Hyunjin uyandığında kendisini minho'ya sarılmış bi halde buldu. Kafasını hafifçe kaldırdı. Minho'nun kendisini izlediğini gördüğünde kafasını sevgilisinin boynuna gömdü.
Minho hyunjin'in bu tatlı ve utangaç haline güldü.
"Günaydın güzelim" dedi minho.
Hyunjin'de buna karşılık minho'ya ufak bi öpücük verdi. Sonrasında yavaşça yatakta doğruldu. Gözlerini ovuştururken minho kalktı. Hyunjin'in saçları arasına öpücük kondurup banyoya girdi. Çok geçmeden minho aşağı indikten sonra Hyunjin'de indi.
"Bugün kahvaltıyı ben yapacağım" dedi minho'nun buzdolabına ilerlediğini gören hyunjin.
Minho gülümseyerek kafasını salladı ve sandalyelerin birine oturup hyunjin'i izlemeye başladı.
Hyunjin kahvaltıyı hazırlarken tatlı tatlı sohbet etmişlerdi. Bu sohbetleri kahvaltıyı yediklerinde de devam etti. Arada birbirleri ile uğraşıyor ve şakalaşıyorlardı.
Minho uzun süre sonra ilk defa bu kadar mutlu ve huzurlu hissediyoru.
Kahvaltıyı bitirdiklerinde hyunjin mutfağı toparlarken minho da çayı hazırlıyordu. Hyunjin işini bitirmeye yakınken minho çayı bardaklara boşalttı ve salondaki masaya koydup hyunjin'in gelmesini beklemeye başladı.
O sırada camdan dışarısını izlemeye başladı. Hava çok güzeldi. Güneşin sıcaklığı içini ısıtıyor, kuşların melodik sesleri onun huzurlu hissetmesini sağlıyordu.
Hyunjin de işini bitirdiğinde minho'nun yanına oturup kafasını omzuna yasladı. Minho'da, onu mutlu hissettiren sarışının kafasına kendi kafasını yaslayıp gözlerini kapattı.
Bir kaç huzurlu ve sessiz dakikayı hyunjin'in telefon sesi bozdu. Telefona ardı arkasına mesajlar geliyordu. Hyunjin daha mesajlara bakamadan onu felix arayınca onu cevapladı.
"Günaydı-"
"Şuan vakti değil hyunjin. Haberleri gördün mü?"
"Hayır görmedim. Neden ki?"
"Minho hapisten kaçmış."
Hyunjin, felix'in telaşına gülünce felix sesini yükseltip tekrar konuştu.
"Hyunjin ciddi bi şey konuşuyoruz gülme. Minho gerçekten hapisten kaçmış. Sadece o da değil jisung ve changbin de öyle."
"Bunu biliyorum zaten."
"Herkes şuan bunu konuşuyo- bekle bunu biliyor muydun? Nasıl bu kadar sakinsin?"
Hyunjin yanında konuşmayı dinleyip gülmesini bastırmaya çalışan minho'yu görünce tekrar güldü.
"Felix minho benim evimde."
"Ne dedin sen? Minho senin evinde mi? Ama nasıl? Halüsinasyon görüyor olmayasın?"
"Uzun hikaye belki sonra anlatırım. He bak aklıma ne geldi. Hani dün sana bi bardak ve kağıttan bahsettim ya."
"Evet nolmuş onlara?"
"Onları minho koymuş."
"Sen ciddi misin? Bende en sonunda deliriyorusun sandım."
Bunu duyan minho gülmesini daha fazla bastıramdı ve gülmeye başladı. Hyunjin sahte bi sinirle onun omzuna ufak bi yumruk attı.
Minho'nun sesini duyan felix, hyunjin gerçekten delirmediğine emin olmuştu.
"Tamam anladım Minho sende ama daha ne zamana kadar saklanacaksınız? Polisler onu arıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banka soygunu ~Hyunho~
FanfictionSevgilisi ile gayet rutin ve normal bir şekilde ilerleyen hyunjin'in hayatının bir banka soygunu ile değişeceğini kimse tahmin edemezdi. (Bu fic genel olarak geçek bi olayın hayal gücüm ile birleşmiş halidir)