Bölüm 4

25 14 2
                                    

🎶İkilem- Kaybolurum Gülüşünde

Son 3 haftadır yaptığım şeyi yani yatağa uzanmış, Kamerin hesabına bakıyordum. Birbirimizle takipleşiyorduk ama daha hiç konuşmamıştık. İstesem de konuşamazdım zaten, okullar kapanır kapanmaz tatile gitmişlerdi. Bende onun attığı story ve postlardan nereleri gezdiklerine bakıyordum. Bu sabah yeni bir post atmıştı. İzmir İnciraltındaydılar. Google'dan aratıp resimlere baktım. Çok güzel bir yerdi. Babam fazla gezmeyi sevmediği için öyle çok tatile gitmezdik. Onların resimlerini görünce keşke benim babamda onun babası gibi olsaydı diye geçirdim içimden.

Birkaç haftadır tatilde oldukları için görememiş ve çok özlemiştim. Yollarını gözlüyordum adeta. Telefonun şarjı bitip kapandığında yataktan kalkıp annemin yanına gittim. Balkondan başını sarkıtmış alt komşuyla konuşuyordu. Geldiğimi fark edince 

"Hah Masal, bak Sevilay Teyzenin kızları Kuran kursuna yazılmışlar şu yakındaki camiye, Cansu'yla senide yazdırayım da gidin olur mu? Hem kızlarıyla da tanışırsınız."

"Tamam olur gideriz. Kaç saat sürüyor?"

"Sabah 9'dan 12'ye kadar."

"İyiymiş tamam ne zaman başlıyor?"

"Yarın başlıyormuş gidinde yazdırın kendinizi."

"Tamam."

🎼

Sabah 8' de uyanıp hazırlanmaya başladık. Üzerime siyah bir pantolon ve siyah tişört giydim. Üzerime de yine siyah bir hırka geçirdim. Orada takmak için bir de baş örtüsü aldım. Hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktık. Ben zaten Kuran biliyordum ama Cansu yeni öğrenecekti.

Apartmanın önünde 5 dakika bekledikten sonra Sevilay Teyzenin kızları da çıktı. Benim yaşlarımda ki kızı okula giderken hep görüyordum ama hiç konuşmuyorduk. Dördümüzde ilk konuşmaya çekiniyordu. Öylece durmuş birbirimize bakıyorduk. Bu halimiz çok komik olduğu için gülmeye başladım. Benimle aynı şeyi düşünüyor olacaklar ki birden onlarda gülmeye başladı. Büyük olan kız; "Ben Buse, kardeşim Azra" diyerek kendisi ve kardeşini tanıttı. "Masal bende, kardeşim Cansu" diyerek gülümsedim.

Cami çok yakında olduğu için kısa sürede gelmiştik. İçeriye girdiğimizde etraf çocuk kaynıyordu. Birkaç tane yaşıtım vardı sadece. Biraz daha bakındıktan sonra anaokulundan beri arkadaşım olan sık sık olmasa da arada konuştuğum arkadaşımı Beyzayı görmüştüm. Yanına gidip selam verdim ve Buseyle tanıştırdım. 

Hoca geldiğinde bizi gruplara ayırdı. Biz büyükler olarak Kuran biliyorduk o yüzden biz bir gruptuk diğer küçüklerde ikinci gruptu. Hemen kendimize yer ayarlayıp sıraları birleştirdik. Hocamız çok tatlıydı. Biz zaten bildiğimiz için birkaç ayet okutup bırakıyordu. Genel olarak küçük çocukları okutuyorduk. Günler böyle geçmeye devam ediyordu

🎼

"Masal şu çöpleri atar mısın?"

"Anne Cansu atsın yaa pijamalarım var üstümde.

"Olsun kızım Cansu taşıyamaz ağır."

"Ben taşırım tabii bel fıtığı olursam nolcak peki?"

"Tamam Masal ben atarım bırak ya size daha biş-"

"Ver annecim tamam atıyım yeter ki bağırma"

Çöpleri alıp aşağıya indim. Apartmanda bir sürü valiz vardı. Yine birileri tatile gidiyor herhalde diye geçirdim içimden. Kapıyı açıp çıktığım an karşımda gördüğüm kişiyle şoka uğradım. Kamer tam karşımda, elinde valizle birlikte apartmana doğru ilerliyordu. Başını kaldırdığında göz göze geldik. Beni şöyle bir baştan ayağa süzdükten sonra apartmana yürümeye devam etti. Yanımdan geçerken ağzının kenarındaki gülücüğü de görmüştüm.

SOL ANAHTARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin