stepbrother - minsung

29

Buhar yavaşça gittiğinde, seungmin alttan gözüken görüntüye bakmış, o an birinin üstüne oturduğunu fark edip kafasını yana çevirmişti.

Keşke çevirmeseydim diye düşünmüştü, çünkü yıllardır peşinden koştuğu 'yakışıklı prensim' diye gezdiği bedenin ona şokla baktığını görünce utançla ayağa kalkıp banyodan çıkmıştı..

Gün uzun olacakmış gibi gözüküyordu...

🍓

Chan aniden gördüğü bedenle yutkunup, göz göze gelmeleriyle donmuş, ardından hızla kaçan seungmin'le birlikte derin bir nefes vermişti.

Yıllardır bu çocuğun ondan, anlamsız bir şekilde kaçması oğlanın canını fena şekilde sıkıyor, içinin daralmasına sebep oluyordu.

Büyük olan bunları sonra düşüneceğine kanaat getirip, duş havlusunu almış, beline sararak duştan çıkmıştı.

Küçük olan ise üstünü giyinmiş, kendini yorganın altına sokarak aşırı utanç duyar bir şekilde, yüzünü saklamaya çalışmıştı.

O sırada minho ve jisung ikilisi eve girmiş, ani gelen yorgunlukla yorgunlukla bedenlerini koltuğa atıp dinlenmeye başlamışlardı.

"Son bir hafta çok yorucuydu"

"Evet"

Oğlan ayağa kalkıp, sevgilisi olan çocuğun yanına gittiğinde, onu kucaklamış, bahçeye doğru yürümeye başlamıştı.

"Hyung, kendimde yürüyebilirim"

"Hala hyung mu diyorsun? Oraları geçeli çok oldu sanıyordum oysa"

"Oldu, ama işte ağız alışkanlığı, bir şey yapamıyorum"

"Bunun için sana küçük bir ceza vermemiz lazım bence"

Minho görüş açısına giren havuzla sırıtmış, ardından kucağında çırpınan çocuğa gülerek onu havuza doğru atmıştı.

Küçük olan, sırtının sertçe suya çarpmasıyla çığlık atmış, klorlu suyla birlikte burnunun sızladığını hissetmişti. Çocuk panik yaptığı için yüzememiş, ayaklarını suyun içinde çırpmaya devam etmişti.

Büyük olan, küçük olanın çırpındığını görmüş, hızlıca kendini onun peşinden havuza atmıştı.

Jisung omuzlarının altından ellerin onu tuttuğunu hissetmesiyle bacaklarını yanındaki bedene dolamış, derin bir nefes almıştı.

"Aptal! Aptal minho! Az kalsın boğuluyordum!"

"Sevgilim farkındaysan havuz sadece 1.60 metre falan, boğulsaydın panikten boğulurdun yani"

"Sus, zaten kıyafetlerim de ıpıslak oldu"

Oğlan, kafasını hafifçe çocuğun yüzüne bakabilecek konuma getirmiş, dudaklarına küçük bir buse kondurmuştu.

"Islandıysan neden üstünü çıkarmıyorsun ki? Sonuçta ikimiz burada başbaşayız"

"Seni fırsatçı pislik!"

Küçüğü zorla üstünde tepinirken, büyük olan düşmemek için ellerini küçüğün beline sarmış, dimdik yüzüne bakmıştı.

"Biraz daha tepinirsen eğer, ciddi anlamda ikimizde boğulacağız"

Jisung sakince tüm ağırlığını minho'ya verirken, minho ellerinden birini aşağıya doğru çekmiş, erkek arkadaşının kalçasını kavramıştı.

"Minho.."

Oğlan, sevdiğinin dudağını dişleri arasına alıp çekiştirdiğinde, çocuk hafifçe inlemiş, ardından suyun altından minho'ya doğru kendini bastırarak sürtünmüştü.

Büyük olan küçüğünün inlemesini fırsat olarak bildiği için dilini küçüğünün ağzına yollamış, diliyle çocuğu talan etmeye başlamıştı.

Minho alt taraftaki bedenlerinin birleştiğini hissetmiş, ardından nefessiz kalan oğlandan ayrılıp, diliyle çocuğun yüzüne bir yol çizmişti.

Sıkıntıdan bahçeye inen Chan, gördüğü görüntüyle ıslık çalıp eliyle ikiliyi alkışlamıştı.

"Gerçekten kendimi tebrik ediyorum, eğer ben olmasaydım burdan iki değil üç kişi falan çıkacaktınız"

Jisung duyduğu cümlelerle kızarırken, hyung'u yavaşça kendisiyle birlikte onu havuzdan çıkarmış, ardından Chan'a orta parmak çekmişti.

O an çocuğun aklına arkadaşı gelmişti, 'sahi nerede acaba' diye düşünüp ayaklanmıştı.

"Nereye sevgilim?"

"Üstümü giyinme lazım, hem seung ortalıkta yok. Ona da bakacağım"

"Tamam güzelim, sonra aşağı inin de yemek yiyelim"

Minho, erkek arkadaşının yanağından bir makas aldığında, erkek arkadaşı evin içine girmişti.

Oğlan, kapıya yaslanmış, kendinden büyük olan hyung'una bakmış, ardından onun yere odaklandığını fark edip yanına çağırmıştı.

"Hyung, gelsene yanıma otur. Ayrıca biraz dalgın gördüm seni, bir sıkıntı mı var?"

{...}

Jisung seungmin'in odasına gittiğinde, yorganın altında büzülmüş bir çocuk beklediğini söyleyemezdi.

"Seung! Kim seungmin!"

Oğlan en sonunda kafasını dışarı çıkardığında, ona bakan bir adet çatık kaşlı han jisung görmüştü.

"Neler oluyor acaba? Chan hyung'da bir garipti"

İkili konuşmaya başlayacakken, aşağıdan minho onlara seslenmiş, yemeğin hazır olduğunu söylemişti.

Sincap oğlan bu konuları sonradan hatırlatacağını belirterek, arkadaşını da alıp aşağı inmişti.

Gergin bir masa seungmin'i bekliyordu...

...

Selamlarr

Finale çok az kaldı desem..

Az kaldığı için size yeni bir fic yazıyorum taslaklarda, ilk bölümü bitince yayımlayacağım.

Hesabımız gerçekten büyüyor, ve ben çok mutlu oluyorum 🤭

Hepinizi çok seviyorum ve hepinize çok teşekkür ederim guzellerim 💖

Yb için 60 vote 😻

Ece kaçar 😽