Avucuma doldurduğum suyu sertçe yüzüme vurup gözlerimi ovalayarak ellerimi yüzümden çektim.Kafamı kaldırıp karşımdaki aynaya baktığımda yüzümün bembeyaz olduğunu farketmişim.Gözlerimin altı ve dudaklarım şişmişti.
Bunların hepsi gece sabaha kadar ağladığım içindi.Bütün gece Alparslan'ın bana yaptıklarını düşünüp hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.Ona hissettiğim duygulardan önce ona bu kadar güvendiğim için üzülüyordum.
Çünkü farklı olduğunu düşünüyordum. Hayatım boyunca herkesten beklediğim ilgiyi güveni kısa süre içinde o vermişti.
Başlarda sadece onun bana ilgisi hoşuma giderken zamanla ona duygular beslemeye başlamıştım.Kendi duygularımı tam anlamıyla kabullenirken böyle bir şeyin olması canımı yakmıştı.Banyodan çıkıp yavaş adımlarla odama yöneldim.Evde durdukça duvarlar üzerime üzerime geliyordu, dışarı çıkıp hava almak istiyordum.
Odama girip dolabıma yöneldim.Gri bir eşofman ve gri sweatshirt aldıktan sonra onları yatağın üzerine bırakıp üzerimdekileri çıkarıp yeni kıyafetleri üzerime geçirdim.Çıkardığım kıyafetleri katlayıp kenara koyarken aynanın karşısına geçip dağınık saçlarımı düzeltmeye çalıştım.Birkaç dakika uğraştıktan sonra düzelmeyeceğini anlayıp ellerimi saçlarımdan çektim ve kapıya doğru yöneldim.
Odamdan çıkıp kapıya doğru yönelirken odanın sağ tarafında kalan koltuğa bile bakmak istemiyordum.Kapının önüne gelip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve kapıyı açtım.Hava rüzgarlıydı. Kapıyı açar açmaz esen rüzgar yüzüme çarparken gözlerimi kapattım. Saniyelik olarak gözlerimi kapatıp tekrar açtığımda derin bir nefes verip kapıyı kapattım.
Dışarıya bir adım atıp ağır adımlarla yürümeye başlarken ellerimi sweatshirtümün ceblerine soktum. Yüzüm nemli olduğu için rüzgarı daha net hissediyordum.Gözlerimin hâlâ dolu dolu olduğunu biliyordum.Bu istem dışı oluyordu.Sürekli ağlamak istiyordum.
Eğik olan kafamı kaldırıp yürümeye devam ettiğimde Ercan amcanın bakkalının önünü süpürüyordu. Öyle bir ruh hâli içindeydim ki onu görünce bile ağlayasım gelmişti.
"Oo Deniz hayırlı sabahlar." Ercan amcanın şen sesini duyduğumda tekrar gözlerimi ona çevirip gülümsemeye çalıştım.Hafifçe kafamı sallarken bir nefes daha verdim.
"Hayırlı sabahlar abi." dediğimde o da gülümseyerek işine döndü.O önüne döner dönmez gülümsemem yüzümden solarken yürümeye devam ettim. Birkaç adım sonra yine o köşeye gelmiştim. Orada kimse olmadığını bildiğim hâlde oraya bile bakmak istemiyordum.
O köşeyi dönüp yürümeye devam ettim.
Mahalle bitmişti, şimdiyse dümdüz bir yol bana bakıyordu.Burnumu çekerek dümdüz yolu yürümeye başladım. Rüzgar yüzüme vurmaya devam ediyordu.Aldığım nefesler rüzgarın esintisine karışırken kafamı kaldırdım.Tam o sırada tam karşımdan gelen Osman'ı görmüştüm.İki eli de ağzına kadar dolu olan poşetlerle doluydu. Yanında ise yaşlı bir kadın vardı ve ona bir şeyler anlatıyordu.Yutkunarak o tarafa bakmaya devam ettiğimde Osmanla göz göze gelmiştim.Aynı saniyede bakışlarımı kaçırıp yürümeye devam ederken ona yaklaşmaya devam ediyordum.
Tam yanıma doğru yaklaştığını farkettiğimde tekrar başımı kaldırdım. O da kaşları çatılı şekilde bana bakıyordu.
Onun durmasıyla yanındaki yaşlı kadın da dururken bende durup ikisine baktım.Aramızda kısa süreli bir sessizlik oluşurken yaşlı kadın Osman'ın kolunu dürtmüştü.Osman kadına dönüp kaşıyla bir işaret yaptı.
"Sen git anne ben geliyorum." dediğinde kadın bir ona bir bana bakarak kafasını salladı ve yürümeye devam etti.Birkaç saniye kadının arkasından bakıp tekrar önüme döndüğümde Osman bana bakıyordu.
"Hayırdır ufaklık?" dediğimde kafamı iki yana salladım.
