22.BÖLÜM

44K 1.1K 89
                                    

Savaş dün Halil'le konuştuktan sonra odasına çekilmiş ve gerçekten de düşünmüştü Hare'den hoşlanıp hoşlanmadığını. Ama ne evet diyebilmişti ne de hayır diyebilmişti. Bu hissettiği şeyler suçluluk duyduğu için oluşan bir tepki miydi yoksa gerçekten Hare'den hoşlanıyor muydu? Ayırt edememişti. Daha önce hayatına hiçbir kadını almamıştı. Sadece bir sefer üniversite dönemiydeyken bir kadınla cinsel ilişkiye girmeye çalışmıştı. Ama yapamamıştı. Sevmeden cinsel ilişkiye girilmeyeceğini düşünüyordu. Hare'den cinsel anlamda etkileniyordu ama hayatında Hare kadar güzel bir kadın görmemişti. Sonuç olarak da Savaş da bir erkekti . Bu yüzden cinsel olarak etkilenmesini normal karşılıyordu. Gece karar verdiği gibi kendini inceleyecek Hare'yle yan yana olduğundaki duygularını test edecekti. Giydiği ceketini düzeltip odadan çıktı. İlk önce Halil'in odasına baktı orada olmayacağını görünce mutfağa gitti. Yardımcı kadın gelmiş kahvaltılarını hazırlamıştı.

"Günaydın abi." dedi Halil neşeli bir tavırla.

Hare ise biraz geç kalktığı için hızlı olarak hastane kıyafetlerini giyindi. Spor ayakkabılarını giyinip sırt çantasını aldı. Hızla aşağı indi. Kahvaltı sofrasında oturmuş onu bekleyen ikiliye kısa bir bakış atıp mutfağa girdi.

"Günaydın." diyerek tabağına hızla doldurdu. İkisi de ona kısaca cevap verirken yemeğe başlamışlardı.

Savaş hızlanan kalbine lanet edip yemeğini yemeye çalıştı. Ama bir türlü odaklanamıyor sürekli genç kıza bakmak istiyordu. Yiyemeyeceğini anlayıp geriye yaslandı kahvesini yudumlayarak genç kızı izledi.

"İzninizle." diyerek ayaklandı Hare. Fazla bile kalmıştı. Biraz koşması gerekecekti yoksa geç kalacaktı. Diğer sandalyeye koyduğu çantasını koyup ayaklandı.

"Ben de çıkıyorum seni bırakırım." dedi Savaş da ayaklanırken. Hare'den cevap beklemeden o da çantasını aldı. Halil'i alnından öpüp "Görüşürüz." dedi.

"Ben kendim giderim." dedi Hare. Sanki dün konuştukları hiçbir fayda göstermemişti. Onu hayatımdan çıkarmak istediğini söylüyordu. Savaş ise onu götürmekten bahsediyordu.

"Gerek yok zaten yolumun üstü." dedi kapıdan çıkarken. Hare adamın inadını bildiği için başını iki yana sallayıp Halil'e veda etti. Hızlı hareket ederek adama yetişti. Asansöre bindiklerinde ikisi de sessizdi. Hare dün ders çalışmış bu yüzden az uyumuştu. Kendini yorgun hissediyordu. Başını asansörün aynasına yaslarken gözlerini kapattı.

"İyi uyumadın mı?" dedi Savaş gözü kapalı genç kıza bakarken.

"Az uyudum." dedi Hare gözleri hala kapalıyken.

"Neden? Dünki olaydan korktuysan eğer koruma sayısını arttırdım." dedi Savaş ilgili bir tavırla. Şimdi bedeni de genç kıza dönüktü.

"Hayır olayla bir alakası yok. Ders çalıştım. Korumalarını istemediğimi söylemiştim sen de tamam demiştin." dedi bezgin tavrıyla Hare.

"Hayır ona tamam demedim. Seni hayatımdan çıkarmaya çalışıyorum, cümlene tamam dedim." dedi Savaş.

"Sonuç olarak koruma istememe rağmen yapman da benim hayatıma müdahil olduğunu göstermez mi?" dedi Hare gözlerini aralayıp solunda kalan adamın gözlerine bakarken.

"Zaten elimden geldikçe demiştim." dedi Savaş. Duran asansörden ilk Hare'nin inmesini sağlarken sonrasında kendisi inmişti. Hare derin bir nefes alıp sıkıntılı bir şekilde verdi. Kesinlikle Savaş'a bir şey anlatamıyordu. Bu yüzden uğraşmama kararı aldı. Arabaya binip kemerlerini taktılar.

BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin