Okumaya başlamadan önce takip ederseniz dünyalar benim olur nurgullcelik keyifli okumalar dilerim, öptüm -muah-
7.BÖLÜM
"Gökyüzünü Süsleyen Travma"Parlayan yıldızlara bakıp burukça bir tebessüm sergiledim gecelere. Gökyüzünü süsleyen bu yıldızlar benim travmamdı.
Annem, "Allah'ın yanına giden insanlar yıldız olup bizi izlerler," derdi. Çocuktum ve bu söylediğine inanmıştım. Ben annemin söylediği her söze inanmıştım. Aptal, Dolunay!
"Daha iyi misin, güzelim?" Duyduğum sesin kime ait olduğunu anlamak zor değildi. Oturduğum çardaktan ayağa kalkmadan bacaklarımı kendime doğru çekip kısmen cenin pozisyonunu aldım.
Elinde tuttuğu kahve bardaklarından birini bana uzatırken yüzüne dahi bakmamıştım. Belki suçluydu, belki de suçsuz ama şuan yıldızlarla yalnız kalmak istiyordum.
Başımı usulca iki yana sallayarak kahveyi reddettim. Bu sabah yaşadıklarım aklımdan silinmiyordu, peki ben tepki vermem gerekirken neden sakince yıldızları izliyordum?
Bağırmam ve ağlamam gerekiyordu. Hastaneden çıktıktan sonra gözlerimden tek bir damla bile yaş akmamış olması sadece beni değil, çevremdeki herkesi şaşırtıyordu.
Abime de bağırmalıydım, benden her şeyi saklamakla yetinmeyip birde yurtdışına göndermeye çalışmıştı.
Hissettiğim ve yaptığım şeyler birbiriyle çelişiyordu.
Çığlık atmak istiyordum. Çevremdekilerden hesap sormalıydım belki de. Herkese küsmeli ve psikolojik destek almalıydım ama hiçbirini yapmıyor, yalnızca gökyüzünü izliyordum. Duygusal bir çöküş içerisindeydim galiba. Sanki koskoca dünyaya sığamıyormuşum gibi geliyordu.
"Ne zamana kadar böyle devam etmeyi düşünüyorsun, Dolunay? Üşüteceksin."
Üzerime bir örtünün atıldığını hissettim, hemen ardından ise çardağın yan tarafında bir haraketlilik.
"Bağır," diye mırıldandı tıpkı benim gibi yıldızlara bakarken. Bir anlık şaşkınlıkla gözlerine baktım. Harelerinde sadece keder görebiliyor olmak isteyeceğim son şeydi.
Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki gözleri gözlerimle kesişti. "Ama böyle sessiz kalma. Biliyorum, canın yanıyor. Kendini dönüşü olmayan bir yolda gibi hissediyorsun..."
Ellerimi, avuçlarının arasına aldı. Avuçları ne kadar da sıcaktı, üstelik kendimi güvende hissetmeme sebep oluyordu.
Gözlerimden bir damla yaş düştüğünü hissettim. İki kolunu vücuduma sararak beni kendine doğru çekti. Şefkatle sarılıyor olmasına rağmen karşılık verebilmek için kollarımı hareket ettiremedim.
"Abisinin güzeli," dedi, saçlarımı okşarken. "Ben her zaman, her koşulda yanındayım ve yanında olacağım."
Titreyen sesime ve çeneme inat dudaklarımı aralayıp, "Sonuna kadar, sonsuza kadar," diye mırıldandım. Söylediğim söz, babamın şirketinde satış anketinde kullanılan bir sözdü. Sizinleyiz. Sonuna kadar, sonsuza kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAKETE GEBE Ailem Aşiret Mi?
Teen Fiction❝Hayat mucizelere gebedir, derler; peki ya felakete gebeysek?❞ Doğum gününde anne ve babasını kaybeden Almira Dolunay Soylu aylar sonra abisine gelen bir telefon çağrısıyla hastanede bebeklerin, nedeni belli olmayan bir sebepten ötürü, karışmış olma...