"Ne?"
Verdiğim tepki komiğine gitmiş olacak ki gülerek elindeki poşetleri daha sıkı tuttu ve tekrar bana döndü.
"Gözler balon gibi olmuş,betin benzin atmış.Noldu?" diyerek göz kırptığında yutkunarak omuzlarımı silktim ve elimle burnumu kırıştırıp saçlarımı geriye doğru taradım.
"Hiç öyle canım sıkkın biraz." dediğimde çatık kaşlarını düzeltip kafasını iki yana salladı.
"Allah Allah öyle mi?" dediğinde sadece kafamı salladım.Şuan onunla konuşmak istemiyordum,kimseyi istemiyordum.
"Öyle." diyerek tekrar yüzüne baktığımda güleç bir ifadeyle bana baktığını gördüm. Bu hâline gerçekten sinir olmuştum.
"O zaman beraber yürüyelim ister misin?" dediği şeyle hiç düşünmeden kafamı iki yana salladım.Sadece yalnız kalıp kendi kendime bir şeyleri kafamda oturtmak istiyordu.
"Yok teşekkür ederim, yalnız kalmak istiyorum." dediğimde ısrar etmek için dudaklarını araladığını anlamıştım. Aynı şekilde itiraz edeceğimi biliyordum.
"Belki anlayacağın şeyler olur,rahatlarsın." dediğinde düşündüğüm gibi itiraz edeceğim sırada yanımıza hızla bir araba yanaşmıştı. Bakışlarımı Osmandan çekip arabaya çevirdiğimde şoför koltuğunda Alparslan'ın oturduğunu gördüm.
Onu gördüğüm anda kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.Yutkunarak gözlerine baktığımda çatılı kaşlarıyla bana baktığını gördüm.Aynı saniyede hızla kemerini sökermişcesine çıkarıp arabadan indiğinde istemsizce Osmandan bir iki adım uzaklaşıp geriye doğru gitmiştim.
Alparslan arabanın kapısını sertçe kapatıp iri cüssesi ile yanımıza yaklaşmıştım.Tam yanımıza gelip beni kolumdan kavradığında kaşlarımı çatarak ondan kurtulmaya çalıştım.Ama o kadar sıkı tutuyordu ki bunu yapmamıştım.Beni yanına çektiğinde bir kez daha yutkundum.
"Ne yapıyorsun lan sen?" Alparslan'ın sert ve kalın sesini duyduğumda içim titretmişti.Kolundan kurtulmak için kendimi çektiğimde beni iyice kendine bastırdı.
"Bir şey yapmıyoruz kardeş sana hayırdır?" Osman'ın tam bir kavga tonuyla söylediği şeyle korkuyla ikisine baktım.Resmen iki tan dev gibi adamın arasında kalmıştım.Ama şuan ağlayacak gibi olmamın sebebi bu değildi,burnuma gelen Alparslan'ın kokusuydu.
"Ben sana bu çocuğun yanına yaklaşmayacaksın demedim mi?" Kafamı kaldırıp Alparslan'ın gözlerine baktığımda neredeyse gözlerinden ateş çıkacağını düşünmüştüm.
"İstediğime, istediğim gibi yaklaşırım sana girip çıkan ne?" Osman'ın Alparslan'ın üzerine doğru yürüdüğünü farkettiğimde korkuyla Alparslan'ın kolundan tutup onu geriye çektim.
"Gebertirim lan seni!" Alparslan'ın çileden çıkmış gibi bağırması ile onu bir kez daha göğsünden sertçe itip uzaklaştırdım ve gözümden akan bir damla yaş ile kendimi onun kolundan kurtarıp geri çekildim.
Zaten hem sinirlerim bozuktu hemde inanılmaz üzgündüm.Hepsinin üzerine bir de ikisiyle uğraşıyordum.Elimin tersiyle gözümden akan bir damla yaşı sildim.İkisinin de bakışları bendeydi. Gözlerimi yavaşça hızlı hızlı kalbimin atmasını sağlayan kişiye çevirdiğimde çatık kaslarının düzeldiğini gördüm.
Kafamı iki yana sallayarak büyük bir hayal kırıklığı ile ona baktığımda yüzünü buruşturdu.Hiçbir şey söylemeden arkamı dönüp tekrar mahalleye doğru yürürken esen rüzgar rüzgar gözyaşlarımı kurutuyordu.Aynı zamanda boğuk boğuk gelen rüzgar sesinin arasından adımın seslenildiğini duysam da umursamadan yürümeye devam ettim.
-
-
-
Sürün sürün daha çok sürünürsün..
Öptüm kocaman 🤍
![](https://img.wattpad.com/cover/349684496-288-k917818.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENAR MAHALLE (GAY)
Teen FictionDuygularından korkan kalbine sahip çıkamaz. {TAMAMLANDI}