2

238 27 74
                                    

+8 yıl sonra+

Bu evde sürgün olduğuma inanamıyordum, ev tadilat edilmişti ve o kadar ferahtı ki eskiden yaşadığım harebe evde yaşadığım için içim acımıştı.

Kapı açıldığında uzandığım koltuktan kalktım, galiba yeni kiracılardı, evimde rahat, rahat da oturamıyordum artık.

İki adam ellerinde koliler ile girdiğinda iki erkek çocuğu da evde koşturmaya başlamıştı, adamlar 29 yaşında gibi görünürken çocuklar daha 8 yaşında gibi görünüyorlardı.

Ellerindeki kutuları yere koydular, çocuklar mutfağa girdiğinde uzun olan kısa olan'ın dudaklarını öperek güldü,gamzesi çukur gibiydi, sesi kalın ama nahoş bir tondaydı.

"Umarım bu ev son olur, yoruldum"

"Umarım, ev çok güzel"

Kısa olan hafif kalın sesi ile konuştuğunda uzun olana gözleri parlayarak bakıyordu ki uzun olanın da ondan bir farkı yoktu.

Uzun olan ensesini kaşıdı.

"Yoongi adapte olur umarım, çabuk uyum sağlayamıyor"

"Biliyorum, onun ile ilgilenicem"

Çocukların sesleri geldiğinde kısa olan konuştu.

"Jimin ve taehyung, hemen buraya gelin"

İki bücür hemen salona döndüğünde ikili eğilerek bücürleri kucaklarına aldılar, sarı saçlı, uzun olanın yanağına elini koyduğunda kahve saçlı küçük de gülümsüyordu, uzun olan kucağındaki çocuğun yanağını öptü ve sakin sesi ile konuştu.

"Hadi gidip odalarınızı seçin,abinize de seçmeyi unutmayın"

İki bücürü yere indirdiklerinde ikili merdivene koştu ve trabzanı tutarak yavaşça yukarı çıktılar,  uzun olan koliyi aldı.

"Jin bunlar ne?"

"Yeni aldığım kitaplar namjoon"

"Bir koli kitap mı aldın jin"

"Evet, kitap okumayı sevdiğimi biliyorsun"

"Biliyorum bebeğim ama daha 4 kitap seti siparişini dün verdin"

"Ama onlar burada yok tu ki, bulamadım, hem yoongi de bir kaç kitap istemişti, uygun fiyata aldım"

"Cidden kitaplar mı? Ben mi? Diye sorucam artık"

"Saçmalıyorsun, gel hadi,odamıza bakalım,daha bebeklerimin ve kedimin alışverişi var"

"Tamam"

Çok tatlı bir çiftlerdi, kapıdan içeri beyaz saçlı ve siyah giyinimli bir çocuk daha girdi, kulağında kulaklık ve beyaz tenindeki koyu göz altları belli olurken tombul yanakları ile bir kediyi andırıyordu, burnu minicikti, hoşnut olmayan kalın sesi kulaklarıma doldu.

"Bu siktiğimin kaçıncı ev değiştirmesi olucak acaba"

Kolon'un arkasından çıkarak  ona baktığımda gözlerimiz kesişti, kaşlarını çatarak bana doğru döndü, yutkunarak baktım ki konuşunca kalbim hızla çarpmaya başladı.

"Sen kimsin?"

Etrafa baktığımda kimse de yoktu, yutkunarak elimi kaldırıp kendimi işaret ettim ve titreyen sesim ile konuştum.

"B-ben mi?"

"Senden başka kimse var mı burada"

"B-ben  B-ben"

Aşşağı inen sarı saçlı küçük bağırdı.

"Namjoon baba, yoongi abi kendi kendine konuşuyor"

Namjoon denen adam hemen salona geldi ve gözleri yoongi'yi buldu.

"Yoongi, ilaçlarını aldın mı?"

Yoongi sinir ile arkasını dönerek kapıdan çıktığında jin de geldi ve namjoon'un elini tuttu.

"Ben konuşurum"

"Doktor iyileştiğini söylemişti jin, eskiye dönmesinden korkuyorum, evlatlık olabilir ama o bizim çocuğumuz"

"Biliyorum namjoon, endişelenme, halledicez,biz her zaman hallederiz"

"Biliyorum"

Jin namjoon'un elini sıkarak güldü ve ellerini ayırarak odadan çıktı, bende arkasından giderek onu izledim, yoongi merdivenlerde oturmuş yeşil bahçeyi izliyordu, bu evin en sevdiğim yanı ormanlık alana bakmasıydı.

Jin, yoongi'nin yanına oturdu ve çocuğun dizlerinde olan ellerinin bir tanesini tutarak sıkıca kavradı, çocuk kulaklığını boynuna indirdiğinde jin konuştu.

"İyi misin?"

"Evet"

"İyi misin yoongi?"

"Hayır"

"Nedenini sorabilir miyim?"

"Evet"

"Neden iyi değil sin?"

"Neden haslıklıymışım gibi davranıyorsunuz"

Soru sorar gibi değildi, cevabı biliyor ama kendini sormaktan alı koyamamış gibiydi.

Sesi çatlamıştı ve ağlamak üzer'e olduğunu gösteriyordu, jin ona döndüğünde yoongi'de babasına döndü, jin sıkıca tuttuğu eli dizine koydu ve iki elini tombul yanaklara koyarak okşadı, sesi kısık ama rahatlatıcıydı.

"Sen hastalıklı değilsin yoongi, sadece biraz ilgiye ve ilaçlara ihtiyacın var, namjoon baban'ı biliyorsun, seni çok seviyor ve sağlığını düşünüyor, ona kırgınsın değil mi?"

"Ama söz verdiğim gibi ilaçlarımı içiyorum, namjoon babam hep beni kırıyor"

"Ona sarılmaya ne dersin? İkinizinde sarılmaya ihtiyacı var, yaralarınızı sarmanızı çok isterim"

Yoongi kafasını salladığında jin uzanarak anlını öptü ve geri çekilerek gülümsedi.

"Aferin bir tanem, bir konu hakkında daha konuşabilir miyiz?"

Yoongi onaylarcasına kafasını salladığında jin yutkunarak küçük şekilde gülümsedi, tombul yanaklardaki ellerini beyaz ellere getirip sıktı ve baş parmağı ile üstünü okşadı.

"Jimin biri ile konuştuğunu söyledi, konuştuğun kişi kim di?"

"Bilmiyorum, içeri girdiğimde kolon'un arkasından çıktı bir anda"

"Ama ben evde yabancı birini göremedim bebeğim"

"Baba"

"Pekala, hadi içeri girelim ve bu konuyu daha sonra konuşalım, bir Lord'a büyük bir sarılma vermen gerek"

İkili kocaman gülümsedi ve sarıldı, ne olduğunu bilmiyordum ama merak etmiyor da değildim.

sope : sun&moon childHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin