0.7

1.4K 91 5
                                    

Merhabalar ben geldimm.

Nasılsınız asklarim?

.
.
.

Yazardan

"Abim, Abime ne oldu doktor bey söyleyin artık!" diye sitem ediyordu genç kız. Saatlerce ameliyathane kapısında gözüne bir gram uyku girmeksizin beklemişti. En değerlisiydi Abisi onun için. Doktor önce üzgün bir tavır aldı yüzüne, gözleri başta yere değdi. Sonra tekrar genç kızın yüzüne baktı.

"Abiniz şuanlık gözetim altında. Mermi düşündüğümüz gibi fazlaca tehlikesi olmayan bir mevkiye saplanmıştı. Ancak kan kaybı bayağı fazla olduğu için ek destek vermek zorunda kaldık. Lakin mermi çıkartırken ani bir VT yaşandı. Abiniz bir süre baygın yani bilinci kapalı uyuyabilir." dedi ve çıktığı yerden geri girdi. Genç kız yıkılmıştı. Dizleri üstüne çökmüş, tüm gece akıttığı o inci tanelerini tekrar serbest bırakmıştı...

Genç kız sessizce gözyaşlarını akıtırken, önünde iki çift asker botu gördü. Yavaşça kafasını yukarı kaldırdı. Gelen asker, Onur Komutandı.

"Sen bana Abinin emanetisin, hadi kalk Abin seni böyle görmesin Feyza." dedi ve kızın kollarından tutup kaldırdı.

"Onu görebilir miyim? Lütfen sadece beş dakika." dedi genç kız yorgun sesiyle.

"Feyze, babacığım. Gel buraya." diyen kişi babasıydı. O yıkılmaz babası, oğlu için göz yaşı döküyordu. Kendi gibi olsun istemişti hep oğlunu. Feyza koşarak babasına sarıldı ve babasının omzunda akıttı gözyaşlarını. Annesi Melek Hanım ise dayanamamış ve baygınlık geçirmişti. Bu yüzden boş bir odaya alınıp, sakinleştirici bir serum takıldı.

Onur Komutan ise emaneti Feyzanın isteği için doktorlarla konuşmaya gitmişti...
.
.
.
Efsundan

Ani bir irkilme ile üşüdüğümü anlamıştım. Cam kenarında oturmaktan bir tarafların uyuşmuştu. Üzerimdeki o kırgın havayı hala aşmış değildim. Semih ise cevap vermiyordu. Ya bir şey olduysa diyen tarafım susmak bilmiyor, aklımı daha da kurcalıyordu.

click*

Gelen bildirim sesiyle hemen telefona sardım ellerimi.

Kitaptaki Birey;
Şey Merhaba, Abime yazmışsınız. Abim maalesef çatışma sırasında vuruldu. Ameliyattan 1 saat önce çıktı. Durumu kritik değil ama gözetim altında.

Yazardan

Efsun her bir kelimeyi okurken, göğsünde bir yerlerin acıdığını hissetmişti. Gözyaşlarını kontrol edememiş tane tane akıtmaya başlamıştı. Kesik kesik iç çekmeleri daha gürültülü bir hale gelmişti. Tuşlarda gezdirmek istemişti parmaklarımı ancak başaramamıştı. Zor bela bir mesaj gönderdi.

Efsun;
O nasıl? İyi mi?

Ancak mesaj görüldü bile olmamıştı. Efsun o gece, sadece bir kere sesini duyduğu delikanlı için gözyaşlarını akıttı.
.
.
Semihten

Kendimi birden bir bahçede bulmuştum. Yeşil bir bahçeydi, bir çok çiçek ekilmişti bahçeye. Sonra bir kız geldi yanıma, küçük bir kız çocuğuydu.

"Babam beni yakalayamaz ki" dedi ve koşuşturmaya başladı. Kimdi bu kız çocuğu? O etrafımda dönerken bende kendi etrafımda bir sağa bir sola dönüyordum.

"Babam beni yakalayamaz ki"

Bu ses kafamda yankılanıyordu. Sonra bu sese bir ses daha eklendi.

"Ahu, Annecim buraya gel, Babanı sıkma. Bak daha o yanımıza gelmedi." dedi bir genç ses. Kafamı hızla o tarafa çevirdim. Uzun kumral saçları vardı kadının. Bu saçlar bana tanıdık geliyordu ama çözemiyordum.

"Baba, bak bu benim en sevdiğim oyuncağım" dedi küçük kız. Elimdeki oyuncağa baktığımda kanlı bir peçeydi bu. Birden kız çocuğu ağlamaya başladı. Genç kadın ise yerde baygın yatıyordu. Bir anda her yer toz bulutuna döndü. Her yerden bir ses geliyordu.

"Baba, beni kurtar."

"Semih! Neredesin?"

"Oğlum uyan artık"

"Abi ben geldim"

Kafamın içi zonkluyordu adeta. Tüm sesler karışmıştı ve uğultu halinde geliyordu.

Bir anda herşey durdu. O kız çocuğu yanıma tekrar geldi. Annesinin elini tutuyordu.

"Baba bizi bul olur mu?" dedi.

Ansızın gözlerim bulanıklaşmaya başladı. Beyaz bir tavan vardı karşımda. O esnada dudaklarımdan tek bir kelime döküldü.

"Efsun.."

.
.

Öhm öhöm

Çok uzun olmuş bölüm atmayalı, eh bir atalım dedim.

Bakalım Semih'e neler olucak?

Efsun Semih'in yanına gelecek mi?

Peki ya Semih'in gördüğü o şey...

Nesin Sen?• Texting (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin