O: Astoria,özgüvensizlik yaşadığım her şey var onda.
D: anlayamadım?
O: kimse beni anlayamıyor zaten.
D: kime sinirlisin bilmiyorum ama bana yazmayı kes.
O: sana,sana sinirliyim. Keşke senden nasıl hoşlandığımı anlayabilseydin.
D: komik şaka.
O: san...
herkes hazır bir şekilde bekliyordu ki slytherinden bir kız bağırdı "Astoria nerede?" dedi. cidden 2 günden beri hiç ortalıkta yoktu. blair geldi "Astoria revirde, çok hasta oynayamayacak" dedi. kız yanıma geldi, saçıma ve yüzüme baktı omuzlarımdan sarstı ve çekiştirdi "işte sen, juliet sensin. hızlı ol hazırlanman gerek"
hazırlandığımda aynaya baktım, çok güzel olmuştum pansy bana baktı. "çok güzel olmuşsun!!" dedi hayranlıkla bakarken. "tamam şimdi hazırsan son bir prova daha yapacağız, hadi geçin böyle" dedi ismini bilmediğim kız.
romeo zehri içer. boğazında acı bir tat oluşur zorla konuşarak önünde yatan Juliet'e bakar.
romeo: dürüst eczacı. ilaçların hızlıymış
dedi boğazını tutarak.
romeo: bir öpücükle ölüyorum
dedi Romeo, Julieti öperken..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
tüm salondan alkış sesleri koptu.
--
Romeo'ya;
hangi insan laf edebilirdi gülüşüne. hangi galaksiler anlatabilirdi sana olan sevgimi. sen ve ben.. ay ve güneş gibiydik sen ışık saçan bir yıldız ben ise senin ışığına muhtaç bir taş parçası. kavuşmak imkansız ama karşılaşmak için bile olsa bekleyeceğim tutulmayı..
o sahneyi oynarken kalbim o kadar hızlı atıyordu ki muhtemelen kalp atışlarımı duymuştur. sahne biter bitmez hızla kulise gitmiştim draco nun yüzüne bakamıycak kadar utanmıştım. şimdi odamdayım ona bir mektup yazdım. hava almak için astronomi kulesine gittim.
demirliklere tutunarak hogwartsı izliyordum gerçek olmayacak kadar güzel bir yer. hava soğuktu ama umursamadım.
arkamdan adım sesleri geldiğinde, asamı çıkarttım ve ses gelen yöne doğru yönelttim.
"Hey hey benim" dedi ellerini yukarıya kaldırarak draco. hemen asamı indirdim. "korkuttun beni" dedim önüme dönerek. yanıma geldi bana bakarak konuştu. gözlerine bakamıyordum çünkü utanmıştım. "yine mi kalbini hızlandırıyorum yoksa?" dedi gülerek.
