6. BÖLÜM : CESET

36 15 2
                                    

Arkadaşlar bu bölümü biraz daha heyecan verici ve merak duyulacak bir bölüm yazmak istedim umarım beğenirsiniz. 😊
İyi okumalar....


6. BÖLÜM : CESET



O anda Sergio'ya anlatmam gerekiyor mu diye düşünüyordum. Bence ona anlatmalıyım.

"Millie ne olduğunu anlatıcak mısın acaba? Sende bir haller var benden birşey mi saklıyorsun?" dedi Sergio çok öfkeli gözüküyordu. "Tamam anlatıcam ama fazla tepki gösterme bizi izliyor olabilir." dedim.

"Kim izliyor bizi, anlamadım" çok meraklanmış gözüküyordu Sergio. "Dur anlatıyorum dinle beni. Sınıfta bana bilinmeyen numaradan bilinmeyen numara yazdı." dedim
"Kim yazdı? Ne yazdı? Söylesenee..." dedi Sergio. "Susarsan anlatıcam Sergio" dedim atarlı bir şekilde.

"Bana tek başıma okulun arkasına gelmemi söyledi ve sana veya başkasına söylemememi istedi ama benim içim rahat etmediği için sana söyleme isteği hissettim..." dedim ve o anda omuzlarımda hissettiğim ağırlık azaldı iyi ki de Sergio'ya herşeyi anlatmışım.

"Millie sen gelmiyorsun ben gidicem oraya. Ne istiyormuş bi öğreniyim." dedi Sergio, öğreniyim derken onu dövmeyi de kastediyordu bundan eminim. "Sergio saçmalama bunu sana dedim diye senin gelmene gerek yok!"

"Ne diyorsun Millie? Kusura bakma ama oraya seni yanlız başına göndermem! Anlıyor musun?" dedi Sergio. Tam karşılık vericekken telefonumdan bir bildirim geldi. Yine o bilinmeyen numara:

"Yoksa dediğim şeyi yapmadın mı? Sergio'ya herşeyi anlattın mı?"

Okudum ve Sergio telefonu elimden çekip aldı. "Bu ne karıştırıyor şimdi öğrenicem." dedi Sergio. Yürümeye başladı o kadar hızlı yürüyordu ki yetişemiyordum. "Sergio dur artık. Bekleseneee...." dedim bağırarak ve koştum sonunda ona yetiştim ve ilk işim telefonumu elinden aldım ve mesaj yazdım.

"Geliyorum. Bekle lütfen." dedim.

Bilmem belki kibar davranırsam Sergio'yu görmezden gelir diye düşündüm. Okulun arkasına yürüdüğümüzde kimse yoktu. Etrafa baktık ama kimse yoktu. Okulun arka bahçesine baktık kimse yoktu. Nerde bu bilinmeyen kişi...

"Nerdesin sen acaba hanımefendi mi demeliyim yoksa beyefendi mi? Haa... Ne dersin seni gerizekalı. Bizimle oyun mu oynuyorsun sen? Hangi akılla acaba, daha yeni geldim okula ne gibi bir derdin var bizimle?" diye soruların hepsini soruyordu bağırarak Sergio. "Sergio lütfen dur. Zaten sen geldin diye karşıma çıkmıyor. Sus lütfen..." dedim.

Her tarafa bakmıştık ve çok yorulmuştum ve yere kendimi atmıştım yanıma da Sergio yığılmıştı. "Bulamadık..." dedim sakin ses tonumla. Bunu dediğim anda bir silah sesi geldi. Uzaktan gelmiyordu ses yakındaydı. O sesi duyar duymaz Sergio üstüme kapandı. Beni korumaya çalıştı. Silah sesleri kesildiğinde Sergio'dan ayrıldım ve onu kontrol ediyordum. "İyi misin Sergio? Bir yerinde bişey var mı?" dedim çok korkmuştum ona birşey olucak diye.

"Dur birşeyim yok. Ses yakından geldiği için bize açıldı zannettim. Şu deli mesajcının işi zannettim." dedi ve kafamı okşadı. "Sergio ses yakından geliyor. Ben gidip bakıcam." dedim kararlı bir şekilde. "Millie saçmalama ya ciddi misin?" desede Sergio umurumda değil. Onu dinlemeden kalktım ve yürümeye başladım.

Okulun arka tarafında otobüslerin olduğu yere doğru yürüdüm belki ordan geliyordur ses diye. Arkamdan Sergio geliyordu. Tabi beni tek başıma gondermeyeceğini biliyordum. Okul otobüslerinin yanına gittiğimde orda dikkatimi çeken birşey olmuştu, okul otobüslerinin ön tarafından bize doğru akan kırmızı bir sıvı...

Bu neydi bilmiyordum ama gelen yöne doğru yürüdüm ve gördüğüm şeyle dona kaldım. Sergio'dan da hiç bir ses gelmiyordu o da şoka girmişti. Karşımızda kanlar içinde yatan biri vardi. Siyah pantolonlu, siyah kahverengi karışık saçları ve deri ceketi vardı...

Yüzünü göremedim çünkü yüzü bize dönük değildi, her tarafı kanlar içindeydi. Etrafta ölüm sessizliği vardı. O sessizliği bozan Sergio oldu "Bu iş mesajcının işi..." dedi şaşırmış bir ses tonuyla. Anlamıyorum neden bir cinayet vardı ortada. Benim yüzümdense ben bunu kaldıramam.
Bir mesaj bildirimi geldi. Pantolonumun arka cebinde olan telefonu aldım elime telefonu açacakken yanıma Sergio'da geldi. Beraber meraklı bir şekilde telefona bakacaktık. İlk baş birbirimizie baktık. O kadar çok korkmuştuk ki...

"Sana demiştim tek başına gel diye. Zavallı öldü... Umarım sevdiğin biri değildir :)"

Bu psikopat ne demeye çalışıyor anlamış değilim. Benimle ne alıp veremediği var. Ve bu yerde yatan kişi kim. Aklıma biri geliyor ama emin değilim, bakmak istesem de bakamıyorum, Sergio'da bakamıyor. Ne yapacağımızı bilemedik dona kaldık...

"Sergio polisi aramalıyız..."







Sizce ölen kişi kim?
Bilinmeyen kişinin Millie ile ne gibi bir derdi var sizce?
Selammm arkadaşlarrrr. Bu bölüm bomba gibi geldi. Sizce diğer bölümde neler olacak?
Buraya tahminlerinizi yazarsanız ve oylarsanız memnun olurum...
Sizi bekletmemeye çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. 🙏😊
Hesabımı takip ederseniz sevinirim...

OKUL GÜNLÜKLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin