♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎♧♣︎
Sabah saatlerin de hele ki o rahatsız edici yağmur sesinden dolayı uyanmak berbat hissettiriyor. Gecenin bir vaktin de böyle uyanmak işkenceden farksız geliyor. Tek başıma yaşadığım evimde yataktan kalkıp önce beni rahatsız eden yağmur sesinden dolayı camı kapattım.
Daha sonra mutfağa geçip uykusuz kaldığım zamanlarda rutin hale getirdiğim şeyi, bir bardak portakal suyu alıp salona geçtim. Düşünce yağmurların arasında kayboldum.
Ben Suna Zademoğlu. Annesinin kızıltanı. Hiç kimsenin bilmediği, saklandığı o kızım ben. Babamın düşmanlarının ve dostlarının tanımadığı Suna, çevresinde kimi kimsesi olmayan Suna.
Ben 19 yaşında babam tarafından uzak bir ülkede tek başına terk edildim. Neden mi? Kimse beni babama karşı koz olarak kullanmasın diye. Fırat Zademoğlu, hep kendi bildiğini yapan kimseden medet ummayan biri.
Sadece korktuğu bir kişi varmış. Kendisi söylemese dahi bildiğim hissettiğim kişi. Kalbim o kişiye aitken nasıl hissedip bilmem. Şımarık biri değilim hiç bir zaman da olamadım.
Çocukken insan ailesinin yanında şımarırmış bunu biliyorum ama benim sözde olan bir ailem bile yokken hiç tadamadım. Sadece babamın tahsis ettiği paraları harcayan etrafında korumalarla gezen bir kızken bir şeyler yapmak daha zor oluyor.
Belki de bundandır acizliğim. Bundandır belki de acımasız birine sevdalanmam. Hayattaki arayışım sadece sevgidir.
Hayatta nereye sürükleneceğini bilemeyen akıntıdaki suyum ben. Öyle savunmasız. Annesinin gözleri önünde öldürüldüğü gece büyümek istemeyen o kızım aslında. Yine gözüme batan göz yaşlarımı geri döndürüp düşüncelerimden uzaklaştım. Daha fazla durmak istemeyip odama geçip, uykuya dalmaya çalıştım.
♠︎♤♠︎♤♠︎♤♠︎♤♠︎♤♠︎
Sabah bana uzaktan gelen telefonumla kimin aradığına dikkat etmeden açtığım telefondan gelen sesle irkildim. "Alo Suna kızım" Bu da neyin nesiydi şimdi, neden beni aramıştı. "Baba" ne diyeceğimi bilemediğim için kısa kestiğim de "Nasılsın kızım?" Bu benim babam mıydı?
Gözlerimi açmama sebep olan şeyle yataktan doğruldum. Beklemiyordum
Babamın bana nasılsın diye sormasını beklemiyordum. "Ş...şey iyiyim baba. Bir şey mi oldu?" Sesimin titremesine engel olamayacak sorduğum soruya cevabı beni daha çok şaşırttı."Buraya, Türkiye'ye dönmeni istiyorum." Bu adam sabah sabah ne içmişti böyle neler diyordu. Ne Türkiyesi. Daha düne kadar beni saklayan babama ne olmuştu böyle.
Bir süre oluşan sessizlikten sonra babamın "Suna orda mısın?" Benden cevap bekleyen babama "Daha düne kadar beni herkesten saklayan Fırat Zademoğlu'na ne oldu birden bire?" Dediklerime sinirlenmiş olacak ki "Ben gel diyorum, konu kapanmıştır." Diyip yüzüme telefonu kapatması bir oldu.
Bunlar da ne demek oluyor şimdi?
Birden bire.
Düşünmeye devam edemeden kapının çalmasıyla odamdan çıkıp neredeyse koşarak dış kapıya yönelip açtım. Bana tuhaf bakışlar atan korumayla kendime baktığım da üzerimde bir şey olmadığına kanaat getirdiğimde neden böyle baktığını anlayamadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/345662671-288-k162297.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bile Bile Kanmak
RomantizmNeden...neden hep böyle olmak zorunda. Hayattaki tüm adilsiz şansızlıkları kullanmışım gibi öyle çaresiz. İşaret parmağıyla çenemi tutup kafamı kaldırırken gözlerindeki o acımasızlık içimi yakıp kavuruyordu. Sanki alabileceğim en büyük darbeyi kend...