(8) Olmayan Aile

33.4K 2.1K 481
                                    

Duyurulardan haberdar olmak için siz de aileme katılın→ nurgullcelik
Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim <3

8. BÖLÜM
"Olmayan Aile"

Salona gitmekten vazgeçip dış kapıya doğru ilerledim, derince bir nefes alıp kapıyı usulca açarken gördüğüm simalarla minik bir şok yaşadım. Bardağın ellerimden kayıp düşmesi ile karşımdaki kadının, "Merhaba kızım," demesi bir oldu.

Yaşadığım şokla elimden düşen bardak zeminle buluşurken onlarca parçalara ayrılmıştı. Şaşkınlıkla kapının eşiğinden bana bakan Arslanbeylere baktım. Cidden buraya mı gelmişlerdi? İstanbul'a, evime!

Simay Hanım, "Kızım iyi misin?" diyerek beni omuzlarımdan tutup cam kırıklardan uzaklaştırdı. "Siz," diye mırıldandım sessizce. "Sizin burada ne işiniz var?"

Simay Hanım, ortaya attığım soruyu es geçerek Azad Bey'in yanında duran adama baktı. "Miran, sen şu camları hallet. Kimseye zarar gelmesin," demesiyle Miran denen adamın cam kırıklarını toplayabilmek için süpürge gibi bir şey aramaya başladı.

"İçeride konuşalım, Almira." Azad Bey'in sesi kulaklarımı doldurduğunda bir robot gibi düşünmeden başımla söylediği şeyi onaylamıştım.

Yaşadığım şokun etkisi hâlâ bedenimde dolaşırken mantıklı düşünemiyordum, abim evde yoktu ve belki de onları evime almakta hata yapıyordum. Sonuçta her şeyden önce onları doğru düzgün tanımıyordum, tanımadığım insanları evime almam ne kadar doğruydu?

Doğrusunu söylemek gerekirse onları içeriye davet ettiğim için pişman olmuştum ama çok geçti. Azad Bey, Simay Hanım ve tanımadığım bir diğer kişi oturma odasına doğru ilerlerken Miran denen adam da hâlâ cam kırıklarını temizlemekle uğraşıyordu.

"Bırakın ben hallederim-" diye devam edecekken ayağa kalkıp ellerinde tuttuğu cam kırıklarını gösterdi. "Bitti," diyip içtenlikle tebessüm etti. "Bunları nereye atmalıyım?" Şaşkınlıkla yüzüne bakarken güldü. Cidden tuhaf bir adamdı.

"Neden gülüyorsunuz?"

"Şaşırınca yüz ifaden çok tatlı oluyor." Söylediğine kaşlarımı çatarken boğazını temizleyip ciddi bir ifade takındı ancak hâlâ içten içe tebessüm ettiği açıkça belliydi.

"Neyse. Bunu nereye atacağım?" Ellerinde cam kırıklarıyla gözlerime baktı. Hafif sakalı ve buğday teni, ona âdeta doğal bir zarafet ve çekicilik bahşetmişti. Değişik biriydi ve komik.

Şaşkınlığımı üzerimden atıp mutfağı gösterdim. "Mutfak çöpüne atabilirsiniz," diyip çöpü göstermek için mutfağa doğru ilerledim, ellerinde cam kırıklarından kurtulmak için beni takip etti. Mutfak dolaplarından en köşede olanı açıp minik çöpü açtım.

Ellerindeki cam kırıklarını çöpe atınca musluğu açıp ellerine su döktü. Masanın üzerinde duran peçeteyi ona uzattınca tebessüm edip ellerimden aldı ve bir parça koparıp ellerini kuruladı, hemen ardından peçeteyi tekrar çöpe attı.

"İçeri geçelim."

"Siz geçin, ben birazdan gelirim." Fazla sorgulamadan mutfaktan çıkıp salona doğru ilerledi.

FELAKETE GEBE                            Ailem Aşiret Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin