...
"Peki, gel."
Fazla beklemeden kapıyı kapatıp yatağa doğru adımlamıştı. Adamın açtığı yere yatıp üzerini örtmüş, arkasını dönüp gözlerini kapatmıştı.
__
Gözlerini araladığında üzerindeki ağırlık ile hafifçe kıpırdanmıştı adam. Küçük çocuk, bir ayağı ile bir elini adamın üzerine atıp sıkıca sarılmıştı. Yavaşça çocuğun eli ile bacağını üzerinden çekip yataktan kalkmıştı. Üstü açılan çocuğun üzerini örtmüş ve odadan çıkmıştı. Aşağıya inip mutfağa gitmişti.
Kendine büyük bir fincan kahve yapıp bahçeye çıkmıştı. Bahçenin köşesindeki kamelyaya oturup kahvesini önündeki masaya koymuş, masanın üzerinde halihazırda duran sigara paketinden bir dal çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirilmiş, çakmakla ucunu tutuşturmuştu.
Büyük bir duman çekip üfledi. Ardından kahvesinden bir yudum alıp geri yerine bıraktı.
Kısa bir sürede kahvesi ile sigarasını bitirdiğinde sigarayı söndürüp, fincanı alıp içeri geçmişti. Odasına çıkıp üzerindekilerden kurtulup altına sadece bir şort geçirmiş, bir adette bornoz almıştı. Tekrar odadan çıkıp aşağıya inmiş ve mutfağa uğrayıp bir bardak viski ile tekrar bahçeye çıkmıştı. Bornozu karşılıklı iki şezlongun birine bırakıp, bardağı da havuzun kenarına bırakmıştı. Kendisi de yavaşça suyun altına doğru girmişti.
Suyun dışına çıktığında siyah saçlarını geriye doğru tarayıp, yavaşça havuzun kenarına geçip sırtını mermere yaslandı. Viski bardağını eline alıp bir yudum almış ve elinden bırakmadan kollarını iki yana uzatıp kafasını geriye atmıştı.
Küçük çocuk gözlerini aralamıştı. Yanında kimse yoktu. Yatakta doğrulup bir kedi nidasında kollarını öne doğru uzatıp esneme hareketi yapmıştı. Yataktan kalkıp, banyo olduğu düşündüğü odaya girip yüzüne bir avuç su çarpıp kurulamadan çıkmıştı.
Paytak adımlarla odadan çıkıp aşağıya inmeye başlamıştı. Salona göz attığında kimse yoktu. Bahçeye baktığında adam havuzdaydı. Sabah sabah garip karşılasa da çokta umursamayıp koltuğa geçip oturmuştu. Yuqi'yi bekliyordu.
Dakikalardır bekliyordu, fakat gelen giden yoktu. Oturduğu yerden kalkıp bahçeye çıkmıştı. Nasıl bir sohbet başlatacağını bilmediği için bir süre öylece kalakalmıştı.
"Ne duruyorsun orada?"
İşittiği ses ile kendine gelip, bakışlarını kaçıraraktan konuşmaya başladı.
"Yuqi Noona, ne zaman gelecek? Diyecektim."
"Gelmeyecek, izinli bugün."
"Peki, anladım."
Geri dönmeye yeltenmişti ki, tekrar aynı ses ile yerinde durmuştu.
"Yanıma gelsene bi'."
İkiletmeden adamın yanına gitmişti. Adam elindeki bardağı bırakıp, yaşlandığı yerden sırtını çekmiş ve çocuğa doğru dönmüştü.
"Ellerini uzat."
Kararsızca ellerini yavaşça uzattığında bir anda havuza çekilmesi ile neye uğradığını şaşırmıştı sarışın. Ki bu çok sürmemişti.
"Ne yaptığını sanıyorsun!?"
"Ne yapıyormuşum?"
Tek kaşını kaldırarak sorduğunda, küçük çocuk hiç birşey demeden bakışlarını farklı bir yere yönlendirmişti.
"Yüzme bilmiyorum, çıkacağım."
Çıkacağı esnada adam, çocuğun belinden tutup kendine doğru çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venom's of shade | Hyunlix Daddykink
FanfictionBuna ne kadar dayanabilir? ... !Rahatsız olanlar okumasın! 1#hyunlix | 230923