Evet dememin ardından biraz daha bekleyip kollarını gevşetince ayaklarım zeminle tamamen temas etti .Sertçe boğazımdan aşağı doğru akarken bir adım geri çekildi ve bana alan tanımış oldu.
Elimi direkt açıkta olan kapının üst kısmana attım tekrar düşme gibi bir durum yaşanmaması için hemen aracın önündeydik zaten onun bir adım geri gitmesi ile sırtı arabayla temas ediyordu.
Ama hala yüzüne doğru düzgün bakmış değil kaçamak bir şekilde bakışlarımı atıyordum .
Daha sonra "Gidelim" dedi . Başımı sallayarak onayladım ama bu tuhaf anın içindeydim hala . Aramızdaki bu her neyse sürekli hazırlıksız yakalanıyordum . Ve aramızdaki bu etkileşimin farkında olduğum gibi o da bunun farkındaydı. Bu daha fazla tedirginleştiriyordu.
O çekilip araca binmem için bana yol verince beklemeyip içeri geçtim . Kapıyı ardımdan kapattı ve o da bir kaç saniye içinde sürücü koltuğunda yerini aldı .
Aracı sürmeye başlarken hızlanacak mı diye endişem vardı ama gayet normal bir hızda sürünce bedenime biraz rahatlık çöktü ama hala kendimi sıkıyordum .
Aracın içinde telefon melodisi çalmaya başladı kendi telefonumun sesi olmadığı için direkt bakışlarımı selim beye çevirdim . Cebinden telefonu çıkarmakla uğraşıyordu o arada göz ucuyla bana baktı am abu sefer bakışlarımı çekmedim o da telefonun ekranına baktıktan sonra cevaplanadırdı .
Daha sonra 1 dakikalık bir konuşma gerçekleştiriken önemli bir şey olmadığı için pek dinlemedim , ben hala o yakınlaşmayı düşünüyordum . 2. yakınlaşmamızdı bugün iççin ve bunu kolay kolay atlatacağımı sanmıyordum.
İkimizde belli bir süre hiç konuşmadık araç yolda ilerlemeye devam ediyordu .
Camdan dışarıyı izilyordum yan orman vardı yeşilikler bahar havası veririken kokuları açık camdan bana kadar geliyordu .
Pek kimse yoktu bu yolda . Selim beye daha ne kadar yol kaldığını sormak istiyordum ama o an soramadım .
Biraz sonra görüş açıma duran bir araba ilerde bekliyordu . Dışarıda da 2 kişi olurken ön kaputu açmış onunla ilgileniyorlardı belliki araçları bozulmuş yolda kalmışlardı .
Bizim farkımıza varacak olmuşlar ki biri bir tarafa yani karşıya baktı ve yürümeye başladı elinde uzun bir demir sopa vardı .
Durmamız için elini havaya kaldırıken diğeri de bizi fark edip durmamız için işaret verince selim bey yavaşlamaya başladı .,
Tamamen yavaşladığında hemen camın kenarına doğru geçen adam başını aşağı eğdi . Selim bey tarafında kalırken önce bize baktı sonra ise "Yardım eder misin birader , araç bozuldu pek anlamıyoruz biz .Siz anlanıyor musunuz " diyince
"Biraz anlarım , neyse bakalım olmadı bırakırız sizi gideceğiniz yere " dedi .
"Sağolun , düğüne gidiyorduk başımıza gelene bak "
Bizimle konuşan kumral , kemerli buruna ve içe çökük gözleri ile 40 lı yaşlarında falan olduğunu tahmin ediyordum . Diğeri biraz daha göbekli ve kısa boyluydu .Zararsız insanlara benziyorlardı .
Birlikte karşıdaki orta model siyah araca giderlerken ben de temiz bir hava almak için aşağı indim .
Onlar kendi aralarında araç ile ilgili konuşurken ben de onları izliyordum . Selim bey ön tarafa doğru eğilmiş kaputun içini inceliyordu .
Bir kaç dakika geçti aradan selim bey tam burdan göremezsem de elleri ile iki teli birbirine bağlıyordu . ,
Ve biraz daha zaman geçince o kumral , uzun boylu olan aradan çekilip bir kaç adım geriledi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHIN KEFARETİ +18
Teen FictionElleri eteğimin açıkta bıraktığı bacaklarımından yukarı doğru sıyrılırken aynı zamanda beni de kendisine yaslamıştı. Titrek soluklarım aralık dudaklarımdan süzülüyordu. Karşımızdaki aynadan yansımamızı görüyor olmak utanç duymamama neden oluyordu. ...