"Tarih boyu ölümsüzlüğü aradı insanoğlu, kimisi sonsuz gençlik için nice denizleri aştı. Kimisi sonsuz güzellik için kendini şeytanın sunağına kara büyüğü ile yatırdı. Kimisi şeytanın bile kanını donduran günahlara, mutluluk ve kibir ile kollarını açtı."
İşin sevmediği kısmı olan yerdeki kanları silerken bile yüzündeki ifadesizlik, okunamamazlık ya da donukluk adına ne dersen de insanın içini ürpertiyordu. Sanki gündelik bir işi yapar gibi yerdeki kanları bezle temizliyordu. Kanın bir miktarını bezle alıp, su dolu kovanın içinde temizliyor aynı işlemi tekrarlıyordu. Odanın özellikle soğuk olması için özen gösterirdi. Oysa cehennemin hep sıcak olacağı bizlere öğretildi...
Saat 06:00 Isaac çoktan kalkmış ve günlük rutini için hazırlanıyordu. Oldukça büyük bir malikanesi vardı. İnsanlardan uzak, ormana yakın. Malikanenin 10 km çapındaki devasa bir araziye sahipti ve kendinden başka kimsenin mülkiyet almaması için zamanında çok özel bir çaba sarf etmişti. Siyah mermer zeminde çıplak ayakları ile yürüyerek banyoya gitti. Asla sıcak su kullanmazdı. Çoğu insan için canını acıtacak derece soğuk suda duş almayı sabahları seviyordu. Duştan çıktıktan sonra kurulanmazdı, direk aynanın karşısına geçer ve sanki büyülenmiş gibi bir süre kendine, bedenine ve cildine bakardı. Bu garip ritüel günün en sevdiği anıydı Isaac'in. Aynı zamanda en çok onu korkutan kısmı. Özel yağlar ile uzun süre tenini ovalar ve kan dolaşımını hızlandırırdı. Tenine sürdüğü şeyler sıradan ve bulunabilir değildi. Bir çok meteryali herkesden gizlediği karanlık mahzeninde yaptığı şeylerden kendi üretirdi. Yüzünün kırışmaması için ne havlu kullanırdı nede başka bir şey. Sadece ölü derileri alıp cildini tazelemek için kullandığı özel bir kemik vardı. Kırışıklıklardan özellikle korktuğu için asla mimik kullanmaz, gülümsemez ya da mümkün olduğunca dudaklarını kasarak konuşurdu insanlarla, o da sadece gerekliyse. Saat 8'i gösterdiğinde ormana çıkar ve koşmaya başlardı. Saat 9'a kadar sporunu yapar ama diğer insanlar gibi müzik dinlemezdi. Kulakları ve gözleri tıpkı bir avcı gibi sürekli tetikte olurdu. Kahvaltı yapmaz genelde tek bir öğünle beslenirdi. Kendi mahzeninde hazırladığı özel bir yiyecekti bu, karanlık bir yiyecek. Evinin bir diğer özelliği malikanesinde hiçbir pencere bulunmamasıydı. Buna diğer insanlar ve medya modern sanat desede özel nedenlerinin yanı sıra çocukluğundan beri pencereleri asla sevmemişti. Her yeri duvardan oluşan devasa bir kale gibiydi malikanesi Isaac'in. Eve döndüğü zaman tuvalinin başına geçer ve boşluğa bakarak sanki orada bir model varmış gibi hayalindeki modeli yaratmaya başlardı.
42 yaşında olan bir sanatçıya göre yaptığı tablolarla inanılmaz bir üne sahip olmuştu. Onu bu resimleri yaparken pek nadir insan görmüştü. Boşluğa bakar sanki modelde bir detayı inceler gibi odaklanır ve çizmeye başlardı, tekrar boşluğa birine bakar gibi odaklanıp tekrar çizerdi. Bugüne kadar yaşayan bir efsane olarak tam 2 kez Times dergisine kapak olmayı başaracak kadar iyiydi. Eserleri daha kendi ölmeden milyon dolarlara satılabiliyordu. Kendi serveti ile kurmuş olduğu "Umudun Tablosunu" adlı hayır kurumu ile kimsesiz çocuklara akıl almaz miktarlarda fon sağlıyordu. Medyada ve toplumda adeta kimsesiz çocukların tanrısı olarak görülüyordu. Çok özel olan bazı kendi seçtiği çocukları Madagaskar'da kendi yaptırdığı özel bir sanat okuluna götürürdü. En azından insanlar bir daha görülmeyen ve adı duyulmayan çocuklara olanın bu olduğunu düşünüyorlardı.
Isaac neredeyse hiç konuşmazdı. Özel asistanı Bernard onun her işini halleder onun yerine yapılması gereken sosyal etkinliklerin tamamını organize ederdi. Ne kadar ironiktir ki böyle bir sanatçının her şeyi olan adam, doğuştan kördü. Bernard her ne kadar kör doğmuş olsada sadakati bir köpeği kıskandıracak derecedeydi. Görmeyen gözlerine ek olarak duymaması gereken hiçbir şeyi duymaz, dokunmaması gereken bir şeye asla dokunmaz ve konuşmaması gereken sırları asla konuşmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç Sanatı
Mystery / ThrillerVahşice işlenmiş bir dizi bağımsız gözüken suç. Bu suçların arasında tek bağlantı her katilin dedektif Aden'i işaret etmesi. Dedektif Aden saf kötülükten oluşan bu suçlar içerisinde yapbozu tamamlayarak olay ufkunun ötesini görmeye çalışmaktadır.