Öncelikle kitabı yayınlayalı iki aydan fazla olmuş,her şeyi unutmanız çok ihtimal bu yüzden baştan okumanızı tavsiye ederim..
Yorum yapmayı unutmayın 🤍
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Makyaj masamda kalan son tırnağıma da kırmızı ojemi sürdükten sonra ojenin kapağını kapatıp tırnaklarıma üflemeye başladım.Ojemi kenara koyup oturduğum yerden kalktım ve tırnaklarıma üfleyerek mutfağa doğru adımladım.
Tezgahın üzerinde duran kupamın içine yeşil çayımı koyup kettle de kaynattığım suyu bardağa doldurdum.Çıkan buharlar ile yüzümü buruşturarak kettle'i yerine koyup bardağımı elime aldım ve oturma odama doğru ilerledim.
Oturma odama gelip bardağımı masanın üzerine bıraktım.L koltuğumun üzerindeki kumandayı alıp oturdum ve televizyondan izleyebileceğim bir film aramaya başladım.
Dakikalar sonra sonunda güzel olduğunu düşündüğüm bir film açıp bardağımı elime aldığım sırada evimin içini kapı zili doldurdu.Kaşlarımı çatıp önce filmi durdurup daha sonra bardağımı tekrar masaya bıraktım ve ayağa kalktım.
Kapıya doğru ilerleyip saçlarımı geriye doğru tararken kapıyı açtım.Kapıyı açtığım anda gözlerimin önüne serilen iri göğüsle kimin geldiğini anlamıştım.
Kafamı yukarı kaldırıp bu iri göğüsün sahibine baktığımda bu kişinin keskin yüz hatları olan Alparslan olduğundan emin olmuştum.
"Bebek?" dedi yarı sırıtır bir tonda.
Birkaç saniye cevap vermedim.Yüzüne bakmaya devam ederken derin bir nefes alıp kapıya yaslandım.
"Ne istiyorsun?" diye sorduğumda ellerini cebinden çıkarıp üzerini düzeltti.
"Ne istediğim belli,onun için buraya geldim." diyerek omzunun üstünden arkasına baktı.Gözlerini kısaca mahallede gezdirip önüne döndü ve burnunu kaşıdı.Omuzlarımı silkerek kollarımı önümde birleştirdim.
"Babanın yanına çalışmaya geldin yani?" dedim iğneleyici bir ses tonuyla.
Benim yanımdayken aradığı arkadaşına "babamın yanındayım" demesi beni çok üzmüştü.Hatta sinirlendirmişti.Hâlâ ona kırgın olduğum için konuşasım gelmiyordu.
Gözlerimin içine uzun uzun baktı. Ardından bir iç çekip elini ensesine götürdü ve kısaca okşayıp kafasını kaldırdı.
"Özledik be yavrum uzatma, özür dilerim tamam." dediğinde tekrar omuzlarımı silkip bir adım geri geldim.
"Öyle özür dileyince geçmiyor hemen hadi git şimdi." diyerek kapıyı kapatacağım sırada o buna izin vermedi. Ayağın kapının arasına sıkıştırıp bir adım öne geldi.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda tam dudaklarımı araladığım sırada o konuştu.
"Bari yanında durayım, söz veriyorum bir şey yapmayacağım.Lütfen." dediğinde kalbimin hızlı hızlı attığını hissettim. Alt dudağımı yalayıp onun gözlerine baktım.