(5) Duy Beni

39K 2.3K 815
                                    

Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayın lütfen,
Takip ederek duyurulardan haberdar olabilirsiniz → nurgullcelik
Bol bol yorum yapmayı unutmayın 🦋

nurgullcelik

5. BÖLÜM
"Duy Beni"

İnsanoğlunun doğasında vardı bencillik. Kimisi bunu kendimi düşünüyorum başlığında ortaya çıkartırken kimisi ise sevdikleri için bu duyguyu bastırıp fedakâr birine dönüşürdü. Peki sorunlardan kaçmak bencillik olur muydu?

Abimin sözleri tüylerimin diken diken olmasına sebep olurken ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. Soğukkanlılıkla gözlerime bakıyor, vereceğim cevabı merakla bekliyordu.

"Durduk yere nereden çıktı bu?"

"Beni yanlış anlamanı istemiyorum, bi'tanem," diyip kısa bir an sustu. Konuşurken iki kere değil yüz kere düşünüyordu sanki. "Trafik kazasından sonra çok değiştin. Biliyorum, çok yoruldun ama her şey geçecek. Sana söz veriyorum, her şeyi düzelteceğim. Bak sana açık olmak istiyorum, sana yalan söylemek hoşuma gitmiyor; sana tek bir soru soracağım."

Pür dikkat dudaklarından dökülen kelimeleri dinlerken soracağı soruyu merakla bekliyordum. Söyleyeceği şeyleri alıştıra alıştıra söylemesi ve onlarca kez düşünerek hareket etmesi gözümden kaçmamıştı. Üstelik ortamdaki gerginlik kalp atışlarımı düzensizleştirmeye yetiyordu. Soracağı soruyu merakla ve bir o kadar da korkuyla bekliyordum.

"Son günlerde hiç anormal bir şey gördün veya yaşadın mı?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Mesela kabuslar görüyor musun?" Sorusuna anlam veremezken kısa bir an düşündüm. Uzun zamandır kabus görmüyor hatta rüya dahi görmüyordum. Sadece birkaç defa yolculuk sırasında rüya görmüştüm, annemin sesini duyduğum ilk rüyaydı. "Hayır, görmüyorum ama bunu neden soruyorsun? Bir şey mi var abi?"

"Dolunay... Dün gece senin çığlığınla uyandım. Saat gece üç civarıydı. Kabus görüyordun. Uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın, tırnaklarını saç diplerine batırıyordun. Üzgünüm güzelim, bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama acaba psikolojik destek mi görsen?" Dudaklarından çıkan herbir sözcük kalbime bir bıçak gibi saplanıyordu. Psikolojik sorunlarım olduğunu söylüyordu ama ben iyiydim. Hasta değildim ki. Kabus falan da görmüyordum.

"Şaka yapmanın sırası değil, abi," dedim inkar edercesine. İnanmak istemiyordum. Her şeyin bir rüya olmasını diledim. Annem naif sesiyle gelip beni uyandırsın ve eskisi gibi ailecek kahvaltı yapalım, istedim. Babamın beni abimden kıskanmasını ve annemin daima gülümseyen yüzünü özledim. Hatta bana kızmalarını bile özlemiştim. Her sabah uyandığımda her şeyin bir rüya olmasını ümit etmekten bıkmıştım. Onlar, beni, hiç beklemediğim bir anda bizi bırakıp gitmişlerdi.

"Dolunay, güzelim, şaka falan yapmıyorum. Tamam, bak bu konuyu kapatalım. Fransa'ya gitmeye ne dersin? Sadece birkaç aylığına tatil amaçlı gideceksin. Kadir'de sana eşlik edecek. Orada yalnız kalmayacaksın, her şey düzelince eski hayatımıza devam edeceğiz."

Hiçbir şey düzelmeyecek, diye haykırmak istedim. Eski hayatımda annem ve babam da vardı. Abim onları geri getirebilir miydi? Getiremezdi. Asla hayatım eskisi gibi kusursuz olamayacaktı. "Saçmalama abi ya," dedim neşeli bir sesle. Ani ruh değişimlerim beni şaşırtırken her şeye inat gülümsemeye devam ettim. "Benden kurtulamazsın, hiçbir yere gitmiyorum. Buralardan gidip meydanı boş bırakamam, ha eğer istersen sen gidebilirsin. Söz biletler benden." Cümlelerini ciddiye almamak onu huzursuzlandırıyordu. Eğer bana söylediği cümleleri kâale alsaydım çoktan kıyameti koparmış olurdum. Sakin sakin konuşmaya devam etmem insanlık için büyük fayda sağlıyordu.

FELAKETE GEBE                            Ailem Aşiret Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin