-✦-
lale, vlad'ın yanında otururken bir süre ne diyeceğini düşündü. sandra da sessizdi. asla bu haberi beklemiyorlardı, elbette her an olması an meselesiydi... ne de olsa vlad yirmi yaşına varmıştı bile."radu ne olacak... onu da yanımda götürmeliyim..."
mavi gözlü genç adam arkadaşlarına çaresizlik ile baktı, kardeşi onun için çok kıymetliydi! kendisinden başka kimsesi olmayan bir çocuktu o.
"lakin eflak halkı daha iyisini hak ediyor... onlara sonunda yardım edebileceğim için mutluyum."
gözlerinde bir ateş parladı. kötü, zalim bir ışıltı. iyiye, güzelleştirmek arzusuna uzak bir ışıltı; alevini intikamdan alan ve kin ile parıldayan. mavi gözlerini uzak bir köşeye dikerek ayağa kalktı.
aslan kaşlarını kaldırarak, şaşkın bir tedirginlik ile baktı ona. oturan lale'nin hizasında ayakta duruyordu, bir an vlad ona bunca yıllık dostu gibi değil de gerçek bir düşman gibi göründü. meydanlarda cenk edilecek bir düşman.
lale'nin önüne geçti, içten gelen bir koruma içgüdüsü ile önünü kapattı. genç kızın iri, kahverengi gözleri de aynı korku ile bakıyordu.
lale, vlad'ın içinde olan intikam arzusunun her daim farkındaydı. arada bir, gözlerinde gördüğü düşman hiç bu kadar ete kemiğe bürünmemişti.
vlad:
"ailemi dağıtanlardan... beni buraya hapsedenlerden intikam alabileceğim! ve... "
avucunu sıktı. etrafında olan arkadaşlarını hiç görmüyor gibiydi. içinde tuttuğu öfke ve hırs onu bir an ele geçirdi. bu kelimler dudaklarından istemsizce döküldü.
"ve mehmed'den! yaptığı... aldığı her şeyin bedelini ödeyecek!"
"bu olayların hiçbiri mehmed'in suçu değil!"
dedi lale bir çırpıda. sandra elini kalbinin üzerine götürdü. hissediyordu, karanlık onlara doğru yaklaşıyordu, her an daha da artıp koyulaşarak.
vlad hızla, genç kıza doğru döndü;
"var!"
"yok! mehmed ilk saltanatı sırasında hatalar yaptı ama bu olaylara sebep olmadı."
vlad bazı sözlerini yuttu. mehmed'e kininin sebebini açıklamadı, şimdilik. hırs ile soludu. aralarına hemen aslan girdi, iki arkadaşını birbirinden ayırdı. hep yaptığı gibi ortamın huzursuzluğu azalttı.
"hey... sakin olun... oturun hadi. konuşalım."
başını sallayan lale, onlara dehşet ile bakan sandra'ya döndü. endişe ile;
"neyin var?"
"ben... ben iyiyim. hadi oturalım. onlara olanları anlat lale..."
bu sözleri sanki ezberlemiş gibi hızla söyledi. daha sonra da tahta oturağa çöktü. lale bu doğru an mı emin olamasa da sandra'nın bu isteğinin onun hisleri ile olduğunu düşündü.
aslan ve vlad merak ile ona baktılar.
"sorun nedir lale?"
dedi kızıl saçlı genç adam. lale, sandra'nın yanına oturarak dün geceden bahsetti. tabii mehmed ile birlikte uyuduklarını es geçerek. genç adamların rüstem beyden haberi yoktu, bu haberi sinir ve şaşkınlık ile karşıladılar. tabii ki genç kızın şaşkınlığına saygı göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-düş tüccarı, #dbah
Fiksi Penggemaralternatif, hikayeden bağımsız ilerleyecek mehmed rotası.