25.BÖLÜM

39.9K 1.1K 174
                                    

Savaş, bugün haftasonu olması ve arkadaşlarının zorlamasıyla beraber akşam dışarıya çıkmaya karar verdi. Halil ve Hare'yi davet etse de ikili film izleyeceklerini söyleyerek reddetmişlerdi. Savaş da hazırlanıp evden çıkmıştı. Canlı müzikli bir mekana gidip içeceklerdi. Savaş'ın gerçekten de böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Kafasını dağıtması gerekiyordu. Gelecekleri mekanda buluşup bir masaya geçerken siparişlerini vermişlerdi. Birbirleriyle sohbet edip eğlenirken Savaş'ın aklı farklı yerlerdeydi. Sarhoşken söylediği cümleden sonra genç kız ondan ayrılmış ve odasına gitmişti. O günden sonra da Savaş'a daha soğuk davranmaya başlamıştı. Düşüncelere dalmış bir şekilde içkisini içerken masadaki hareketlenmeyle başını gelen kişiye çevirdi Savaş. Kaşlarını çattı bu çocuğu bir yerden hatırlıyordu ama tam olarak çıkaramıyordu. Hatırlamasıyla vücudundan bir sinir dalagası geçti. Bu Buğra'ydı. Hare'nin arkadaşı. Lanet herifin kendine pezevenk diyişini hala unutmamıştı.

"Gençler bu Buğra. Bahsetmiştim ya tıpda okuyan arkadaşım." dedi Utku Buğra'yı tanıtırken. Ama Buğra çoktan karşısındaki adamı tanımıştı. Yüzünde sinsi bir gülümseme olurşurken ilk önce Kaya ve İlayda'yla tanıştı. İlayda'nın elini öperken flörtöz bir şekilde baktı. Elini bu sefer Savaş'a uzatırken yüzünde sinsi bir gülümseme vardı.

"Seninle yüz yüze tanışmadık ama Hare'nin eşisin değil mi?" dedi Buğra. Savaş sadece başıyla onaylarken elini bile uzatmamıştı. Buğra hiç bozuntuya vermeden elini geri çekti.

"Ben de Hare'nin yakın arkadaşı Buğra." dedi Buğra.

"Sen Hare'yi tanıyor musun?" dedi İlayda şaşırarak. Buğra genç kızı onaylarken göz kırpmıştı. Kaya karşısındaki gevşek çocuğa sinirle baktı. Götü başı ayrı oynuyordu.

"Otursana, bize katıl." dedi İlayda. Buğra'dan hoşlanmıştı iyi bir havası vardı. Utku, Buğra ve İlayda yan yana otururken Kaya ve Savaş karşılarında oturuyordu. Ve ikili Buğra'yı öldürecek gibi bakıyordu. Kaya, Buğra'ın İlayda'ya olan tavırlarından hoşlanmazken Savaş ise direk Buğra'dan hoşlanmıyordu.

Buğra geldikten sonra masa daha da şenlenirken Savaş ve Kaya somurtuyordu. Kaya ne kadar Buğra'ın anlattıklarını komik bulsa da İlayda'nın katıla katıla gülmesine sinir oluyor bu yüzden de somurtuyordu.

Buğra biraz durulduğunda sabahtan beri sesi çıkmayan Savaş'a döndü alayla.

"Karadeniz'de gemilerin mi battı?" dedi Buğra sabahtan beri kaç bardak içtiğini sayamadığı adama itafen. Savaş onu umursamazken Utku cevap verdi. "Kara sevdaya düşmüş kardeş." dedi Utku gülerken.

"Yoksa Hare'den mi hoşlanıyorsun lan?" dedi Buğra ağzına kuru yemiş atarken. Savaş yine bir şey söylemedi. Buğra onun bu haline üzülse de gülümsedi. Sonuç olarak arkadaşını üzmüştü her şeyi hakkediyordu. Sürünsün köpek.

"Ah be kardeş Hare sana gözünün ucuyla bile bakmazki..." dedi Buğra sahte bir üzüntüyle.

"O niyeymiş?" dedi Savaş. Geldiğinden beri ilk defa konuşuyordu.

"Hare senin gibilerden pek hoşlanmaz." dedi Buğra. Ama tamamen sallıyordu. Arkadaşının bu allahın hanzosuna bir şeyler hissetiğini anlamıştı. Açıkcası kendisi de ikisini shiplemişti. Ama Savaş'ın biraz sürünmesi gerekiyordu. Bebeğini o kadar üzmüştü. Burnu yere sürterken alev çıkması gerekiyordu anca öyle içi soğurdu.

"Benim gibi?" dedi Savaş Buğra'nın ne dediğini anlayamazken.

"Yani işte senin gibi hanzo." dedi Buğra ağzına bir kuru yemiş daha atarken.

BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin