Bölüm 25:Tezgah.

5.2K 384 33
                                    

+18..

-

Kesme tahtasında domatesleri doğrarken bakışlarımı kolumdaki saatime çevirdim.
Ofise gitmeme daha bir saat vardı.Akşam Alparslan ile beraber iki tane film izlemiştik.Tabi filmi sadece ben izlemiştim.Alparslan sadece boynumu öpmek ve beni koklamakla meşgul olmuştu.Zaten ikinci filmin yarısında boynumda uyuyaklamıştı.Onun rahatını bozmamak için ben de olduğum yerde uyumuşum.

Sabah da erken saatlerde kalkmıştım.
Zaten uykuyu seven biri değildim. Diğer insanların aksine ben fazla uyuduğum zaman kötü hissediyordum.Bana gün içinde 4-5 saatlik uyku yetiyordu. Kendimi dinç hissediyordum.

Alparslan birkaç gündür buradaydı.
Yanımda kalıyor, gündüz arkadaşlarının yanına gidip akşam tekrar yanıma geliyordu.Ben de zaten akşama kadar ofiste oluyordum.Tabii Alparslan akşama kadar telefonla beni arıyordu. Bundan şikayetçi değildim.Konuşurken mutlu oluyordum.

Fakat ona karşı yine mesafeliydim. Onu affedeli çok olmuştu.Ama yine de bir yerde onun düşünmemi bekleyen gururum bunu tutuyordu.

Doğradığım domates ve salatalıkları uzun tabağın içine koyup üzerlerine tuz serptiğim sırada birden ensemde bir nefes hissettim.Kimin olduğunu bildiğim uzun ve kaslı kollar belimi kavradığında nefesim kesildi.

Kafamı eğip Alparslan'ın damarlı kollarına baktım.Adam resmen damar olarak doğmuştu.Kolları ve elleri çok büyüktü.Bana ne zaman sarılsa onların arasında kayboluyordum.

"Günaydın bebeğim.." Kulağımın dibinde onun kalın sesiyle mırıldandığını duyduğumda gülümser gibi oldum. Kafamı kaldırıp burnumu çektim ve omuzlarımı silktim.

"Hı,sanada günaydın." diyerek kollarının arasından çekileceğim sırada birden bedenimi kendine doğru çevirdi. Parmaklarımın üzerindeki tuz dökülürken ellerimin onun iri göğsüne yerleşmişti.Yutkunarak eğdiğim kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım.

Bir bacağını yavaşça bacaklarımın arasına sokmuştu.Üstü çıplaktı. Göğüslerindeki hafif tüyler ellerime geliyordu.Yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarının arasındaki dolgun dudakları gülümsüyordu.

"Günaydın bebeğim." dedi tekrar. Sanki verdiğim cevaptan tatmin olmamış gibi tekrar sormuştu.Aynı şekilde bir elimi omzuna koyup omuz silktim.

"Sanada." diyerek omzundaki elimi ensesine götürdüm.

Gözlerini yüzümde gezdiriyordu. Her bir santimine bakarken dudaklarını yanağıma götürüp ufakça öptü.Geri çekilirken tekrar yanağımın bir kenarından öptü.

"Çok mu nazlıymış benim bebeğim.." diyerek burnunu burnuma sürttüğünde omuzlarımı silkerek kafamı çevirdim.

"Yapma yaa.." Sesim normalinden daha ince çıkmıştı.Bu onun hoşuna gitmiş olacak ki açıkta kalan boynumdan sıkıca öpüp belimdeki elini çeneme götürdü ve yüzümü tekrar kendine çevirdi.

"Evinde kalıyorum,neden bir şey söylemiyorsun?" dediğinde kaşlarımı çattım.Dudaklarım kendiliğinden aralanmıştı.Bunu gayet ciddi bir tavırla söylemişti.Baş parmağı ile çenemi okşayıp kenarını öperken tekrar gözlerime baktı."Hm?"

"Bilmem ki..Ne söylemeliyim?" dediğimde dudaklarını büzüp omuz silkti.

"Bilmem.Neden burada kalıyorsun ya da kalıyorsan neden yardım etmiyorsun gibi sorular." diyerek parmağının altındaki çenemden öptü.

Büyük ihtimalle maddi kısımdan bahsediyordu.Bir süredir buradaydı. Kıyafet dışındaki tüm ihtiyaçlarını buradan görüyordu.Yemek-içmek işlerinin aklına geldiğine de emindim.

KENAR MAHALLE (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin