Sadece ben değil, hayallerimde,umutlarımda kırgın.Hayata olan kızgınlığım kırgınlığım geçmiyor.
Güçlü olmaya çalışıyorum yada deniyorum ama olmuyor.Sanki evren bana Allah belanı versin dermişçesine vuruyor anasını satayım. Hayır yani benimle alıp veremediği ne ki.
Mesela şu an da İstanbul'un en lüks otelinde daha doğrusu beyfendinin otelindeyim. Ne için mi? Tabi ki de kral dairesinde Kandemir tarafından gönderilen çalışanların saçımı ve makyajımı yapması için.
Hazretleri iyileşmemi bekleyip nikah için buraya getirdi. Ve aklıma kazıya kazıya "yanıma yakışacak bir elbise giymeyi unutma"demeyi de unutmadı.
Hayır adam beni delirtmekten başka hiç bit şey yapmıyor ki, ha birde kalbimi kırmaktan başka bir şey yapmıyor. Bir an unutmuşum.
Tabi bende saçım ve makyajımın bitmesini bekleyip en büyük kozumu oynamayı bekliyorum. Çok net bir sayı alacağım adamım.
Tabi yaşarsam.Kimse kimsenin içinde kopan fırtınayı, neyle sınandığını, neler yaşadığını bilemez. Sadece yeri geldiğinde en yapmaz dediklerin en önce vuranlardır. Bende sanırım o günün gelmesini bekliyorum.
Kızlar makyajımı ve saçımı bitirdikten hemen sonra kızları gönderip tek başıma gelinliği giyebileceğimi söyledim. Çünkü ne yapacağımı görürlerse eminim Kandemir'e söylerler. Riske atamam.
Onları gönderdikten sonra aceleyle zar zor bir şekilde getirdiğim parçayı dolaptan alıp üzerime giyindim. Aynanın karşısına geçtim.
Bence gayet güzel oldu gelinlikten daha rahat olduğu kesin. Saten tarzı beyaz altlı üstlü bir pijama giydiğim asla kimsenin aklına gelmez. Eminim Kandemir'de benden böyle bir hamle beklemiyor.
Son rötuşları da yapıp beyaz çoraplarım ve pofuduk beyaz terliklerimi giyip hazırlandım. Mükemmelim baby.
Madem kalbim kırılıyordu ben de kalbimi kıranlara hak eden şekilde cevap verecektim. Reste rest.
Aynadan son kez kendime baktım ve göz kırpıp tam kapıya yönelecektim ki masada ki vişne suyuna gözüm çarptı. Sanki bana beni al dermiş gibi bakıyordu.
Hemen meyve suyunu alıp çıktım. Yoksa her an Kandemir'in adamlarına yakalayabilirdim. Ee tabi benim de düşmanım olsa ki onun düşmanı olabilecek koca yürekli insan yok ama yine de önlem amaçlı her yere adam koymuş.
Bende davetlilerin geldiğini hatta fazlasıyla kalabalıklaştığını kızlardan duyduğum için hemen odadan çıkmanın daha mantıklı olduğunu düşündüm. Surat ifadesini çok merak ediyorum.
Önce salona yakın bir yere geçip adamlara görünmeden saklandım. Sonraki planım ise Kandemir salonun ortasındayken bende sallana sallana merdivenlerden ineceğim.
Hastanede aklıma onun gelmesiyle uykuya daldığımda, kötü rüyalar görmem sonucunda atak geçirmişim. O kadar kötü bir rüyaydı ki biri sanki zevk için kalbimi tutup sıkıyormuş gibi hissettim.
Sonrasında hastanenin bana iyi gelmeyeceğini düşündükleri için eve getirmişler. Hatta getirenin Kandemir olduğunu duyduğumda çok şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Ama gelin görün ki " çabuk iyileş ki bir an önce nikah kıyalım bu iş bitsin" demesiyle her şey buz kütlesinin yere düşüp parçalanması gibi paramparça oldu.
Benimde aklıma bu fikir geldi, intikam için. Bir anda anons edilen teşekkürle kafam yerine geldi. Sanırım davetlilerle konuşuyordu birisi. O an işteyim benim ismim kulaklarımı çınlattı. "Evet Suna Zademoğlu damat bey sizi bekliyor

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bile Bile Kanmak
RomanceNeden...neden hep böyle olmak zorunda. Hayattaki tüm adilsiz şansızlıkları kullanmışım gibi öyle çaresiz. İşaret parmağıyla çenemi tutup kafamı kaldırırken gözlerindeki o acımasızlık içimi yakıp kavuruyordu. Sanki alabileceğim en büyük darbeyi kend...