14.BÖLÜM

49K 1.3K 157
                                    

Savaş uzun bir süreden sonra arkadaşlarının zoruyla sosyal bir aktivite yapacaktı. Bazı arkadaşları yurtdışında olmasından dolayı uzun süredir görüşemiyorlardı. Şimdi ise Savaş'ın durumunu bildikleri için Urfa'ya gelmişlerdi. Bir de yüz yüze Hare'yle tanışmak istiyorlarmış arkadaşları. Bu yüzden birlikte öğle yemeği yemeğe karar vermişlerdi. Savaş ise şu an eve gidiyordu. Hem Hare'yi ikna edecek hem de üstünü değiştirecekti.

Eve gelip de odaya çıktığında Hare'nin koltukta oturup kitap okuduğunu gördü. Yanına yaklaşırken Hare dönüp de bakmamıştı. Bu yüzden hafifçe boğazını temizleyip dikkati üzerine çekti. Hare kitabını kapatıp yüzünü Savaş'a çevirdi.

"Arkadaşlarım ziyarete gelmişler. Seni de tanımak istiyorlar. Beraber öğle yemeği yeriz diye düşündük." dedi Savaş. Hare derin bir nefes aldı. Gitmek falan istemiyordu ama Savaş'ın da fikrini sorduğunu zannetmiyordu.

"Berdelle evlendiğimizi bilmiyorlar mı?" dedi Hare. Eğer bilmedikleri için çağırıyorsa gitmeyecekti. Gidip arkadaşlarına her şeyi anlatıp gerçek eşi olmadığımı söylesin diye düşünüyordu Hare. Eğer biliyorlarsa ve yine tanışmak istiyorlarsa gidecekti.

"Biliyorlar." dedi Savaş. Genç adamın cevabı üzerine başını salladı Hare ayaklanırken. Kıyafet ve makyaj eşyalarını alıp banyoya girdi. Kısa bir duşun ardından hafif makyaj bir yapıp giyinmeye başladı. Beyaz geniş kumaş pantolon giyerken üstüne lacivert beyaz çizgili uzun kollu gömleğini giydi. Saçlarını dalgalı yapıp perçemlerine fön çekti. Beyaz spor ayakkabısını da giyinip banyodan çıktı. Giyinme odasından bir çanta alıp içine gerekli eşyalarını koydu. Tamamen hazır olduğunda yatağında oturan Savaş'ın yanına gitti. Hare Savaş'ı üsten bir şekilde süzdü. Siyah kumaş pantolonunun üstüne bir tişört giyerek spor bir kombin yapmıştı.

Savaş Hare'nin hazır olduğunu görünce o da üsten bir şekilde süzdü Hare'yi. Gayet güzel olmuştu. Zaten Hare hep güzeldi. Savaş bunu kabullenmişti ama bu Hare'ye olan nefretini azaltmıyordu. Konuşmadan arabayı bindiler. Gidecekleri mekana kadar da aynı şekilde sessizliklerini korudular. Savaş arabayı park ettikten sonra beraber arabadan indiler. Aynı şekilde beraber mekana girdiler. Garson rezervasyonun kimin adına olduğunu sorup onları masaya yöneltti. Arkadaşlarıyla dostane bir şekilde sarıldıktan sonra oturdu Savaş.

Savaş selamlaştıktan sonra sıra Hare'ye gelmişti. En öndeki adam elini uzatıp "Merhaba ben Kaya." dedi. Hare de uzatılan eli tutup hafifçe sıktı. Kalan iki kişiyle de aynı şekilde tanıştıktan sonra Savaş'ın yanındaki sandalyeye oturdu Hare. Ortadaki adamın ismi Utku en sondaki kızın ismi ise İlayda'ydı. Onlar koyu sohbete başlarken Hare sessiz kaldı. Zaten burada bulunmak istemiyordu. Bu sırada garson gelip siparişlerini almıştı. Yemeklerini beklerken Utku başını Hare'ye çevirip konuşmaya başladı.

"Hare sen ne yapıyorsun? Yani okudun mu hala okuyor musun? Yoksa başka bir şeyle mi uğraşıyorsun?"

"Hala okuyorum."

"Ya nerede okuyorsun?"

"İstanbul'da."

"Peki hangi okul?"

"Cerrahpaşa."

"Eee güzellik senin ağzından da laf almak ne kadar zor ? Ama neyseki ben yüzsüz bir insanım. Hangi bölümde okuyorsun?" Utku'nun bu dediğine herkes gülerken Hare de gülümsemişti.

"Tıp fakültesi."

"Oooo... Ben senin yerinde olsam önlüğümle dolaşırdım herkesin gözüne sokmak için. " dedi Utku.

"Herkes senin gibi görmemiş mi habeş maymunu?" dedi Kaya sinirle Utku'ya bakarken.

"Ay valla söylemeden duramayacağım. Ya senin esmer olman gerekmiyor mu? Bak Savaş'a nasıl kavruk tenli?" dedi İlayda merakla.

BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin