-✦-
"tüm gece yanından ayrılmadı, öyle mi?"dedi sandra, okuduğu kitaptan gözlerini lale'ye doğru kaldırırken. bir yandan kütüphanedeki bulduğu en ilgi çekici kitaplardan biri olan astronomi konulu kitabı okuyor; bir yandan da lale'yi dinliyordu.
"hmhm..."
diye mırıldandı lale mutluluğunu gizleyemeyerek. bu konuda düşünmek ya da konuşmak onu deli gibi heyecanlandırıyor, istemsizce gözleri parlıyordu. mehmed'e olan sevgisinin karışılıklı olması ve bu denli sevilmesi aklını başından alıyordu.
"ama sonra çok pişman oldum... yıldırım'ı korumak istemiştim lakin mehmed çok endişelendi. iki gündür şirvani beni tekrar muayene ediyor, emin olmak için."
"şehzadenin istediği ile mi?"
"evet, bayılmamın bir nedeni olduğunu düşünüyordu. fakat sonunda şirvani onu ikna etmeyi başardı."
"onun sana olan aşkının büyüklüğünü ben bile hissedebiliyorum lale, ikiniz gözgöze gelince sanki kalpleriniz parıldıyor. halbuki şehzadeyi ilk gördüğüm vakit böyle biri olacağını akıl edemezdim bile."
lale, önünde duran tabloya son dokunuşları yapıyor; kervansaray tablosunu ince ince resmen işliyordu. sandra gördüğünde gözleri hayranlık ile açılmıştı; halbuki lale onu tanıdığı zamandan beri harika bir ressam olmuştu.
genç kız bu tabloya resmen aşkı ve sevgisi ile başka bir parıltı katmıştı, kervansaray manzarası sanki oradaymış gibi gerçek görünüyor; zihinlere oyunlar oynuyordu. lale onu mehmed'e göstermek için sabırsızlanıyordu.
"mehmed'i ilk görüşün mü?"
sandra başını sallayarak anlatmaya başladı, o günlerde şimdi edirne sarayında şehzadenin sevgilisi ile yakın arkadaş olabileceğini asla bilemezdi.
-swetigard seferi, 1448;
çadırların arasından esen rüzgar, ağır ve kesvetli havayı sanki sürüklüyor; meskenden ileriye de taşıyordu. yakın saatlerde olan saldırı zaten yorgun olan ve dönmek için sabırsızlanan; lakin henüz başarıya ulaşılamamış olduğundan bunun imkansız olduğunu bilen askerler için yıpratıcıydı.
aslan ve vlad padişahın kendilerini bizzat tebrik etmesinden ve daha çok da iki arkadaşın da sağ olmasından dolayı mutlulardı. fakat onları tedirgin eden yeni misafirleriydi. çadırda güvende olmasını umarak, padişahın gidişini izleyen mehmed'e çevirdiler gözlerini.
şehzadenin bakışları vlad ve aslan'ı inceledi, aslan öyle derin bir analizden geçtiğini hissetti ki rahatsız bile oldu. fakat rahatsız olan sadece o değildi, mehmed'in bakışlarında ölçüp tartmanın yanında belirgin bir memnuniyetsizlik vardı.
şehzade, emir bekleyen kemal'e dönerek;
"mektupları toplamaya başlayın, yarım saat içinde her şeyi kontrol edeceğim ve ayrılmış olacaksınız. kimseyi beklemeyin."
"emredersiniz, şehzadem."
dedi genç adam. görevine başlamak için en yakın olan çadırın sahiplerine doğru dönerek konuştu.
"aslan, vlad! mektuplarınız hazır mı?"
kızıl saçları dağılmış olan aslan, bir nefes alarak başını salladı. lale ile iletişime geçmek için sabırsızlanıyordu. kendisini yalnızca arkadaş olarak görse de lale onun için çok değerliydi. aylardır mektup da yazamamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-düş tüccarı, #dbah
Fanfictionalternatif, hikayeden bağımsız ilerleyecek mehmed rotası.