"Sessiz çığlıklarını ver bana sevgilim"
İşte o an jisung günün daha da uzayacağını ve deli gibi yorulacağını anlamıştı.
🍓
"Minho, jihyo anne var.."
"Ruhu bile duymaz, sana ne demiştim?"
İşte o an oğlanın kulağında sevgilisinin dediği kelimeler tek tek yankılanmıştı.
'bu ormanlık alanda kimse bizi göremez, duyamaz, ayrıca biz istemediğimiz sürece bize ulaşamaz'
"Ama.."
"Ama? İstemiyorsan söyleyebilirsin."
"İstiyorum"
Üvey abi dudaklarını yavaş ama etkileyici bir şekilde üvey kardeşin boynuna yaklaştırıp emmeye başladığında, küçük olan etrafa minik inlemelerini bırakıyordu.
Büyük olan dişlerini bakış açısında olan hafif kızarmış boyuna sürterken küçüğü daha fazlasını istiyorcasına mırıldanmaya başlamıştı.
"Bana ne istediğini söyle güzelim"
"Minho"
"Evet? Hadi söyle, tutma kendini. Bana o güzel sesinle yalvar, ne istediğini söyle"
"Seni istiyorum, herşeyini ver bana."
Büyük olan memnunca sırıttığında, dişlerini sertçe oğlanın ince derisine geçirmişti.
Jisung hissettiği ani acıyla ve derisinin delinme hissiyle bağırarak acı içinde inlemiş, vücudunun hareket etmesine engel olamamıştı.
Çocuk hareket edince, çıplak alt tarafları sevgilisiyle birbirine sürtüşmüş, ikisininde inlemesini sebep olmuştu.
"Sen sanki biraz fazla hareketlisin bebeğim? Bence buna biraz kısıtlama getirmemiz lazım."
Minho, savunmasız bedenin iki bileğini tek elinde kavradığında, yukarıya doğru doğrultmuş, ardından çocuğun dudaklarını esir almıştı.
İki bedende karşılıklı inlediğinde, büyük olan küçük olanın ağzının açılmasını fırsat olarak gördüğü için dilini anında çocuğun ağzının içine itmişti.
Jisung diline dolanan sıcak dille inlemiş, her zerresini hissettiği et parçasıyla gözlerinin kaydırmıştı.
Minho dudaklarını ayırdığında, karşısındaki çocuğun ona ihtiyaçla olan masum, ama bir o kadar da tahrik edici bakışlarını görmezden gelememişti.
Oğlanı, tuttuğu bileklerinden zorla aşağı eğilttiğinde, boşta olan eliyle çocuğun saçlarını kavramış, sertçe çekmişti.
Ani gelen acıyla resmen çığlık atan oğlan, altında hissettiği şey ile gözünün dolmasına izin vermişti.
Üvey abi aletinin ucunu, üvey kardeşinin ağzına sürtüğünde, oğlan onun için dudaklarını aralayıp dilini dışarı çıkarmıştı.
Minho aletini hafifçe jisung'un dilinin üstüne koyduğunda, çocuk dilini hareket ettirmeye başlamış, ağız hizasına gelen penisi dudaklarıyla sarmıştı.
Küçük olan diliyle ağzının içindeki penisi emerken, minho hissettiği sıcaklık ve salyalarla boğuk bir şekilde etrafa inlemesini bırakmıştı.
"Siktir! Çok iyisin bebeğim!"
Büyük olan çocuğun saç diplerini sertçe çekişirerek kafasını ileri geri hareket ettirmeye başlayınca, çocuk dolu gözleriyle şu zamana kadarki en güzel şaheserden bile özel gözüküyordu.
Üvey abi kendini aniden geriye çektiğinde, sızdırmaya başlamış olan şişkin aletiyle, kendini tutmaktan kızarmaya başlamıştı.
"Ayağa kalk"
Lee minho otoriter, ayrıca bir o kadar derin sesiyle konuştuğunda, han jisung itaat edercesine ayağa kalkmış, gözleriyle buluşan o yoğun bakışların altında adeta ezildiğini hissetmişti.
Oğlan, küçüğünü bileğinden sürükleyip jakuji'nin içine resmen fırlatmıştı.
Vücudu kaynar suyla buluşan çocuk, göz pınarlarındaki zevk yaşlarının akmasına izin vermiş, bacaklarını açıp, kendine üstten bakan oğlana karşı mosmor olan boynunu kaldırmıştı.
Büyük olan en sonunda suyun içine girip, kenarda duran oturak benzeri beyaz mermer taşa oturduğunda, küçük olan beklemeyip büyüğünün kucağındaki yerini almıştı.
Üvey kardeş kendini deli gibi altındaki dik penise sürterken, üvey abi inliyor, kucağındaki eşsiz derece güzel olan oğlanın içini ezmek için sabırsızlanıyordu.
Minho en sonunda dayanamayıp inatla onu içine olmayan jisung'a karşı sinirlenmiş, iki kalça yanağını da kavrayarak hafifçe yukarı doğrultmuştu.
Vücudunun yükseldiğini hisseden jisung, suyun içindeyken içine nasıl o aleti alacağını düşünürken, minho çocuğu biraz daha kaldırıp kendine komutlamıştı.
Çocuk, vücudunun bırakılmasıyla aniden sonuna kadar aldığı kalın ve uzun penisle inlemiş, ardından içine dolan sıcak suyla, titrek bir nefes vermişti.
Kısa olan içindeki aletle birlikte karşısındaki bedenin omuzlarına tutunup zıplamaya başladığında, içine girip çıkan alet, çocuğun delirmesine neden olmuştu.
Uzun olan ise, penisini sımsıkı saran sıcak duvarlarla inlemiş, kendini hırsla ona siktirten çocuktan gözlerini alamamıştı.
Jisung sürekli olarak zıpladığı için sıcak su devamlı olarak içini dolduruyor, daha da dolu hissetmesini sağlıyordu.
Minho en sonunda çocuğun içine boşaldığında, yavaşça elini oğlanın sertliğine sarıp çekiştirmişti.
Üvey kardeş yabancı gelen kavranma hissiyle titremiş, ardından hassasça minho'nun eline boşalmıştı.
İkili en sonunda rahatça bir nefes aldığında, sıra sıra yıkanmış, sonrasında bornozlarına sarılarak ortak olan yatak odasına gitmişlerdi.
Oğlanlar pijamalarını giyip yatağa yattığında, jisung kafasını sevgilisinin göğüsüne yaslamış, minho ise çocuğun saçlarına küçük buseler kondurmuştu.
Çift yavaşça uykuya dalmaya başladığında, bir hafta sonra dava günü yaşanacakları düşünmek istememişti..
Bir hafta sonra>>
...
Gösterdiğim gibi, bir sonraki bölüm bir hafta sonras8 olacak.
Bu arada 400 takipçi olduk, hepinize çok teşekkür ederim 💋
Yb için 60 vote 😻
Ece kaçar 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stepbrother - minsung
Historia Cortaminho yıllardır -annesi ile babası boşandığı için- babasında kalan bir çocuktur. Jisung ise küçükken babasının annesi ve kendisini terk etmesiyle baba sevgisi görmemiş bir çocuktur. bir gün jisung'un annesi ile minho'nun babası tanışıp evlenmeye kar...