Onu izliyordum, sürekli yaptığım gibi, ona neden çekildiğimi bile bilmiyordum ama gözlerimi ondan alamıyordum, şimdi ise kulaklığını takmış, koltukta uzanmış kitap okurken bücürler yanlarına geldi, karşısında durduklarında yoongi kitabı kapatarak kenarı koydu, kulaklığı da çıkarttı ve kitabın üstüne koydu.
Kollarını açtığında jimin sağına,taehyung soluna geçerek geniş koltukta uzandılar, bücürler kafalarını geniş göğüse koyarken yoongi ikilinin saçlarını okşuyordu, bir gün bende.. Saçmalama hoseok sen bir ruhsun.
Taehyung çekingen sesi ile konuştuğunda yoongi minik eli tutarak okşamaya başladı, bir birine değer vermelerini seviyordum.
"Yoongi abi,ilaçlarını içtin mi?"
"Saati gelmedi"
Jimin bu sefer konuştuğunda kafasını kaldırmış beyaz saçlı abisine bakıyordu, çok şirindi.
"İçiyorsun değil mi? Babam o ilaçların seni sağlıklı yaptığını söyledi"
Yoongi'nin gözleri dolduğunda sıkıca kapattı, küçükler yukarı kayarak minik ellerini iki tombul yanağa koydu,yoongi zayıf sesi ile konuştuğunda ikilinin gözleri de doldu ve benimde dolucaktı.
"İçiyorum,merak etmeyin"
Üçlünün göz yaşları aktığında üvey kardeş olmalarına rağmen aralarındaki bağın kuvveti beni de vurmuştu ve atmayan varlığını hissetmediğim kalbim canımı yakmaya başlamıştı.
Yoongi siyah gözlerini açarak bücürlere baktı ve gülümsedi, ikilinin anlına dudaklarını bastırdı.
"Ağlarsanız zayıf düşerim, biliyorsunuz"
"Gece lordu güçlüdür"
Küçükler aynı anda konuştuğunda güldüler, kalkarak ellerini birleştirip sıkıca tuttular, bücürler sesli şekilde konuştuğunda yoongi onları büyük bir şefkat ile izliyordu.
"Varis baba, varis baba"
Jin merdivenleri inerek üçlüye baktı ve keyifli sesi ile konuştu.
"Prenslerim ve gece lordum beni çağırmış"
Yanlarına giderek yoongi'nin yanına oturdu, jimin ve taehyung bacaklarına oturduğunda yoongi kafasını geniş omuza koydu, jin hepsinin saçlarını koklayarak öptü.
"Kitap okumaya ne dersiniz?"
Çocuklar kafa salladığında yoongi'nin bileğindeki saat ötmeye başladı, sessizce kalkarak alarmı kapattı.
"Biraz dan gelirim"
"Bekliyoruz abi"
Taehyung şirince konuştuğunda yoongi tebessüm ederek merdivenlere yöneldi, yukarı çıktığında arkasından bende gittim, yine siyah ve gri renginin hakim olduğu odaya girdiğinde tereddüt ederek bende girdim.
Yoongi komodin'in üstünde ki sürehiden bardağa su doldurdu ve çekmeceden ilaç kutusunu çıkartarak avucuna bir ilaç aldı, dudakları arasına sıkıştırdı ve ağızına hapsetti, suyu da içerek yuttu ilacı.
Pencere kenarında durmuş onu izliyordum, gözleri doldu ve kafasını pencereye çevirdi, göz göze geldiğimizde kendimi düzelttim ama o ağlamaya başladı.
"Git, beni rahat bırak artık, sen yoksun, sen hiç olmadın"
Ağlayarak konuşmaya başladığında yavaşça yanına yaklaşıp önünde durdum, göz yaşları sicim gibi akarken siyah küreleri kahve gözlerimi deler gibi bakıyordu, yutkunarak kısık şekilde konuştum.
