Deltanın arkadaşlarıyla birlikte gittiği ormandan dönmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. O günden sonra orduyu sıkı takibe almıştı. Hakkında konuşulanları bilmek ve engellemek istiyordu. Lider olduğunda otoritesini korumalıydı.
Şimdi ise aynanın karşısında onun için dikilmiş eşsiz takımın içinde enfes görünüyordu. Kelimenin tam anlamıyla enfesti. Bal rengi saçlarıyla uyumlu düğmeleri olan harika bir takım giyinmişti. Yakasında yine aynı renk bir mendil vardı. Deltanın da hoşuna gitmişti. Taehyung doğduğundan beri güzel görünmeyi hep severdi.
Büyük bir davet veriliyordu. Bahar gelmişti ve bereketin temsili olan bu mevsim sürülerde kutlamalarla karşılanırdı. Tüm sürülerin birleştiği, çeşit çeşit oyunların oynandığı birkaç gün süren bu bahar kutlamasının son günündelerdi ve son gün geleneğinde büyük bir yemek verilir tüm sürüler davet edilirdi. Taehyung da işte tamda bu davet için hazırlanmıştı.
Kendine son kez bakıp odasından aşağı indiğinde arkadaşlarını gördü. Ağabeyiyle sohbet edip gülüşüyorlardı. Babası ve annesi ise sürü liderleri olarak çoktan davet yerine gitmiş olmalılardı.
"Omega olmasaydım kesinlikle Taehyung'un vitası olmak isterdim." Jimin deltayı görür görmez tüm ilgisini ona çevirmişti. Delta büyüleyici görünüyordu.
"Taehyung mühürlesene sen bu kuduruğu." Hobi alayla konuştuğunda Jimin söze atladı.
"Evet, evet mühürlesin. Bence de mühürlesin. Kim sürüsünün liderinin eşi olurum fena mı olur? Hem Taehyung da yabancıya gitmemiş olur." Söylediklerine herkes kahkahalarla gülerken deltaya içindeki sızıyı hatırlatmıştı.
Davete eşi olmadan gidiyordu...
"Ben onu öyle bir ısıracağım ki ruhu bedeninden ayrılacak hala salak salak konuşuyor."
Taehyun da diğerlerinin yanına geldiğinde konuştu ancak omega ona laf yetiştirmeden rahat uyuyamazdı.
"Ne var? Tüm bu gösterişli hayatı istemem suç mu? Ne bencilsin Taehyung. Sanki mühürlesen ölürsün."
Evden çıkıp davet yerine gelene kadar birbirleriyle atışmışlar hatta delta omegayı şakasına ısırmıştı. Bunun üzerine Jimin ağlamaya başlayınca olaya her zamanki gibi Hobi müdahale etmiş ikiliyi birbirinden ayırmıştı.
"Yoongi senin kolunda içeriye girebilir miyim? Deltayla konuşmuyorum." Jimin Taehyung'a küslüğünü fırsata çeviriyordu. Sinsiliğini fark eden delta gülmüştü kendi kendine.
Büyük ve gösterişli salona girdiklerinde tüm gözler yüzyılın deltasındaydı. Herkes onun feromonlarını hissedebilmek için ona yaklaşmaya çalışıyor hayranlıkla süzüyor ve tabiki hakkında fısıldaşıyorlardı.
"Yine mi yalnız gelmiş? Anlaşılan vitasını hala bulamamış."
"Çok yazık. Kim sürüsünü yönetecek ama daha eşini bile bulamıyor mu?"
"Delta kaç yaşında? Vitasız olduğuna göre oldukça genç olmalı."
"Lider olabilmek için bir omegayla mühürlenmeyi düşünür mü acaba?"
Taehyung yürüdüğü esnada hakkında konuşulan tüm bu fısıltıları duyuyor öfkesine hakim olmaya çalışıyordu. Sanki vitayı bulmak tamamen Taehyung'un sorumluluğundaydı. Vita da deltasını bulamamıştı. Neden kimse vita hakkında konuşmuyordu?
Sürülerin ileri gelenleri yemeğe geçtiğinde davet daha şık bir hal almıştı. Soylular eşleriyle birlikte dans ediyordu. Ve tabiki onların arasında güzel Jungkook ve nişanlısı Yohan da vardı. Alfanın iri elleri türü belli olmayan Jungkook'un beline sarmış dans ediyorlardı.
Şimdi herkesin gözü Jeon sürüsü liderinin oğlu ve nişanlısındayken oturduğu yerde yanında konuşulanlara kulak misafiri oldu delta.
"Jungkook için cinsiyetsiz diyorlar Jeon."
"Öyle."
"Oğlunun bir türü belirsizle evlenmesine izin mi veriyorsun."
"Yohan en büyük oğlum. Birinin eksilmesi sorun yaratmaz. Jungkook'la evlenmeyi çok istiyor."
"Ne zaman yanına almıştın onu ve ailesini?"
"Sürü sınırında avlanırken askeri yetersizlikten saldırıya uğradı annesi ve babası. Lider olarak himayeme aldım. O zamanlar Jungkook henüz küçüktü. Tam hatırlayamıyorum. Belki 10 yaşında olabilir."
"Türünün olmaması ne yazık."
"Öyle."
Delta da üzüldü Jungkook'a. Birinin türünün belli olmaması, kaba tabiriyle cinsiyetsiz olması pek kabul edilebilir değildi. Çokça dışlanmış ve istenmemiş olmalıydı. Bir fırsatı olsaydı Taehyung onunla sohbet etmek isterdi.
Dalgın bir halde nişanlısıyla dans eden oğlanı izlerken nedensizce kendini yakın hissetti Jungkook'a. Benim gibi çok fazla baskıya uğramış olmalı diye düşündü. Delta bazı geceler üzerindeki baskıdan bunalır sabaha kadar ağlardı. Bazen de öfkesinden avlanmaya gider sabaha kadar gelmezdi. Jungkook'un türü yoksa o bunu yapıp biraz da olsa rahatlayamazdı.
Ah Jungkook diye düşündü. Demek senin de içinde bir sızı var...
Sevgilerimle, VT.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille /Taekook
Ficção GeralYüzyılın deltası Taehyung, yaşadığı yıl boyunca vitasına rastlayamamıştı. "Ah Jungkook, demek senin de içinde bir sızı var..." Omegaverse Semetae