Hayatınızda bazı evreler olur ve bilirsiniz artık cidden bazı şeyler eski hissiyatını vermiyordur. İzmir'e dönüş yolu boyunca araba camından akan şeritleri izlerken aklımda sadece bu düşünceler vardı. Neden bunlar bana oluyor sorusu için fazla büyüktüm. Bütün yaz aklımdan çıkaramadığım oğlan artık sadece bir toz bulutuydu benim için. Nizam dayı bedenini kadavra olarak Fransa'ya bağışladığı için boş bir tabuk gömmeye gidiyorduk. Cenazeye katılmayacağım için bana göre bir farkı yoktu zaten.
Uzun bir yolculuğun ardından sadece uzanmak istemiştim. Sonunda evime dönmüş olmanın mutluluğunu taşımıyordum üzerimde. Ne kadar uzandım emin değilken odamın kapısının açılması ile oraya döndüm. Toprak'ı görmek beklemediğim bir şeydi. O odamın kapısını kapatıp yanına çöktü yatağın.
- Annen aradı. O cenazeye ve yengenlere yardıma gitti seninle durayım istedi.
Sadece başımla onay verirken çok özlediğim arkadaşımı görmek bile keyif vermiyordu. O bana endişeli bakıyorken biliyordum bir şeyler yapmak söylemek istediğini ama ne diyeceğini o da bilmiyordu. Hafifçe doğrulup yatakta oturdum. Toprak direkt yanıma çıkıp oturdu ve saçlarımla oynamaya başlayarak bir kaç cümle kurdu.
- Aç mısın? Pizza ısmarlayabilirim?
Başımı hayır anlamında sallayıp dizlerime doğru yatırdım. O eli ile bacaklarımı sıvazlayınca bakışlarım parmaklarına kaydı. Kemiklerinde gördüğüm yara izleri ile bianda başımı kaldırdım. Elini tutup kendime çevirdim ve sinirle bakışlarımı ona döndürdüm.
- Kavga mı ettin Toprak? Kiminle ne zaman etmiş olabilirsin yine yaz tatilindeyiz ya? Evde oturup bütün gün dizi izlemiyor musun zaten??
Benim endişeme karşı gülümsediğini görünce daha da sinirlenmiştim. Elini çekip ensesine götürdü ve saçlarıyla oynayarak konuştu.
- Ya önemli bir şey değil yeni bir komşunuz var. Oğlan beni harbi sinir etti çok gıcık bir tip. Benle de inatlaştı biraz ki inan beb başlatmadım. Az sürtüştük bu kadar.
Derin nefes verip ayağa kalktım ve masamdaki çantadan bir krem çıkardım.
- Kesin sen başlatmamışsındır.
Parmağıma biraz kremi sıkıp zorla elindeki yaralara sürüyorken acıdığı için mızmızlanmalarını duyuyordum.
- Lan yavaş kızım ya, derim hassas benim narinim yapma böyle aaa
Kremi kapatıp gözlerimi kısarak Toprak'a baktım dik dik.
- Bir daha kavga et elini koparcam o zaman görürsün narinliği.
Toprak elindeki yaralara üflerken onay verdi istemeyerek. Onu böyle izlerken gülümsedim biraz. Hayat bir şekilde devam ediyordu kendi halinde biz istemesek de. Geride bıraktıklarımız kalıyordu sanırım sadece. Zaman kimseyi beklemeden ilerlerken o gün ettiği kavganın son olmadığını ikimiz de bilmiyorduk. Özellikle de o çocukla.
YOU ARE READING
painting a dream
Romancehayatımın çoğunu oluşturan, küçüklüğümden beri istediğim hayal ettiğim her şeyi bana yaşatan, yaşadığım her şeye rağmen yanımda olup ailem olan iki insana.. en çok da küçüklüğüme