"Sekizinci sınıfın ilk dersinin Slytherinlerle iksir dersi olacağına inanmak istemiyorum, muhtemelen bu sadece uyanmak isteyeceğim bir kabus. Harry, kolumu sıkar mısın lütfen? Uyanmalıyım." Hermione, ikilinin birbirlerine takılmalarına gülüp geçerken çoktan iksir sınıfının önüne gelmişlerdi. "Slughorn da olmasa asla bu dersi iple çekmem, yine de adamın hakkını yeme Ronald, gerçekten iyi bir öğretmen."
Harr, Ron ve Hermione'nin birbirlerine iksir dersi hakkında ettikleri lafları duymazdan gelerek ilerledi ve muhtemelen kimsenin oturmayacağı yerlerden birine oturdu. Eğer konu bir sınıftaki oturma planıysa her zaman duvarlara yakın oturur, ortada bulunmaktan kaçınırdı.
Hermione ve Ron ise Harry'nin yanına Neville'ın oturacağını düşündüklerinden siyah saçlı gencin hemen önüne oturdular. Harry eşyalarını çantasından çıkarıp kazanının yanına koyduğu esnada öğrenciler de içeri girmeye devam ediyordu.
Gözü Slytherin olanlarda gezinirken aslında kimi aradığı açıktı. Trendeyken Ron ve Hermione'nin başkanların bulunduğu vagondan geri döndükleri sırada onu da orada görüp görmediklerini sormayı çok istemişti fakat yanlış anlaşılmaya çok açık bir cümle olduğunu düşünerek boş vermişti. Ne de olsa geri dönen tüm öğrencilerle aynı salonda bulunacaklardı, eğer geri döndüyse mutlaka onunla karşılaşması gerekirdi.
"Harry," dedi Neville uzatarak. "Dalıyorsun diye dostum, iyi misin?" Harry kendine gelerek arkasında Susan ile oturan gence baktı. Başını aşağı yukarı salladı. "Evet iyiyim," etrafına bir kez daha bakındı. "Etrafa bakıyordum sadece."
Neville konuyu Susan'ın yanında uzatmak istemediğinden başını salladı sadece, o da Hermione ve Ron gibi Harry'nin gün geçtikçe tükendiğinin farkındaydı.
Kim farkında değildi ki zaten?
Harry, bir anda kulağına eğilen Ron ile irkildi. "Malfoy'u arıyorsun değil mi?" Şaşkınca ona bakan yeşil gözlerle güldü Ron. "Ben de bakındım fakat göremedim, geri dönmedi sanırım."
Harry yakalanmanın verdiği utançla sadece başını sallayıp ellerine baktı sadece. Az sonra ise hem üçlüyü, hem de kitaplarıyla ilgilenen Slughorn'u şaşırtan bir şey gerçekleşti. Draco Malfoy nefes nefese kapıyı açıp içeri girdi.
"Geç kaldım, üzgünüm profesör." Göğsü koştuğu için hızla inip kalkarken gözlerini kısa bir süre sınıfta gezdirdi. Slughorn ise dünyanın en gamsız öğretmeni gibi bir edayla başını salladı ve eliyle sıraları işaret etti. "Ekip çalışması istiyorum, ona göre bir yere otur evladım."
Malfoy hızlıca etrafa bakındı bir kez daha, ardından hızlı adımlarla ilerledi ve Harry daha ne olduğunu bile anlayamadan Harry'nin yanına oturdu.
Olanların farkına vardığında "Ne yapıyorsun?" dedi Harry, şaşkınca, Malfoy ona küçük ve biraz da alaycıl bir gülümseme sundu.
"Yanın boş ve oturuyorum, Potter?" Harry hiçbir şey demedi, daha doğrusu diyemedi, çünkü ne demesi gerektiğini de bilememişti. En sonunda Malfoy'un kulağına doğru eğildi ve fısıldayarak "İlerideki Slytherinlerin yanları da boş?" diye sordu.
Malfoy kendisine yaklaşmış olan Harry'ye dönerek başını salladı. "Farkındayım." Yine hafifçe güldü. "Sanırım iksirde bir kez olsun başarılı olmanı istedim, Potter."
Harry, bu durumda bile Malfoy'un kendisiyle rekabet ettiğini hatırlayarak gözlerini devirdi. "Hermione kadar falan başarılı olamayabilirim ama senden daha başarılı olduğumu unutuyorsun Malfoy, istisnalar kaideyi bozmazlar."
Malfoy alt edilmenin verdiği sinirle gözlerini kıstı ama bir şey demedi. Aralarda dolaşan Slughorn rehberliğinde iksiri yapmak için hazırlanmaları gerekiyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anti-hero
Fanfictionharry potter, bir gün gözlerini açar ve gerçekleri görür. o, herkesin perde arkası gelene dek desteklediği bir anti kahramandan başkası değildir. TW: KENDİNE ZARAR VERME/İNTİHAR