19 | Tehdit Mektupları.

119 26 66
                                    

fizikten kaliyorum artik okuluma ait degilim 😭😭 sayisalci olucam bir de ben

arkadaslar cok mutsuzum bolca oy verip yorum yaparsaniz sevinirm cunku fizikten kalmak uzereyken yazdim bu bölümü

~

"Günaydın Harry." Draco, Harry'nin kolları altında kıpırdandığını duyduğunda gülümseyerek konuştu. Gece yatakhaneye çıkmak yerine İhtiyaç Odasında kalmaya karar vermişlerdi ve şu anda da güzel bir sabaha uyanmışlardı. Harry kendine gelemeden kendini gülümsemeye zorladı ve "Günaydın." dedi neşeli bir sesle. Tabii ki karganın bokunu yemesine az bir zaman kala uyandıkları için sesi biraz pürüzlü çıkmıştı.

"Kalkmak ister misin?"

Harry belli belirsiz başını salladı ve yavaşça ayaklandılar. Kısa süre içerisinde hazırlanıp İhtiyaç Odasından çıktılar ve koridorda yürümeye başladılar. Harry'nin isteği üzerine baykuşhaneye ilerlediler.

"Bir kat daha yukarı çıksak Tanrı katı zaten," tarzı bir cümleyle merdivenlerin çokluğuna söylenen Draco'ya Harry gülerek karşılık verdi. "Üzgünüm, keşke bir yerlerde bekleseydin. Geri buluşurduk. Boşu boşuna yordum böyle seni." Baykuşlardan biri Harry'nin yanına geldiğinde Harry baykuşun tuttuğu mektubu aldı.

"Seni yalnız bırakacağımı bekliyorsan çok beklersin." dedi Draco. Harry mektubun mührünü kırdı ve baykuşun başını sevip Draco'ya döndü. "Gidebiliriz."

Baykuşhaneden çıkmak üzereyken yüksek desibelli bir ses çıktı, öyle ki Draco birkaç saniyeliğine bu sesin bir hayvana ait olduğuna inanamadı. Arkasına döndüğünde Harry'ye doğru gelen iri kahverengi bir baykuş gördü.

"Tanıdık bir baykuş mu?" diye sordu Draco Harry'ye, Harry az da olsa korkmuş bir şekilde baykuşa bakıyordu. Baykuş, Harry'nin tam önüne bir mektup fırlatarak yeniden yüksek sesle öttü ve daha sonra çıktı gitti.

"Bu da neydi şimdi?"

Harry oflayarak çömeldi ve yere düşen mektubu aldı. "Önemli bir şey değil."

Harry, zarfı cebine koymaya yeltendiğinde Draco kendini tutamadı. "Açmayacak mısın?" Harry gözlerini sarışın gence çevirdi. Gerilmiş gibi duruyordu ama yine de başını aşağı yukarı salladı. "Açayım."

İkisi de yürümeyi bıraktılar. Oldukları yerde kaldılar ve Harry zarfı kibarca açtı. Zarfı cebine koydu ve parşömende yazılanları okumaya başladı. Draco, Harry'den bir adımdan daha az uzaktaydı fakat Harry kağıdı öyle bir tutuyordu ki yazılanları okuması mümkün değildi.

"Kimden gelmiş?"

Harry cevap vermedi. Kaşları çatılmıştı, yüzünde bunun dışında bir ifade ya da duygu belirtisi yoktu. En sonunda derin bir nefes verdi ve cebinden zarfı çıkarıp mektubu içine koydu. "Önemli bir şey değil. Hadi yemek yemeye inelim."

"Harry, iyi misin?"

Harry şaşırmış gibi yaptı. "Neden iyi olmayayım ki?"

"Yüzünün rengi gitti resmen zarfı açınca." diye açıkladı Draco. "O yüzden sordum. Önemli bir şey olmadığına emin misin?"

Siyah saçlı genç gülümsedi. "Önemli bir şey değil, Draco. Olsa söylerdim. Gerçekten." Karnını tuttu. "Şimdi yemek yemeye gidebilir miyiz? Çok aç hissediyorum."

Draco onu onayladı ve beraber merdivenleri inmeye başladılar. Draco'nun tabiriyle Tanrı katından cehennemin yedinci katına indiklerinde koridor sabahkine göre daha kalabalıktı. Öğrenciler kahvaltıya inmeye başlamışlardı.

"Şu Zacharias değil mi?"

Harry, Draco'nun sesiyle başını kaldırdı ve kendilerine dik dik bakan sarışın gence baktı. Zacharias, Harry ile göz göze gelince güldü, fakat tahmin edileceği üzere samimi bir gülümseme değildi bu- daha çok alay dolu bi sırıtmaydı. Sağ elini gözüne götürdü ve sanki gözyaşlarını siliyormuş gibi yaptı.

anti-heroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin