O: Astoria,özgüvensizlik yaşadığım her şey var onda.
D: anlayamadım?
O: kimse beni anlayamıyor zaten.
D: kime sinirlisin bilmiyorum ama bana yazmayı kes.
O: sana,sana sinirliyim. Keşke senden nasıl hoşlandığımı anlayabilseydin.
D: komik şaka.
O: san...
yılbaşı balosu için hazırdım. pansy ile beraber hazırlandık. bu arada baloya Draco ile gideceğim bunun için çoook heycanlıyım. sonunda hayallerim yavaş yavaş gerçekleşiyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(beğenmediyseniz farklı bir şey de düsünebilirsiniz)
"çok güzel olmuşsun" dedi pansy. "sende çok güzel oldun. "lia sana söylemem gereken bir şey var ama söylesem mi bilmiyorum" dedi. merakla sordum "söyle, dinliyorum" ciddileşmiştim. "ya da boşver, kendin öğrenirsin" neden böyle yaptı ki? ne söyleyecekti. üstüne gitmedim ve balodan önce aşşağı indik, bizimkilerin yanına. dracoya baktım, beyaz takım giymişti. beyazdı daha da bembeyaz olmuştu.
draco beni süzdü. elimi uzattım, elime öpücük kondurdu. "çok güzel olmuşsun, lia" dedi gözlerimin içine bakarak. "sende çok yakışıklı olmuşsun" dedim gülümseyerek. balo saatti geldiğinde aşşagı indik. etraf çok güzeldi mükkemmel müzikler çalıyordu.
--
cedric e baktığımda başka bir kızla gelmişti. şükür benim peşimi bıraktı diye düşünürken draco elini uzattı "dans.. beraber dans edelim mi?" blaise arkadan mırıldandı "böyle mi dans teklif edilir" pansy söze girdi. "en azından cesaret edebilmiş, değil mi blaise" dedi iğneliyici şekilde. onları duymamazlıktan geldim. draco nun elini tuttum ve ortaya beraber dans etmeye çıktık.
hepimizin kafası hoştu. ben fazla içen biri değildim belki 1 belki 2 defa içmişimdir. içtiğimde hiçbiri böyle bir etki vermemişti. diğerleri benden daha iyiydi. "oğlum, lia ya noldu böyle uçmuş gitmiş amk" dedi blaise.
başım dönüyordu dışardan nasıl görünüyordu bilmiyorum ama iyi değildi sanırım. draco bana baktı. elimdeki bardağı aldı "tamam bu kadar yeterli. fazla kaçırdın sanırım" dedi. elimle kafamı tuttum. elini bana destek çıkmak için omzuma koydu ve konuştu "çok kötüysen seni odana bırakayım" dedi bana eğilerek. *feels*
"iyi olur" ayağa kaldırdı yavaşça ama dengemi kaybettim. "pekala iş başa düştü" draco, beni kucağına aldı. elimle boynuna tutundum. gözlerinin içine baktım. "zorlanıyor musun?" dedim. sesim kısık çıkmıştı yüksek ses olduğundan duymamıştı sanırım. balo yerinden çıktığımızda müzik sesleri kısık ve boğuk geliyordu. aynı soruyu yine sordum. "zorlanıyor musun?"
"biraz ağır olduğunu söyleyebilirim ama idare ederim sıkıntı değil" dedi. gözlerini hiç bana dikmeden konuşmuştu. ben ise gözlerine bakıyordum fark etmiş olacak ki bana bakarak soru sordu "neden öyle bakıyorsun?" biraz bekledim ve konuştum. "çok güzeller" şaşırmış gözlerle bana baktı "gözlerim mi?" gülümsedim "her şeyin çok güzel draco"
