10

362 57 1
                                    


Sunoo'nun hasta olduğu ilk günün üzerinden iki gün geçmişti. İki gündür okulda yoktu, bu süre boyunca Riki çok sıkılıyordu, sınıfta durmak için hiçbir sebebi yoktu. Birkaç gündür yalnız olmayınca da ister istemez alışmıştı buna. Ama bugün gelecekti Sunoo, Riki'ye okula geri döndüğüyle ilgili heyecanlı heyecanlı mesajlar yazmıştı gece gece.

Riki sırasında oturmuştu okula geldiğinde. Uykulu uykulu bekliyordu derslerin başlama zamanını. Beklerken neşeli bir ses ismini söylediğinde sesin geldiği yöne baktı. Heyecanla bakan bir suratla karşılaşmıştı, Sunoo ile. "Artık iyiyim Riki! Senin sayende, geri döndüm okula. Annem sana onun teşekkür etmemi istedi, o yokken benimle ilgilendiğin için. Bende teşekkür ederim ayrıca!" Tam konuşacakken arka sıralardan Jungwon yanlarına gelmişti. "Artık sınıfa geldiğinde ilk benim yanıma gelmeyecek misin Sunoo, üzülürüm bak. Bende iyileştikten sonra okula geldim ama seninle görüşemedik hasta olduğumuz için, özlemedin mi?" Sunoo Jungwon'a bakıp kızarmış yüzü ile sarılmıştı ona. "Tabii ki özledim aptal. Riki ben hastayken benimle ilgilenmişti, ona teşekkür etmek istedim sadece. Fırsattan yararlanarak, artık neden daha iyi tanışmıyorsunuz? Kıskanmanıza gerek kalmaz hem." Jungwon Riki'ye dönmüştü. "Zaten tanışığız onunla, yanımızda durmak isterse daha yakın olacağımıza eminim, tekrar teşekkürler Sunoo'yu yalnız bırakmayıp onunla hastayken ilgilendiğin için." Riki ayağa kalkıp elini uzattı. 

"Memnun oldum bende. Jay Hyung ile tanıştık senin yanına gelirken, onunla iyi anlaştık abi kardeş gibi, seninle de anlaşacağımıza eminim." Jungwon Riki'nin elini sıktıktan sonra söze atıldı. "Jay Hyung demişken! Onunla da tanıştın demek ha. O zaman diğerleriyle de neden tanıştırmıyoruz Sunoo Riki'yi? Jay Hyung ile anlaşabildiyse diğerleriyle daha iyi anlaşır eminim." "Harika fikir Jungwon!! Öğlen teneffüsünde hep birlikte kantine ineriz, sende istiyorsun değil mi Riki?" 

"Rahatsızlık vermeyeceksem isterim tabii ki." Jungwon Riki'ye yönelik konuştu. "Bizim küçük Sunoo'muz ile ilgilendiğin için seveceklerine eminim." Riki gülümsedikten sonra biraz daha sohbet ettiler. Diğer teneffüslerde de birliktelerdi. Sonra öğlen zamanı geldiğinde Sunoo Riki'nin yanında bitmişti hemen.

"Hadi Riki! Kantine gidiyoruz." Sunoo Riki'nin kolundan tutup çekiştirmeye başladı. Riki buna gülüp kalkmıştı yerinden. Üçü birlikte yan yana kantine indiklerinde, Riki gerilmeye başlamıştı. Elleri terlemişti ve fark etmeden tırnaklarını batırmıştı. Riki'yi nasıl karşılayacaklarını bilmiyordu. Sunoo fark etmişti ama Riki'yi. Koluna dokunup düşüncelere dalmasına izin vermedi ve gülümsedi. Diğerlerinin beklediği masaya gittiklerinde Jungwon hemen Jay'in yanında yerini almıştı, Sunoo'da Riki'yi yanına çekti. Üç tanımadığı yüz doğrudan Riki'ye bakıyordu.

