"Benim yüzümden canının yanmasına izin veremem bebeğim"
"Ama ben senin için canımın yanmasını istiyorum. Gerekirse ölmek istiyorum Void.."
"Olmaz"
Elleri ile kafamı göğüsüne yerleştirdi ve göz yaşının saçlarımın arasında kaybolmasına izin verdi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"bu kadar sevemezsin?"
"Neyi, seni mi?" Dediğimde yüzündeki sırıtış büyüdü.
"Beni seviyorsun yani?"
"Seviyor muyum?"
"Bilmem?" Sırıtışının yerine dudağının kenarındaki kıvrım belirdi.
İstemsiz gözlerim kıvrıma kayıyordu.
"Sevdin galiba?"
"Ha?"
"Öpebilirsin izin veriyorum"
"İzin almadım"
"Yok ya?"
"Öpmek istesem izin almam. Şap diye yapışırım şaşar kalırsın ha!"
"Öpmek istemiyorsun yani?"
"Ne alakası var canım"
"Öp o zaman"
Gözlerimi tavana çevirip etrafı inceliyor gibi yaptım.
Sessiz odayı kahkahası doldururken bakışlarım ona döndü.
"Ben açım ya" diyerek yüzümü buruşturdum.
"Doyurayım?" Diyip yatağa doğru yürüdü.
"Lan! Açım ya aç. Az insaf ölücem şimdi açlıktan"
Küçük bir kıkırtı ile elimi tuttu ve peşinden mutfağa götürdü.
"Burada da doyurabi-"
"Stiles!"
Yüzündeki ifade ciddileşip kaşları çatıldı.
Ne dediğimin yeni farkına varmıştım.
"Ananıı. Of ben karıştırdım özür dilerim. Neden öyle dedim bilmiyorum. Void ya bana bak!"
Yüzüme bakmayı bırakmış yere bakıyordu.
Üzüldü mü yoksa sinirlenmemeye çalışıyordu.
"Sinirlenmedim merak etme. Belki biraz. Ama şuan sadece beni mi yoksa Stiles'ı mı sevdiğini düşünüyorum"
"Ne? Saçmalama istersen! Senin yanında Stiles benim için hiç bir şey. Zaten Stiles'ı sevsem seni öperken Stiles'ın bedeni diye rahatsız olmazdım, ve Stiles'a da ben geri dönemem demek yerine onunla giderdim!"
Yine tek nefeste söylediğim için nefes nefeseydim.
