♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎
Son.
Sonlarımız hep sevdiklerimizin elinden mi olur?
Yoksa kıyametimiz olup yakar mı?
Hangisi?
Sanki içim gıdıklanıyor, mayhoş hissettiriyor gibi.
Gönül hep sever mi?
Hiç sevilmez mi?
Benim gönlüm sever, sonra yok olursa. Yok oluşumla kalır mıyım bir başıma bilmiyorum.
Satırların arasında kalmış gibiyim, öyle araftayım.
Dediklerinden hiç bir şey anlamamıştım. Belkide anlamak istemedim, bilmiyorum. Beni sahiplenmesi ve ondan gidemeyecek olmamı söylemesi kafamı karıştırıyordu. Kapalı kutu misali.
Yanından ayrılmam gerekiyor biliyorum, kalbim her ne kadar istemese de aklımı dinleyip gitmem lazım. Gözlerinde ki zemherilik içimi titretiyordu. Olmam gereken kişi değilim. Olmasını istediği kişiyim sanki.
Söylediklerini umursamayıp yanından ayrılmak istediğimi fark etmesi ve bunu bilerek bana müsaade etmesi işime gelmişti. Yanından geçip giderken tarafından gelen o mistik koku başımı döndürmüştü.
Eve gitmenin bugün yaşadığım şeylerden sonra çok daha iyi olmasına karar kıldığım da, kalabalığın arasına karışıp babamı görmek maksadıyla etrafıma bakındım.
Koskoca okyanusta kaybolmuş yavru gibi etrafıma bakındığım da insanların dikkatini çekiyordum. Ama zerre umrumda değildi. Ben babamı arayıp karıştırdıkları belirsizliğin içinden çıkmak istiyordum.
Sonunu bilmediğim bir savaş ama sonunu tahmin ettiğim bir savaş vardı.
Etrafa bakınmamın sonucunda birkaç topluluğun bulunduğu yaşlı bunakların içinde babamı gördüğüm de, hiç beklemeden yanına gittim.
Bilmediğim ve hiçte ilgimi çekmeyen konu hakkında konuştukların da takmayarak "Eve gitmek istiyorum." İtiraz istemeyen sesimle söylediğim de önce kaşlarını çatıp sonra elinde tuttuğu viskiyi masaya koydu. Birkaç dakika bekledikten sonra cevap vermesi gerektiğini anladı.
"Nedenini merak ediyorum doğrusu."
Yaşlı bunak ne olacak.
İnsan topluluğun için de olduğumuzu fark edip ters cevap vermekten kaçınıp, yüzümde samimi olduğumu düşündüğüm gülümsememi kondurdum.
"Sadece yoruldum ve eve gitmek istiyorum."
Başıyla beni onaylayıp, içimden şükür edip çıkışa doğru ilerledim.
Sahte insanların arasında biraz daha kalmak istememem çok doğruydu. Kimseyi aldırmadan otelin önünde hazırda bekleyen arabaya korumalar tarafından bindim.Göründüklerinin aksine yaralıdır insan. Ya bunu belli etmez ya da belli edecek insan bulamazlar. Kırıcıdır insan, yaptığınla ikna olmayan hep daha fazlasını isteyendir. Zora sıkıştı mı kapında köle olurlar, hem de öyle köle olurlar ki yüzsüzlüklerini belli ederler.
Zamana bırakılmamalı hiç bir şey, insanın ne yaptığı tahmin edilebilir mi?
Uzun uzun satırlar yazan şairler hep kendi hissettiklerini aktarırlar, bizlerde sanki saf aşıkmış gibi kanar üzüldüğümüzle kalırız.
![](https://img.wattpad.com/cover/345662671-288-k162297.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bile Bile Kanmak
RomantikNeden...neden hep böyle olmak zorunda. Hayattaki tüm adilsiz şansızlıkları kullanmışım gibi öyle çaresiz. İşaret parmağıyla çenemi tutup kafamı kaldırırken gözlerindeki o acımasızlık içimi yakıp kavuruyordu. Sanki alabileceğim en büyük darbeyi kend...