de çok alıştın sen," dedi Harry oturduğu kırmızı kanepeye biraz daha gömülürken. Koltuk çok yumuşaktı ve bu da oturduğu zaman iyice içine göçmesine sebep oluyordu, neyse ki Harry bacaklarını karnına doğru çekip kollarını da dizlerine dolayarak doğru pozisyonu bulabilmişti.
Draco, hemen yanına oturan Harry'ye bakarak gülümsedi. İhtiyaç Odasının Harry'nin özel yeri olduğuyla hâlâ içinden dalga geçiyordu, sesli yaptığı da oluyordu ama Harry ona daha fazlasıyla geldiğinden bu konuda biraz daha az konuşuyordu.
Draco, yayıldığı yerde biraz doğrulmaya çalışarak "Ama rahat, değil mi?" diye sordu. "Kimse gelemiyor, kimse gidemiyor. Kimse göremiyor da. Astronomi Kulesinden daha iyi olduğu kesin. Gölden de. Hem, yemek dışında bir şeye ihtiyacımız olduğunda da karşılayabiliyoruz oda sayesinde. Daha ne?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
anti-hero
Fanfictionharry potter, bir gün gözlerini açar ve gerçekleri görür. o, herkesin perde arkası gelene dek desteklediği bir anti kahramandan başkası değildir. TW: KENDİNE ZARAR VERME/İNTİHAR