Sunoo sorumluluk hissetmiş ve konuşmaya başlamıştı. "Riki bizim yeni arkadaşımız, ben onunla bir haftadan fazladır tanışıyorum ve bana hep göz kulak oldu. Jungwon ve Jay Hyung'da tanıyor. Jay ve Riki çok iyi anlaştı hatta! Kendi gözlerimle gördüm. Riki, bu Heeseung Hyung, aramızda en büyük olan o. Daha sonra Jake ve Sunghoon Hyung var, ikisi Jay Hyung ile yaşıtlar. Çok tartışıyorlar ama böyle olduklarına bakma, onlarla tanıştığımdan beri sevgililer. Böyle bir ilişkileri var sanırım onlarında, düşmandan sevgiliye. Jungwon'u ve Jay Hyung'u tanıyorsun. Jay Hyung Jungwon'a karşı çok ilgilidir." Riki de hemen kafasını eğerek küçük bir şekilde kendini tanıtmıştı. 

Kalan üç kişi de kendini tanıtmıştı. Riki isimlerini hemen aklında tutmuştu. İsmi Jake olan çocuk söze atılmıştı hemen. "Futbol oynamayı sever misin Riki? Daha kalabalık olduğumuz için daha eğlenceli olur." Riki hemen kafasını sallamıştı. "Futbol ve basketbol, ikisini de çok seviyorum. Ayrıca bilgisayar oyunları da çok ilgimi çekiyor. Her fırsat bulduğumda oynarım." Heeseung konuşmuştu sonrasında. "Bilgisayar oyunları mı? En sevdiğim şeydir. Benim için tamamsın, yanımızda durabilirsin. Bilgisayar oyunları oynaman yeterli." Herkes Heeseung'un dediği ile gülmüştü. Sunoo ise gülümseyerek izliyordu Riki'yi. Kendini tanıtınca sevdiği şeyleri öğrenmişti çünkü, daha öncesinde futbolu, basketbolu ve oyunları sevdiğini bilmiyordu.

Yemek alıp tekrar masaya oturdu hepsi. Birlikte sohbet ederlerken Sunoo diğerlerine bu kadar hızlı alıştığı için mutlu olmuştu. Yalnız olmadığı için sevinmişti Riki'nin. Heeseung Hyung, Hyung kartını kullanarak herkesi susturmuştu. "O zaman bunun şerefine neden bu akşam bize gelmiyorsunuz? Birlikte oyun oynarız. Riki'yi sevdim ben. Küçük kardeş gibi." Herkes bu habere sevinmişti, uzun süredir topluca bir şeyler yapmıyorlardı. Herkesten onay aldıktan sonra zil çalınca dağıldılar.

Sınıfa dönerlerken Jay ve Jungwon arkadan, Riki ve Sunoo önden yürüyordu. Riki aklına gelen ile Sunoo'ya dönmüştü. "Sunoo, benim hırkam sizde kalmış olabilir mi? Bulamıyorum da." Sunoo Riki'nin fark etmesi ile birlikte yüzünü asmıştı. Aslında ilk andan beri Riki'nin hırkasını unuttuğunu biliyordu ama birkaç gündür onu giyerek uyuyordu Sunoo. Neden böyle bir şey yaptığına emin değildi. 

"Evet bizde kalmıştı. Sana geri getirecektim ama unuttum. Yıkayıp getiririm." Riki merakla sordu. "Neden yıkayacaksın ki? Dümdüz evinizde durmuyor mu?" Sunoo'nun yüzü bu kez kızarmıştı tamamen. "Çünkü... Of! Çünkü gece yatarken onu giydim. Hasta olduğum için üşüyordum ve elime ilk o geçti! Kasıtlı yapmadım." Riki gülmeye başlamıştı. "Dalga geçmesene!" 

"Tamam tamam, geçmiyorum dalga, sende kalabilir. Sorun değil." Sunoo bunu duyduğunda utançtan orda kendini yemek istese de hırkanın kendisinde kalacağı fikri hiç kötü değildi. O sırada arkalarından yürüyen Jay ve Jungwon ikiliyi izliyorlardı. "Sunoo Riki ile çok iyi anlaşıyor değil mi?" "Evet kim görse fark eder bunu, yine de Sunoo mutlu olduğu için bende mutluyum." 

-

Grubumuzu da kurdugumuza göre, simdi daha en bekledigim bölümü yazma vakti geldi, asiri eglenceli olacak

That Feeling When | SunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin