-düş tüccarı, #dbah

-9,

*selam, ufak bir düzeltme yapacağım. şehzade alaaddin diye bir şehzade var tarihte evet; ama ben onun yerine şehzade orhan diyeceğim. daha evvel adının geçtiği bölümleri de düzelteceğim. ayrıca veronica'nın geçmiş olay örgüsünü de biraz değiştirdim. bu kadar, iyi okumalar💗💘

-✦-

"lale hatun gayet iyi şehzadem, sanıyorum bitkinlikten olmuş. biraz istirahat iyi gelecektir."

lale, yıldırım'ı korumak için verdiği ani karardan derhal pişman oldu. zira mehmed'in ne denli endişeleceğini hiç düşünmemişti. şimdi onun yatağında uzanırken, ayağa kaldırdığı hekimlere suçlu bakışlarını hissettirmemeye çalışıyordu.

"şehzadem, gerçekten iyiyim."

diye fısıldadı. mehmed yatağın yanında ayakta duruyordu, kara gözleri ne hekimlerin sözlerine ne de lale'nin defalarca kez tekrar ettiği 'gerek yok, sahiden bir an gözüm karardı!' serzenişleri ile endişeden kurtulmuyordu.

"emin misiniz? insan niçin durduk yere bayılır? ya tetkik etmediğiniz bir şey varsa?"

şirvani, başını sallayarak konuştu;

"lakin ettik şehzadem! çok şükür, lale hatunun sıhhati yerinde. hava değişiminden dahi olabilir basit göz kararmaları. ki hanımefendinin tabiatı evvelden beri hassastır."

şehzade son kez şirvani ve lale arasında bakışlarını gezdirdi. istemeye istemeye başını salladı. başını sallayarak odadaki insanları onayladı.

"âlâ, çekilebilirsiniz."

şirvani ve kalfasını, diğer hekimler takip etti. lale'ye geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra eğilerek huzurdan çekildiler. şahi, ne yapması gerektiğini bilemeyerek şehzadeye baktı. ama ifadesinde kendisi için en ufak müsamaha bulamayınca o da çekildi.

genç kız ihtişamlı kapılar kapanır kapanmaz bir nefes verdi. elbette bir şeyi yoktu. kahverengi, ceylan gözlerini kırpıştırarak mehmed'e döndü. sevgilisi de yatağın kenarına oturarak onun ellerini tuttu.

"iyi olduğuna emin misin, canım? öyle değilse derhal başka hekimler çağırtırım."

genç kızın üşümüş ellerini avuçlarında tutarak, öptü. dudakları soğuk tene bir kıvılcım gibi düştü. en çok da lale'nin kalbine. zira biliyordu, tek sözü ile değil edirne'deki; tüm cihandaki hekimler gün ışımadan buraya yığılırdı.

başını iki yana salladı, mehmed'in ellerini tuttu.

"bir şeyim yok, bir an gözlerim karardı."

şehzade başını salladı, lale'ye sarılmak için hafifçe hareket etti. kollarını ona uzattığında, sevgilisi de boynuna sıkıca sarıldı. mehmed, burnunu onun her daim hayran olduğu saçlarına gömerek bir öpücük bıraktı.

"çok korkuttun beni. çok şükür ki iyisin."

elleri, lale'nin sırtında ve belinde gezdi. genç kızı büyük bir şefkat ile severken yalnızca kolları arasında olduğu için mutluluk ile çarpıyordu kalbi.