Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki yıldız desenli zinciri aynaya bakarak belime geçirdim.Üstümdeki beyaz cropun üstüne açık renkli bir kot ceket geçirip altıma açık pembe,mini bir şort giydim.
Aynada kıyafetlerime son bir bakıp makyaj aynamın önüne geçtim.Önce kapatıcımı alıp bu mahalle yüzünden yaptığım stresten dolayı çıkan sivilcelerimi kapattım.Ardından iki gözüme bir eyeliner çekip gözümün hemen altına belimdeki zincir ile uyumlu olsun diye küçük bir yıldız çizdim.Mavi gözlerimi rimelle süslerken bakışlarımı rujlarıma çevirdim.
Gözüm yine kırmızı rujuma kaymıştı. Hemen ardından bakışlarım yanındaki bordo ruja kayınca alt dudağımı ısırdım. Ruju dudaklarıma sürüp hızla yaydım.
Rujumu şortumun cebine sıkıştırıp ayağa kalktım ve küçük aynanın karşısında sarı saçlarımı ortadan ikiye ayırıp tırnaklarımla taradım.Yüzümle işim bittiğinde yatağın üzerindeki yeşil çantamı alıp koluma taktım.Hızlı adımlarla odamdan çıkıp evin kapısına geldim.Ayakkılıktaki ayakkabılara kısaca göz gezdirip pembe spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım.
Kaldırımın üstüne çıkıp sağıma soluma baktım.Üst tarafta top oynayan çocuklar ve dikiş diken kadınlar vardı.Kafamı alt tarafa çevirdiğimde gözlerim ister istemez yine o köşeye kaymıştı.
Yine üç adam oradaydı.Bu sefer ikisi ayaktayken o bıyıklı ülkücü kaldırımın kenarına oturmuştu.Ben onu baştan aşağıya süzerken sanki o bunu hissetmiş gibi kafasını çevirip benim olduğum tarafa baktı.Kahverengi gözleri ile mavi gözlerim birleşince sertçe yutkundum.
Dün yaptığı gibi yine beni baştan aşağıya süzdü.Bu sefer gözleri belimde takıldı. O an dizlerimin titrediğini hissetmiştim. Çünkü belime o kadar büyük bir dikkatle bakıyordu ki istemsizce bende belime baktım.
Zincir.
İnce belimi saran zincire bakıyordu.
Hızla gözlerimi belimden çekip bakışlarımı ondan çektim.Yokuştan aşağıya doğru adımlamaya başladığımda onun hâlâ bana baktığını bilerek yürümeye devam ettim.Her adımda onlara daha çok yaklaştığım için kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.O tarafa bakmamaya çalışarak önlerinden geçeciğim sırada yan taraftan duyduğum sesle kafamı o tarafa çevirdim.
"Deniz oğlum bir gelsene." dediğinde küçük bakkalın sahibi olan Ercan amcaya baktım.Kısa boylu ve tombiş bir amcaydı.Bu mahallede en sıcak baktığım adamlardan biriydi.Gülümseyerek yanına doğru adımladım.
"Dükkanı boyatmayı düşünüyorum,hangi renk yakışır buraya söyle bakayım." dediğinde düşündüğümü belli eden bir mırıltı çıkarıp mavi gözlerimi dükkanda gezdirdim.
"Küçük ve tam köşede durduğu için böyle mavi veya pembe arası bir şey yapabilirsin bence.Daha çok öne çıkar." diyerek amcaya döndüğümde gözlüklerini gözüne takım kafasını salladı.
"Eee okumuş insanın hâli başka oluyor tabi, haklısın oğul." dedi omuzlarını silkerek gülerken.Bende ona bakıp gülümsediğim anda tam arkamda hissettiğim bedenle irkildim.Yutkunarak omzumun üstünden arkama baktığında sadece bir göğüsle karşılaşmıştım. Kafamı kaldırıp baktığımda bu iri bedenin adamı Alparslan olarak öğrendiğim ülkücünün olduğunu gördüm.
Yüzünü ilk defa bu kadar yakından görürken ne kadar yakışıklı olduğunu bir kez daha anlamıştım.İtalyan manken yarışmalarındaki adamları kıskandıracak düzeyde bir yakışıklılığı vardı.
"Ercan abi mallar ne zaman gelir?" dedi kalın sesiyle.Diksyonu çok güzeldi. Ercan amca bir şeyler söyledi ama onu duymuyordum.Çünkü şuan onu süzmek ile meşguldüm.Göğsü tam olarak sırtıma değiyordu.Bunu bir an için bilerek yaptığını düşünmüştüm.
"Tamam abi,sen geldiği zaman bize seslen,biz taşırız." dediğinde Ercan amca her zamanki samimiyeti ile gülerek teşekkür etmişti.Ben hâlâ ona bakmaya devam ediyordum.Ortam sessizleşince o da kafasını eğip bana baktı.
Birkaç saniye süren bakışmanın ardından yine mantığını kullanıp hızla ondan çekilen taraf ben olmuştum. Üstümü düzeltip etrafıma baktığımda kimsenin bu tarafa bakmaması içimi rahatlatmıştı.
"Buralarda böyle giyinme,yerler seni."
Söylediği şeyle bakışlarımı ona çevirdim. Ses tonunda hem ciddilik hemde alaylı bir tavır vardı.Çözememiştim.
Omzumdaki çantayı düzeltip saçlarımı geriye doğru taradım. "Yakışıyor ki giyiyorum,kimseyi ilgilendirmez." dediğimde anında dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı.
"Onda ikimizde hemfikiriz," dedi ve gözlerini tekrar belime indirdi.İstemsizce elimi belimdeki zincire atıp düzelttim."Tam oturmuş beline ve yakışmış." dediğinde şaşkınca dudaklarımı aralayıp kafamı kaldırdım ve ona baktım.
Ondan asla böyle cümleler beklemiyordum.Tam üstüme saldırıp, ibne diye bana dayak atacak bir tipe benziyordu.
Kafamı sallayarak tekrar saçlarımı taradım.Bunu genelde utandığım zamanlarda yapmak sinirimi bozmuştu.
"Teşekkür ederim, şaşırttın beni." Yüzüme tip tip baktı.İki eli birden cebinde duruyordu.Ben gözlerimi sürekli ondan çeksem de o bunu yapmıyordu. Konuşmanın başından beri bir kez olsun gözlerini benden çekmemişti.Aramızdaki mesafe de fazla değildi.Mahallede çıkabilecek dedikodulardan da mı korkmuyordu?
"Bilmem, dış görüşünden dolayı sanırım." dediğimde cevap vermedi. Gözlerime bakmaya devam ettiğinde kısaca boğazımı temizleyip tekrar çantamı düzelttim."Şey,ben gideyim o zaman."
Hiçbir şey söylemedi.Aynı dün yaptığı gibi yüzüme bakarak ağır ağır kafasını salladı.Onun gözlerine son bir kez bakıp önünden geçerek yürümeye başladım. Hızlı adımlarla köşeyi dönerken ayakta duran iki arkadaşının attığı kahkahayı duymuştum.Umursamamaya çalışarak yürümeye devam ettim.
-
-
-
Çok istediniz diye bir bölüm daha salayım dedim..Ama artık beklemek zorundasınız çünkü bu sefer bütün kitaplar birbirine karışacak..
Merak etmeyin sabrın sonu selamettir az kaldı asfajwjdgwjshs