Yoongi, jimin ve taehyung'u ısrarları üzerine markete götürdüğünde jungkook ile evde tek kalmıştık, koltukta oturmuş öylece dururken kenarıda durmuş ona bakıyordum.
Birden gülmeye başladığında korkarak baktım, bana döndü ve kalkarak karşımda durdu, ateşler etrafında döndü ve benden uzun, yakışıklı ve çekici biri karşımda durdu, küçüklüğü ile aynıydı ve ben şuan altıma edecek kadar korkmuştum.
Bir adım geri attığımda oda bir adım üstüme geldi, ne oluyordu tek bir fikrim dahi yoktu, etrafımda dönmeye başladı ve kalın sesi ile konuştu.
"Tanrıya o kadar çok ağladın ki sonunda beni gönderdi"
"N-ne"
"Neden bu dünyadasın biliyor musun Jung hoseok"
Elini çeneme koyarak sıktı ve yüzüme yaklaştı.
"Hala yaşamanı istiyor da ondan, geçmişinde mahrum kaldığın duyguyu tatmanı istiyor ama ben bunu tavsiye etmem, mezarına dön hoseok, o çocuğa yeniden hastane yolları görünmeden mezarına dön"
"Asla gitmem, ben onu seviyorum"
"Pekala,karışmayacağım, ah kardeşlerim geldi, sadece seni gözetlemeye geldim, bundan yoongi'nin haberi olmasa iyi olur"
Çenemi bırakarak geri çekildi ve yeniden küçük jungkook oldu, koşarak kapı sesine gitti, içeri girdiklerinde üçlünün elinde çikolata varken yoongi poşetler ile bir likte mutfağa gitti, peşinden giderek beline sarıldım, tanrım çok korkmuştum.
Yoongi gülerek kollarım arasında döndü, elini yanağıma koyarak dudaklarımı öptü ve geri çekildi, gülümseyerek ve rahatlayarak geri çekildim, poşetlerin içindekileri dolaba yerleştirirken konuştu.
"Beni çok mu özledin"
"Evet"
Bende ona yardım ettiğimde hemen bitmişti, jungkook mutfağa girdi ve sevimli sevimli gülümsedi, tatlı sesi yoongi'yi sevindiriyordu.
"Hyung su alabilirmiyim lütfen,biraz soğuk olsun"
"Bir dakika"
Korkarak küçüğe bakarken bana dönerek gülümsedi, cehennemden çıkan bir adam değilde cennete doğmuş bir bebek gibi görünüyordu, geri yoongi'ye döndü, yoongi hazırladığı bardağı eğilerek uzattığında jungkook alarak şişko yanağı öptü.
"Teşekkür ederim"
"Rica ederim kook"
Kahve saçları okşadı, geri çekildiğinde jungkook mutfaktan çıktı, yoongi ile odasına gittik, çalışma masasına oturduğunda bacaklarına oturdum ve jungkook'un öptüğü yere elimi koyup sildim, gülerek belime kollarını sardı, burnumu yanağına bastırıp derin şekilde içime çektim kokusunu.
Geri çekildim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım, hemen karşılık verdiğinde ellerimi omuzlarına koydum ve süretek boynuna oradan yanaklarına getirdim, kendimde olmadan ona sürtünmeye başladım, vücudum cayır cayır yanıyor gibiydi ve onu arzuluyordum.
Büyük ellerini kalçama getirip sıktığında ağızına inledim, ondan etkilendiğimi gizlemeyecektim, çünkü ona susamıştım, geri çekildiğimizde boynuma inerek öpmeye başladı, boynumu geri atarak ona yer açtım.
Kapı sesi duyduğumuda aşşağıdan namjoon'un yoongi diye çağırdığını da duyduk, yoongi geri çekilerek kalçalarımı okşadı, yanağımı öptü.
"Ahh bu anı bölmeleri kötü oldu"
"Hadi gidelim"
Kalkarak elini tuttum, kapıyı açınca elini bırakıp geri çekildim, aşşağı indik, mutfağa girdiğimizde Hamburger ve pizza olduğunu gördük, insan yiyeceği uzun zamandır yememiştim ama şuan canım acayip Hamburger çekmişti.
Yoongi beni gördüğünde namjoon'a döndü.
"Odamda yiyebilir miyim"
"Elbette ama neden bizim ile yemiyorsun?"
"Biraz halsiz hissediyorum"
Jin yerinden kalkarak yanına gitti ve elini anlına koyarak kaşlarını çattı.
"İyisin değil mi? Bir sorun yok, hastaneye gidelim namjoon"
Yoongi jin'in elini indirip sıktı ve kafasını salladı.
"Baba sakin olur musun, biraz uyusam geçer"
"Kötü hissedersen söyle, çorba yapayım mı?"
"Hayır, otur ve yemeğini ye lütfen"
"Tamam"
Jin hala endişe ile bakarken yerine oturdu, keşke benim içinde bu kadar endişelenen bir babam olsaydı, yoongi iki Hamburger ve iki dilim pizzayı tabağına koydu, bir bardak kola da alarak hepsini tepsiye yerleştirdi, namjoon bir kutu daha kolayı uzattığında aldı ve mutfaktan çıktı.
Odasına gittik, kapıyı kapattı ve tepsiyi masaya koyarak beni kendine çekti, sandalyeye oturdu,bende bacaklarına, bir hamburgeri bana uzattığında aldım ve yanağını öptüm.
"Teşekkür ederim aşkım"
"Ye hadi"
Dudaklarını öperek güldüm, diş etlerini gösterek güldüğünde biraz daha ona baktım, daha sonra ambalajı açarak yemeye başladım, gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım, lokmamı yuttum.
"İlk defa yemek yiyorum ve bu çok iyi hissettirdi"
Şaşkınca bana baktı, sesi de şaşkın çıkmıştı.
"İlk defa mı yemek yedin?"
"Evet, açlık gibi bir durumum yok, her zaman tok hissediyorum, galiba ruh olmanın artı taraflarından biri"
Kafasını salladı ve bir dilim pizza alarak yemeye başladı, yiyecekler bittiğinde tepsiyi aşşağı götürdü ve geri geldi, yeniden sandalyeye oturduğunda bacaklatına oturdum, sırtımı göğüsüne yasladığımda boynumu öpmeye başladı.
Kafamı omuzuna yasladım ve yer açtım, elleri bacak arama girdi ve bacak içimi sıktı, okşayarak geri çekildi,kulağımda dilini gezdirdiğinde yutkundum, kalınlaşmış sesi tüylerimi diken diken etmişti,sıcak nefesi kulağıma değiyordu.
"Yalnız kaldığımızda daha fazlasını istiyorum"
Kafamı salladım, ona dönerek dudaklarını öperek aletine sürtündüm, bir elini t-shirt ümün içine sokarak göğüsüme getirdi ve okşadı, titrek bir nefes aldım ve geri çekildim, sırıtarak dudaklarını yanağıma bastırdı.
Siktir onu çok istiyordum.